İşsizlik sorununu özel sektör çözer

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2010'daki ekonomik gelişmeleri değerlendirirken, işsizlik sorunu için "Sen devletsin, al" teklifi getiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi.

İşsizlik sorununu özel sektör çözer

CHP liderinin "İşsizliğin çözümü için devlet personel almalı." şeklindeki açıklamasını eleştiren Başbakan Yardımcısı Babacan, bir yılda devletin 100 bin kişilik alımına karşılık özel sektörün 1 milyondan fazla kişiyi istihdam ettiğini vurguladı. Babacan, 2011'de Türkiye'nin büyüyüp istihdamı artıracağını kaydetti. Anamuhalefet liderinin 1970, 1980'lere takıldığını kaydeden Babacan, özel sektör istihdam etmedikten sonra işsizlik sorununu çözmenin mümkün olmadığını söyledi. "Devlete her yıl 100 bin kişi alıyorsunuz, bir 100 bin kişi daha alsanız ne yazar?" diyen Babacan, özel sektörün ise 1 yılda 1 milyonun üzerinde istihdam sağladığını vurguladı. Babacan, cari denge konusunda ise enerjide sorunu çözecek en önemli somut adımın nükleer olacağının altını çizdi: "Türkiye 2023'e kadar en az 3 nükleer santrale sahip olmalı." Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin soruları cevaplayan Babacan, 2010'un özellikle gelişmiş ülkelerde büyük sıkıntıların yaşandığı bir yıl iken Türkiye'de güven ve stikrar ortamında, büyümenin, istihdamın sağlandığı ve refahın ciddi ölçüde arttığı bir yıl olduğunu bildirdi. 2011'in ise yine gelişmiş ekonomilerde risklerin arttığı bir yıl olacağına dikkat çeken Babacan, "Türkiye, bu riskli ortamda, güven ve istikrar ortamını koruyarak, makul oranda büyümeyi, istihdamı sağlayacak bir ülke olacak." diye konuştu. Şu anda Türkiye için enflasyon riskinin çok ciddi oranlarda olmadığına, asıl dikkat ettikleri konunun cari denge olduğuna işaret eden Babacan, "Yüzde 5-6 cari açık tamam ama yüzde 25'in üzerinde bir kredi genişlemesi olursa, 125 milyar liranın üzerinde bir kredi genişlemesi olursa, cari açığı yüzde 5-6'dan daha yükseğe taşıma riski var. Dikkatli olalım 2011'de. Aldığımız tedbirlerin arkasında cari dengeyi belli noktalarda tutma gayreti var.'' şeklinde konuştu. Akaryakıttaki ÖTV'nin 1 Ocak 2010'dan beri maktu ve sabit olduğunu aktaran Babacan, bu uygulamayı 2011 sonuna kadar da değiştirmeyeceklerini bildirdi. Akaryakıttaki ÖTV'nin en önemli vergi kalemlerinden biri olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti: "Gelir kaynağımız tamamen vergi. Devletin petrol geliri olsa biz deriz ki düşürelim. Doğrudan gelirlerimiz yok denecek kadar. Beyana dayalı Gelir Vergisi 2 milyar civarında. Sadece sigaranın ÖTV'si 15 milyar. Doğrudan vergileri alamayınca, bu sefer ister istemez dolaylı vergiler yüksek. Bu hoşnut olduğumuz bir tablo değil, mutlaka zaman içinde değişmesi gereken bir tablo ama akşamdan sabaha bunları değiştiremiyorsunuz. Belli bir zaman gerektiriyor, kayıt dışının azalması gerekiyor.'' 2003'ten 2009'a kadar Ziraat Bankası'nın Kurumlar Vergisi ve Hazine'ye ödediği paranın 14-15 milyar lira yani 10 milyar dolar civarında, Halk Bankası'nda da 6-7 milyar lira yani 4 milyar dolar civarında olduğunu açıklayan Babacan, böylece kamu bankalarının, 7 yılda yaklaşık kamuya 14-15 milyar dolar nakit kaynak aktardığını dile getirdi. Babacan, "2001'de Halk Bankası'nın bilançosunun yüzde 75'i görev zararı karşılığı verilen kâğıtlardan oluştu. Bugün bilançonun yüzde 58'i kredilerden oluşuyor. Kamu bankalarına ve Merkez Bankası'na 2001'de verilen kâğıtların ödemesini 10 Aralık'ta bitirdik.'' diye konuştu. 'MB BAŞKANLIĞI BOŞALMADAN ATAMA MÜMKÜN DEĞİL' Babacan, görev süresi nisanda dolacak olan Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz'ın, "başkanlığın ya iki dönem ya da 7-8 yıl olması gerektiği'' sözlerinin hatırlatılması üzerine, aynı başkanın 2 ya da 3 dönem bu görevde bulunmasının önünde hiçbir hukuki engel bulunmadığını, sadece yaş engeli olduğunu söyledi. Yeni başkanın isminin önceden açıklanamayacağına, çünkü sistemin buna uygun olmadığına dikkat çeken Babacan, öncelikle bu pozisyon boşalmadan oraya atama yapmalarının mümkün olmadığının altını çizdi. Babacan, "Keşke böyle bir şey olsa. Mesela atamayı yapsak ama uygulama tarihi şu tarihte dense. Ama yasal düzenleme gerekir. Bir de bu süre uzun olursa iki başlılık olabilir.'' diye konuştu. Babacan, vergi ve sigorta primleri başta olmak üzere 300 kalemdeki borçları yeniden yapılandırmadan ne kadar gelir beklediklerinin sorulması üzerine bunun çok kapsamlı bir uygulama olduğunu, ne kadar geleceği konusunda tahmin yürütmenin zor olduğunu ifade ederek, "Nakit girsin, bir görelim. Bütçemizi öyle yaptık, sıfır kabul ettik. Borç ödemede kullanabiliriz ya da yatırım projelerinde.'' dedi. Babacan, 2009 krizinden etkilenen, devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanan vatandaşlar için bir kapı açtıklarına işaret etti ve seçimle ilgisinin olmadığını vurguladı. AA
<< Önceki Haber İşsizlik sorununu özel sektör çözer Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER