1961 yılından bugüne tam 19
stand-by anlaşması yapıldı . Bunlardan belki birinde bile başarı sağlanamadı.
IMF,
kriz döneminde bir elinizi tutar ama bir şekildede diğer elinizi kendisine muhtaç eder.. Kriz dönemlerinde para yardımını yaparken birçok telapte bulunur. Açıkcası ekonominin patronu IMF olur. Global ekonomilerin en parlak dönemlerinde, IMF'siz
ülkeler kalıcı büyürken, IMF'li ekonomiler kendilerini amorti eder.
IMF' le yollarını ayıran
Brezilyanın, buna en iyi örnek olacağının kanısındayım.
Brezilya Dünyanın 9. büyük ekonomisi olmayı başarmış.
Kredi derecelendirme kuruluşları Brezilya'yı yatırım yapılabilir ülke seviyesine çıkararak ödüllendirmiştir. Akılalmaz miktarlardaki sermayeleri kendisine çeker hale gelmiştir. Zamanında,
Türkiye'nin 10 anlaşma ile aldığı IMF parasını, tek bir anlaşmayla almak zorunda kalan Brezilya , borcu bırakın şimdi alacaklı duruma geçmiştir.
IMF'siz, bir ülke ekonomisinin geleceği daha parlaktır. Önündeki belirsizlik perdesi kaldırılır. Ekonomide oluşucak
bağımsızlık, sizlere olan güveni arttıracaktır. Daha geçen gün yapılan 10 yıllık hazine tahvil ihalesine gelen talep bunun göstergesidir. İnanıyorum ki, önümüzdeki bu borçlanma
faiz oranları dahada düşecektır. G-20 ülkesine yakışacak bir seviyeye inecektir. Orta ve uzun vadede bunun getirileri Türkiyeye çok büyük olacaktir. Türkiye bugüne kadar uzun vadede borçlanma şansını çok az buluyordu. Kısa vadede borçlanma faizleri, ülkenin geleceğine yönelik en büyük engel idi.
2002-2007 arasindaki muthiş
büyüme potansiyelinin karşıliğı, IMF ile masaya oturmak olmamalıydı.
Basın, medya ve Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşları kriz doneminde IMF sevdalarından hiç ama hiç vazgeçmediler.
Krizde dimdik duran Türkiye ekonomisine, onlar, hatta, siyasiler guvenememiş olacak ki IMF dosyası bir türlü gündemden kaldırılamadı.
Krizin son günlerine kadar IMF'siz gelmiş bir Türkiye, en sonunda IMF'e ihtiyacının olmadığını anlamıştır.
Kriz teğet geçti yada geçmedi. Kriz A'dan Z'ye her ülkeyi, olumsuz etkiledi. Türkiye, şuan bu krizden
ders çıkararak, özellikle isdihtam ve enerji konusunda ciddi adımlar atmalıdır..
Laf değil,
akıl değil, icraat istiyoruz. Sonuçlara ulaşacak reformlar şart.
Son günlerde
kredi derecelendirme kuruluşlarının, Türkiye'ye verdiği notlardan daha önemli bir gelişimedir IMF'in açıklaması. Şimdi yatırım yapılabilir ülke notunu beklemek hayal değil, bir gerçek beklentidir.
Gün gelecek IMF, Türkiyeden borç alır hale gelecek..Neden olmasın, Brezilya yaptıktan sonra…
Yabancı yatırımcının gözünde IMF'siz Türkiyem bir başka büyük… Yerinde sayarak değil, koşan adımlarla ilerleyerek büyüyen Türkiye çok yakın....
Sedat Korkmaz /
New York
SAMANYOLU HABER