Bakan
Günay, eşi Gülten Günay ile Ak
deniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) 25. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla
Antalya'daki Talya
Kongre Merkezi'nde düzenlenen yemeğe katıldı.
Günay, yemekteki konuşmasında,
Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine ulaşma konusunda yorulmaz bir hasreti bulunan ülkenin başarı öykülerine çok ihtiyacı olduğunu anlattı.
''Dünyanın yaşadığı bu kırılgan ortamda;
ekonomik kriz, çeşitli salgın tartışmaları, zaman zaman ülkenin iç barışını bozabilecek bazı sevimsiz girişimler karşısında 2009 yılını başarıyla kapatan bir
sektörün, bir büyük
takım hareketinin mensuplarıyız'' diyen Bakan Günay, bir sorumluluğu, eksikliği, başarısızlığı birbirine
fatura etmek gayretiyle konuşan değil, bir başarıyı birbiriyle paylaşarak, birbirine dağıtarak konuşmaya çalışan bir ortamı paylaştıklarını kaydetti.
Bu sevincin kahramanlarının, adına turizm denilen iş ve işlem merkezlerine girerken kapıda karşılayan çocuklardan, o yatırımın sahiplerine, bütün o
kent ve kasabada yönetimde payı olan vali, belediye başkanları, milletvekilleri, sokakta o heyecanı hisseden insanlara kadar herkesin ortak başarısı olduğunu vurgulayan Bakan Günay, bu sevinci, başarıyı bütün kalbiyle yürekten alkışladığını dile getirdi.
-''TÜRKİYE KRİZE RAĞMEN BAŞARDI''-
Günay, geçen yılın ortalarından itibaren dünyanın ciddi bir kırılganlık yaşadığını hatırlatarak, 1929'dakine benzer bir buhrandan söz edildiğini kaydetti.
Türkiye'nin yakın komşularında çok ciddi krizler olduğunu belirten Günay, bu krize, sağlık ve güvenlik sıkıntılarının da eklendiğini ifade etti.
Herkesin gayretiyle dünya turizminin önde gelen 10 ülkesi içinde olan Türkiye'nin ziyaretçi sayısı açısından yedinci, elde edilen gelir açısından dokuzuncu sırada yer aldığını vurgulayan Günay, ''Bu 10 ülkenin 9'u, gelen ziyaretçi açısından 2009 yılını eksiyle kapattı. Bir tek Türkiye 2009 yılını gelen ziyaretçi açısından artıyla kapattı. Bu hepimizin, sevinmesi gereken ortak başarısıdır'' dedi.
Bu başarının sürekli kılınması gerektiğine işaret eden Günay, Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısının daha da artacağını, 9 milyonu gören Antalya'nın da 19 milyonu göreceğine inandığını vurguladı.
Kültür ve
Turizm Bakanı, ''Biz, Mustafa Kemal Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda söylediği gibi, turizm alanında (az zamanda çok işler başarmış) olmanın mutluluğunu yaşıyoruz'' diye konuştu.
-SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA ÇAĞRI-
Rakiplerinin gelir düşüşü nedeniyle Türkiye'nin gelir açısından da başarılı bir noktada olduğuna dikkati çeken Günay, ''Ama
itiraf etmemiz gerekir ki kişi başına dünya ortalamasının altındayız. Hedefimiz kişi başına geliri artırmaya çalışmak olmalıdır. Bu sadece Türkiye'nin bir coğrafyasına insanları doldurmakla olmaz ve yetmez'' değerlendirmesinde bulundu.
Antalya'da turizmin 12 aya yayılması gerektiği üzerinde duran Günay, bu
hedef doğrultusunda yeni yatırımlara ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Turizmin sadece turizmcilerin gayret edeceği ve sadece onların kar ettikleri bir alan olmadığını belirten Günay, sektörün; istihdam kaynağı ve
toplumsal değişimi sağlayan en önemli alanlardan biri olduğunu anlattı.
Antalya'nın turizmin sunumunun çeşitlendirilmesi gerektiğini ve yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu da vurgulayan Günay, şöyle devam etti:
''Göreve başladığımın birinci gününden itibaren (yatırımcıya yardımcı olacağız) diyorum. Tarihsel ve
doğal çevreyi koruyacağız, hukuk içinde davranacağız, ama yatırımcıya yardımcı olacağız. Bu anlayışı sadece bizim, sadece Antalya
Valisi'nin, sadece
Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratlarının değil, herkesin paylaşması gerekiyor. Antalya'nın Barosunun, Mimarlar Odasının,
sivil toplum örgütlerinin de Türkiye'nin turizm sunumu zenginliğini arttıracak bu seferberlik anlayışını bizimle paylaşması gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman turizmi 6 aydan 12 aya yayabiliriz, insanları deniz kıyısından Akseki ve Elmalı'ya taşıyabiliriz.''
