Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun,
Güney Feneri'ni denediklerini ve çok olumlu sonuçlar aldıklarını müjdeledi.
Prof. Dr. Akın Olgun, Anavatanı Güney
Amerika Kolombiya tarafları olan
Güney Feneri'nin çok verimli ve gelir düzeyi çok yüksek bir
ürün olarak dikkat çektiğini anlattı.
Prof. Olgun, bir işadamının kendisine, bu ürünü kilosu 32 liradan
ithal etiklerini söylediğini kaydetti.
Türkiye'de üretilirse maliyetin çok düşük olacağını ama gelirinin oldukça yüksek
fiyatları bulacağına işaret eden Prof. Olgun, sağlık ve beslenme açısından da çok yararlı olan Güney Feneri'nin şu an için
pazar diye bir probleminin de bulunmadığını kaydetti.
Prof. Dr . Akın Olgun'un verdiği bilgilere göre, Güvey Feneri, Yer Kirazı, Altın
Çilek ve İnka Eriği olarak da bilinen bu bitkinin, bilinen 70 türü mevcut bulunuyor. Asıl kurutulduğu zaman uzun ömürlü oluyor ve geliri çok daha fazla artıyor. Doğrudan da tüketilebilen Güney Feneri,
zeytin büyüklüğünde,
portakal renginde ve turunçgillerin ağızda kalan buruk tadına benzemeyen bir lezzeti bulunuyor ama
C vitamini bakımından en zengin ürünlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Ege Bölgesi'nde sulanabilen her yerde yetişebilen ürün, Ziraat Fakültesi tarafından Menemen'de çok büyük çapta ekildi.
Eylül ayında halka açılacak olan çiftlikte çiftçilere sunuma başlanacak olan Güney Feneri, Türkiye'de daha yeni bir ürün. Dekar başına bin 500 kg'dan başlayan ve bakım ile suyunun düzgün verilmesi durumunda 5 tona kadar çıkabilen bir verime sahip bulunuyor.
Önümüzdeki yıldan itibaren isteyene fide olarak isteyene de
tohum olarak verilecek olan Güney Feneri, tohumda fide üretilerek şaşırtılıyor.
Şubat,
Mart ayında dikilen ürün şu aylarda
çiçeklenmeye başladı, Eylül gibi hasadı yapılıyor ve 20 gün ila 1 ay boyunca hasadı devam ediyor.
Dekan Prof. Olgun, fiyat araştırması yaptıklarını ve kilosunun 9-9,5 liraya satılabilen bu ürünün dekarda ortalama 2,5 ton verim sağladığını belirtti. Prof. Olgun şunları söyledi:
"Kilosu 6 liradan satıldığında bile dekara 15 bin lira getirisi olduğu görülür. Bu da Ege Bölgesi koşullarında bir çok üründen fazla bir gelir demektir. Turuncu sarıya kaçan bir rengi var ve tül gibi bir
örtü içerisinde oluşuyor. Bir
fener izlenimi veriyor meyvesi. 1 dekara çok sayıda kök dikiyorsunuz. Ortalama boyu 70-80 cm civarında. Yapraklar saplı, 4-15 cm, oval veya
baklava şeklinde olan bir bitki. Bu bitkinin temel özelliği fazla miktarda su istemesi. Haftada iki kere sulanması gerekiyor ama üç kere de hava sıcaklığına göre üç kere sulanması gerekiyor. Haziran ve Temmuz aylarında sarı,
siyah renkli çiçek açıyor. Eylül ayında hasad olgunluğuna ulaşıyor ama
sera koşullarında sürekli yetiştirilebiliyor."
Prof. Dr. Akın Olgun, bu bitkinin, ne kadar verimi düşük alınırsa alınsın, fiyatları ne kadar düşürülürse düşürülsün gelir getirebilecek potansiyele sahip olduğunu anlattı. Prof. Olgun,
İzmir ve Ege Bölgesi için fayda sağlayabilecek bu bitkinin çikolata ve
dondurma sanayiinde kullanıldığını ifade etti.
Büyük oranda ithal edilen bu bitki kurutulmuş olarak 75-80 milyon civarında bir fiyata Türkiye'ye geldiğini anlatan Prof. Olgun, her şey bir tarafa sağlık açısından da oldukça faydalı bir bitkki olan Güney Feneri'nin özellikle C vitamini yönünden zengin olması, karın ağrılarına iyi gelmesi gibi çok çeşitli yararları olduğunu söyledi. Prof. Olgun, bitkinin peyzaj mimarlığında süs bitkisi olarak da kullanıldığını hatırlattı. Dekan Olgun, "Tek belirsizlik pazarlamasıyla ilgili. Pazarlamasıyla ilgili şu anda sorun yok ama işleme sanayi yeterli gelişmediği için bir sorun olabilir. İş alemiyle beraber organize edilirse İzmir için,
bölge için ve Türkiye için çok yararlı olacak bir bitki." diye konuştu.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun, mor domatesle ilgili deneme çalışmalarının ise devam ettiğini sözlerine ekledi.