Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı enflasyon raporu ve duyurulan 5 maddelik TL'yi güçlendirme
eylem planını açıkladı.
İşte Başçı'nın açıklamalarından bazı bölümler şöyle; "Vergi artışları beklenen artıştan daha yüksek düzeyde oldu. Gelişen ülkelerin kısa vadeli
sermaye akımı sorunu var. Cari açıkta düşüş eğilimi son çeyrekte de sürecek. 2013'te enlasyonun yüzde 5'te dengelenmesini bekliyoruz. TL'deki değer kaybı beklentilerimizin üzerinde oldu. 3. çeyrekte
ekonomik faaliyet beklentimizden güçlü oldu. Çıktı açığı tahminlerimizi yukarı yönlü güncelledik.
Kamu borcu problemi çözülmesi gereken en zor problemdir. Alınan tedbirlerle
kredi genişlemesi önemli ölçüde yavaşladı. Orta vadeli enflasyon görünümünü bozmadan ekonomiyi destekledik. Faiz koridoru ile etkin likidite yönetimi
finansal istikrar destekler. Yılın kalan kısmında kredi genişlemesi bir miktar yavaşlamalı. Gelişmekte olan ülkeler sermaye hareketiyle başa çıkabilir. Parasal sıkılaştırma sürecine başlamış durumdayız.Orta vadeli enflasyon görünümünün bozulmasına izin vermeyeceğiz. Amacımız finansal istikrar ve
fiyat istikrarına katkıda bulunmak."
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (
TCMB) Başkanı
Erdem Başçı, kamu borcu probleminin her zaman çözülmesi en zor problem olduğunu belirterek, ''Bizim gibi ülkelerin karşı karşıya kaldığı problemler, kamu borcu problemi olmadığı sürece hepsi de çözülebilecek ölçüde problemlerdir'' dedi.
Başçı, TCMB İdare Merkezi
Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında,
Enflasyon Raporu'nu ve
Türk Lirası'nın değerini önemli ölçüde güçlendirecek fiyat istikrarı,
faiz politikası, döviz
rezerv politikası, zorunlu karşılık politikası ve finansal istikrardan oluşan beş maddeli eylem planını açıkladı.
AB liderler zirvesinin bugün bir kez daha toplandığını hatırlatan Başçı, zirvenin daha önce 21 Temmuzda toplandığını anımsattı. O toplantı ile aynı zamanda kendilerinin de Para Politikası
Kurulu'nu topladıklarını anlatan Başçı, şunları söyledi:
''Zirveden çıkacak sonucu görmeden, olabilecek her türlü senaryoya karşı neler yapabiliriz bunları o toplantıda derinlemesi analizlerle, bir eylem planı yapmıştık. Orada alınan kararları peyder pey yürürlüğe koyuyoruz. Bu günde ne olacağını bilmiyoruz. Piyasalarda nasıl algılanacağını bilmiyoruz. 21 Temmuzda liderler toplandığında İtalya'nın 10 yıllık borçlanma faizi yüzde 6'ya ulaşmıştı. Bugün gelinen noktada yine yüzde 6. Aradan geçen zamanda
Avrupa Merkez Bankası'nın önemli miktarda İtalyan ve
İspanyol tahvili almasına rağmen... Bu sorunun ne kadar ciddi ve büyük olduğunu gösteriyor. Kamu borcu problemi her zaman çözülmesi en zor problemdir. Bizim gibi ülkelerin karşı karşıya kaldığı problemler kamu borcu problemi olmadığı sürece hepsi de çözülebilecek ölçüde problemlerdir.''
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun 2011 yılı sonunda orta noktası yüzde 8,3 olmak üzere yüzde 7,8 ile yüzde 8,8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, Enflasyon Raporu'nu ve Türk Lirası'nın değerini önemli ölçüde güçlendirecek fiyat istikrarı, faiz politikası, döviz rezerv politikası, zorunlu karşılık politikası ve finansal istikrardan oluşan beş maddeli eylem planını açıkladı.
Merkez Bankası Başykanı Başçı, küresel gelişmelerin içinde bulunulan dönemde, sermaye akımlarına karşı dengeleyici tedbirlerin zamanında ve gerekirse günlük olarak alınmasını
gerektirdiğini belirterek, bu nedenle 20
Ekim 2011 tarihli Para Politikası Kurulu kararıyla iki amaç ve üç araçlı
para politikasını günlük olarak etkili biçimde uygulayabilecek
esnekliğe kavusmuş bulunduklarını anlattı.
