SGK'ya
itiraz edildi, olmadı. Binlerce
dava açıldı, olmadı.
12 Haziran seçimlerinde de en çok tartışılan konulardan birisi oldu. Evet, yaklaşık on milyon
emeklinin merakla takip ettiği 'intibak'tan bahsediyoruz.
Yıllardır
gündem işgal eden intibak konusunda nihayet sona yaklaşıldı. Seçimlerden önce bizzat Sayın
Başbakan tarafından verilen söz üzerine, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı kolları sıvadı. Sayın Faruk Çelik'in başlattığı çalışmayla birlikte, emeklilerin ve tüm kamuoyunun merakı yeniden alevlendi. İşte herkesin merak ettiği sorular:
· Emekli
maaşları arasındaki
uçurum nereden kaynaklanıyor?
· 2000 yılı öncesi emeklilerin maaş kaybı ne kadar?
· Süper emekliler kimler? Ne talep ediyorlar?
· Çalıştıkça emekli aylıklarının düşmesi önlenecek mi?
· Kimler intibak bekliyor? Kimler için intibak çıkacak?
· Hangi emekli ne kadar
zam alacak?
· Kademeli intibak ne anlama geliyor?
· Zam verilirken hangi kriterler esas alınacak?
Bütün bu sorular, Bugün'deki köşeme emekli okurlarımın adeta yağdırdığı sorular. İstedik ki her bir soruya ayrı
cevap vermek yerine, intibakla ilgili her şeyi bir dizide toplayalım. Bu arada sadece yukarıdaki sorulara değil, dizi boyunca sizden gelecek soru ve sorunlara da cevap vereceğiz.
Maaşlar arasındaki uçurum ne zaman başladı?
Sosyal güvenlik
sistemleri çok ince hesaplarla kurulur ve uzun vadeli tasarlanır. Yani fazla mıncıklamaya gelmezler. Ancak ülkemizde durum bunun tam tersi yönde işledi. Ortalama her on yılda bir yapılan reformlardan en fazla etkilenenler de şüphesiz emekliler oldu.
1978, 1982, 1987, 1999 ve 2008 yıllarında yapılan
düzenlemeler, emekli aylığı hesaplama sistemini içinden çıkılmaz hale getirdi. Sistemi en fazla örseleyen değişiklik ise 1999 yılında yapıldı. 17
Ağustos depreminin hemen akabinde getirilen yeni sistemle;
· 1978 yılından beri bütün çalışanların (
SSK, Bağ-Kur,
Emekli Sandığı) aylığını hesaplamada kullanılan gösterge ve
katsayı sistemi, SSK'lı ve Bağ-Kur'lular aleyhine değiştirildi.
· Memurlar için eski sistem devam ettirilirken, SSK ve Bağ-Kur'lular için gelişme hızı ve
TÜFE rakamlarını esas alan güncelleme sistemine geçildi.
· SSK ve Bağ-Kur emeklilerine, 2000 yılı itibariyle memur maaş katsayısına göre değil, sadece TÜFE'ye göre zam yapıldı.
· Yeni sistemle 2000 sonrasında memur emekli aylıkları aynı hızda artmaya devam ederken, SSK'lı ve Bağ-Kur'lular sadece enflasyon farkını aldılar.
·
AK Parti hükümetlerince 2003, 2006, 2007 ve 2010 yıllarında yapılan seyyanen zamlar da SSK'lı ve Bağ-Kur'luların kayıplarını telafi edemedi.
· 2000 yılı sonrasındaki dengesizlik SSK'lı ve Bağ-Kur'luları sadece memurların gerisine atmadı. Aynı zamanda 2000 öncesi emekli olanlarla 2000 sonrası emekli olan SSK'lı ve Bağ-Kur'lular arasında da
makas açılmaya başladı.
· 2000 öncesi emekli aylıklarını eriten en önemli faktör, milli gelirdeki artışın emeklilere yansıtılmaması oldu. Yani emekli enflasyona ezdirilmedi ancak ülkenin büyümesinden de payını alamadı.
Uçuruma bir örnek
Bütün bu söylediklerimizin ne anlama geldiğini bir örnekle somutlaştıralım. Çalışma hayatı boyunca tavandan
prim ödeyerek 1999 yılında 7000 prim günüyle emekli olan Ahmet Amcamız, şu an yaklaşık 1000 lira aylık alıyor. Yine sürekli tavandan prim
ödemiş olan Mehmet Bey'e, bugün (yani 2011 yılında) 7000 prim günüyle emekli olduğunda yaklaşık 2300 lira aylık bağlanıyor. Oysa bunun tam tersi olmalı, 2000 yılından önce emekli olmuş kişinin aylığı, aynı
hizmet süresiyle bugün emekli olan kişiden yüksek olmalıydı. Yani tasarruf için getirilen yeni sisteme göre bağlanan aylık, bonkör olarak görülen eski sistemin aylığından düşük olmalıydı.
İşte intibak bekleyen birinci grup, Ahmet Amcamızın dahil olduğu 2000 öncesi SSK ve Bağ-Kur emeklilerinden oluşuyor.
Bir yılan hikâyesi: Süper Emekliler
İntibak beklentisi, sadece yukarıda bahsettiğimiz kesimle sınırlı değil. Bir de 1987 yılından kalma süper emeklilerimiz var. Sayıları 60 bin civarında olan bu kişiler, 1987 yılında verilen borçlanma hakkıyla SSK'ya çok yüksek tutarda para ödediler. Amaçları tavandan (üst gösterge tablosundan) aylık almaktı. Gerçekten de birkaç ay yüksek aylık aldılar. Ancak bu düzenleme
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, hayalleri suya düştü.
Kendilerine ödedikleri paralar iade edilmediği gibi, mağduriyetleri de çözülmedi. 1991 yılında Sayın Süleyman Demirel'in başbakanlığında kurulan
koalisyon hükümetinin programında bile süper emeklilerin mağduriyetlerinin giderileceği belirtilmişti. Aradan geçen 20 yıla rağmen, sorun hâlâ ortada duruyor. Bugün 2000 liranın üzerinde aylık alması gereken bu kişilerin çoğu 1000 liranın altında maaş alıyor. İşte intibak bekleyen ikinci grup, 60 bin kişilik süper emekliler grubudur.
BUGÜN - SAADETTİN ORHAN