Antalya Havalimanı'nın dünyanın en fazla işleyen hava limanlarından biri olduğuna da işaret eden Günay,
Gazipaşa Havaalanı'nın da devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Günay, Antalya'nın batısında da
küçük çaplı da olsa yeni bir havaalanına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
-ARKEOLOJİK ZENGİNLİK-
Antalya'nın inanılmaz bir arkeolojik zenginliğe sahip olduğuna dikkati çeken Günay, bunların içinde sadece Aspendos ve sınırlı şekilde Side'nin kültür hizmetlerinde kullanılabildiğini vurguladı. Günay, ''Üzülerek söylüyorum ki yakın zamana kadar bunların hiç birisinin
restorasyon açısından yeterlilik projesi yoktu. Antalya'nın Perge'sinin, Myra'sının, Termessos'unun bir biçimde kültür hizmetlerinde kullanılabilir restorasyona ihtiyacı var'' dedi.
Türkiye'nin sektörde
efsane niteliğinde bir başarı elde ettiğini ancak yapılanla yetinilmemesi gerektiğini ifade eden Günay, daha fazlasının yapılabileceğini kaydetti.
Paris'i; kültürü, hayat tarzı ve mimarisi nedeniyle 25 milyon kişinin ziyaret ettiğini anlatan Günay, Türkiye'nin turizmde yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
İlk günden itibaren Türkiye'nin kültür turizmine ihtiyacı olduğunu söylediğini ve 'kültür ve turizm ne kadar bağdaşır' şeklinde yadırgandığını vurgulayan Günay, kültür ve turizmin ayrılamayacağını söyledi.
-ANTALYA'YA ARKEOLOJİ MÜZESİ-
Dünyada daha yüksek gelir grubundan insanları Türkiye'ye çekebilmek için kültürün ayrı bir önem taşıdığını vurgulayan Günay, ''Antalya inanılmaz bir arkeolojik zenginliğe sahip ama Antalya
Arkeoloji Müzesi çok sıradan. Antalya Arkeoloji Müzesi, içindeki zenginlikleri içselleştirmeyen bir sıradanlık içinde. Antalya'nın çok görkemli bir arkeoloji müzesine ihtiyacı var. Hedefimiz bunu yapmaktır'' diye konuştu.
-KRİZ TURİZMİN KRİTİK EŞİĞİ-
Antalya Valisi Alaaddin
Yüksel de turizmin bu yüzyılın en gözde ve özgün sektörlerinden biri olduğunu vurguladı. Turizmin artık büyük bir
endüstriye dönüştüğünü kaydeden Vali Yüksel, ''Eğer adam gibi bu endüstri içinde yer almak istiyorsanız yapılması gereken yegane şey
rekabet'' dedi.
Küresel finans krizinin ortaya çıkmasıyla dünyada sarsıntı yaşandığına dikkati çeken Yüksel,
Akdeniz çanağında yanlış analizler yapan ülkelerin sektörde eksi 2'lere, eksi 30'lara gerilediğini dile getirdi. Yüksel, ''Bu kriz dönemi, turizmin de kırılma noktasının yaşandığı kritik bir eşikti. Herkes tökezledi. Komşumuz
Yunanistan Antalya meydanlarında (bize de gelin) diye ilanlar astı. Bu büyük hengamede Türkiye başardı'' diye konuştu.
AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır, turizm sektörünün en örgütlü birliği olduklarını belirtti. AKTOB'un, sektör stratejilerini planlayarak devletle paylaşmak, bölgenin tanıtımında rol oynamak ve destinasyon oluşturmak amacıyla kurulduğunu dile getiren Çorabatır, bölgenin rekabet gücünün arttırdığını söyledi.
Antalya'nın 1984'te Türkiye'deki toplam
yatak sayısının yüzde 13'ünü temsil ettiğini vurgulayan Çorabatır, bu oranın şimdilerde yüzde 40'a yükseldiğini dile getirdi.
Çorabatır, AKTOB'un gönüllülük ilkesiyle bir arada olan 407 üyesiyle Türkiye'nin menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutarak hareket ettiğini vurguladı. Küresel krize turizm sektörünün büyük direnç gösterdiğine işaret eden Çorabatır, sektörden desteğini esirgemeyen Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a teşekkür etti.
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ahmet
Barut da kamuoyunun turizmden beklentilerinin arttığına vurgu yaptı ve kurumsallaşma adına yeniden yapılanmak gerektiğini söyledi. Barut, ''Tüm sektörün kendi kendini yönetebileceği, kendi kendine üretebileceği, kendi kaynağını yaratabileceği yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. Bunu bizden çok sektörün yan sanayisi beklemektedir. İçinde bulunduğumuz dönemde yasal düzenlemelerin yapılacağına inanıyoruz'' dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, AKTOB'un eski başkanlarına plaket verdiği gece Ferhat Göçer konseriyle sona erdi.