AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, IMF ile görüşmeler şu aşamada, ağırlıklı olarak Fon'un
Türkiye temsilciliği aracılığıyla yürütülürken, gelecek aydan itibaren görüşmeler doğrudan ve daha üst düzeyde yürütülmeye başlanacak.
IMF yetkilileri, daha önceden yapılan çalışmalarda önemli bir altyapı sağlandığını belirterek, Türkiye ile IMF arasındaki doğrudan görüşmelerin yeniden başlamasıyla, İstanbul'daki yıllık toplantılar öncesinde bir sonuca ulaşılabileceğini vurguluyorlar.
Yetkililer, İstanbul'daki toplantıya
hazırlık çalışmaları paralelinde, gelecek ay Fon'dan gelecek heyetlerle, potansiyel program görüşmelerinin de gerçekleştirileceğine dikkat çekiyorlar.
IMF İLE DAHA ESNEK TEMELE DAYALI PROGRAM
Öte yandan, IMF ile daha esnek temele dayalı bir program üzerinde, gelecek ay, IMF-
Dünya Bankası yıllık toplantıları öncesinde bir anlaşmaya ulaşma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.
Türkiye'nin, Fon dışı dış finansman imkanlarının da küresel ekonomideki toparlanma çerçevesinde artış göstereceğine dikkat çeken yetkililer, bu neden, IMF'den 12 aylık dönem için sağlanacak 15 milyar dolarlık bir kaynağından yeterli olabileceğine dikkat çekiyorlar.
Hazine'nin bu yıl 4 milyar dolarlık bir uluslararası tahvil ihracı planladığına dikkat çeken yetkililer, dış finansman imkanlarındaki daralmaya rağmen, Türkiye'nin çok uygun koşullarda borçlanma gerçekleştirebildiğini, yani, uluslararası piyasalardan finansman imkanının rahatlıkla bulunabileceğini vurguluyor.
Bu arada, Türkiye'nin, ''risk
primi (CDS)'' olarak da isimlendirilen
sigorta primleri gerilemeye başladı.
CDS oranı, Türkiye riskinden korunmak için ödenmesi gereken primi yansıtıyor. Türk tahvillerini alan ve bu tahvilin geri ödenmesinden çekinen yatırımcılar, buna karşın bir ''sigorta'' satın alıyorlar. Bunun için de her yıl CDS oranı kadar bir prim ödüyorlar.
Uzmanlar, Türkiye'nin, gerek 5 yıl, gerekse 10 yıl vadeli tahvillerine ilişkin CDS oranlarının önemli bir gerileme gösterdiğini vurguluyorlar.
Türkiye 'nin borçlarını ödememe olasılığına karşı alınan sigortaya ödenen sigorta primlerinin düşmesiyle, dış borçlanma maliyetinin azalacağı belirtiliyor.
Uzmanlar, kısa vadeli belirsizliğin, dolayısıyla risk algılamalarının azaldığını vurguluyorlar.
Ukrayna,
Macaristan ve
Romanya gibi ülkelerde IMF programlarının bulunduğunu, buna rağmen o ülkelerde faizlerin yükseldiğini vurgulayan uzmanlar, Türkiye'de ise faizlerin bu denli yükselmediğine dikkat çekiyorlar.
Türkiye'nin sigorta primi şu anda Macaristan,
Rusya ve bir çok Doğu
Avrupa ülkesinden daha düşük düzeyde bulunuyor.