Türk lirasında yakın zamanda gözlenen aşırı değer kaybının, işlenmemiş
gıda fiyatlarındaki baz etkisi ve fiyatı yönetilen/yönlendirilen ürünlerdeki ayarlamalar nedeniyle, gelecek aylarda enflasyonun belirgin şekilde yükselmesini beklediklerini ifade eden Başçı, bu durumun orta vadeli enflasyon beklentilerini ve görünümünü etkilemesine izin vermeyeceklerini bildirdi.
Başçı, Enflasyonun
kontrol altında tutulması ve 2012 yılı hedefi ile uyumlu seviyelerde gerçekleşmesi için gereken parasal sıkılaştırmayı yapmaya başladıklarını ifade etti.
Son Kurul toplantısından sonra bankaların Merkez Bankası'ndan fonlamalarının
maliyeti ortalama olarak faiz koridorunun içinde, yani yüzde 5,75 ile yüzde 12,5 arasında ve Merkez Bankasının uygun göreceği herhangi bir seviyede belirlenebildiğini hatırlatan Başçı, fonlamanın yüzde 12,5 düzeyinden yapıldığı durumlarda bankaların taleplerini geçerli teminat karşılığında sınırsız olarak karşılayacaklarını belirtti. Başçı, ''Fonlama kanalından bu suretle sağlanacak sıkılaştırma veya genişletme ekonomik ve finansal gelişmelerin seyrine göre günlük sıklıkta dahi yapılabilecektir. Fiyat istikrarına ilişkin risklerin gözlendiği durumlarda ise bankaların gecelik borçlanma maliyetinin bir süre için yüzde 12,5 seviyesine yakın seyretmesine izin vereceğiz'' diye konuştu.
Enflasyonun 2012 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,7 ile yüzde 6,7 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirtti.
Toplantıda Başçı, enflasyonun orta vadede yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini kaydetti.
Merkez Bankası'nın daha önceki enflasyon tahminleri, 2011 yılı sonu için orta noktası yüzde 6,9 olmak üzere, yüzde 5,9 ile yüzde 7,9 aralığında, 2012 yıl sonu için ise orta noktası 5,2 olmak üzere yüzde 3,5 ile yüzde 6,9 aralığında olmuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, aylık bazda mevsimsel etkilerden arındırılmış
cari işlemler açığında 2011 yılı temmuz ayında başlayan düşüş eğiliminin 2011 yılı
Eylül ayındaki geçici duraksamadan sonra yılın son çeyreğinde devam edeceğini bildirdi.
Başçı, TCMB İdare Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, Enflasyon Raporu'nu ve Türk Lirası'nın değerini önemli ölçüde güçlendirecek fiyat istikrarı, faiz politikası, döviz rezerv politikası, zorunlu karşılık politikası ve finansal istikrardan oluşan beş maddeli eylem planını açıkladı.
Konuşmasında
zorunlu karşılık politikamız hakkında bilgi veren Başçı, AB liderler zirvesinden çıkacak sonuca ve bunun dış piyasalarda algılanmasına bağlı olarak gerekmesi halinde Türk lirası zorunlu karşılık oranlarında sınırlı bir indirime gidebileceklerini, buna ilave olarak Türk lirası zorunlu karşılıkların yüzde 40'a kadar olan kısmının döviz olarak tutulabilmesine de izin verebileceklerini duyurdu.
Ayrıca, önümüzdeki dönemde Türk lirası zorunlu karşılıkların yüzde 10'a kadar olan kısmının da altın olarak tutulmasına imkan sağlamak amacıyla
teknik çalışmaları sürdürdüklerini belirten Başçı, ''Her üç kararın da bankalarımızı ağırlıklı olarak maliyet kanalından olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu kararlarla piyasaya sağlanacak Türk lirası likidite ile bankalarımızın fonlama ihtiyaçları kalıcı olarak ve önemli ölçüde azalacağından bankacılık sektörü likidite kanalı üzerinden de olumlu yönde etkilenecektir'' dedi.
Rezerv politikasına da değinen Başçı, kıymetli maden
depo hesapları ile
yabancı para zorunlu karşılıkların bir kısmının altın olarak tesis edilmesine imkan tanınması ile birlikte 28 Ekim 2011
Cuma gününden itibaren Merkez Bankası'nın altın rezervinde 1991 yılından bu yana ilk kez bir artış olmasını beklediklerini, Türk lirası zorunlu karşılıkların da altın olarak tutulmasına izin verilmesini takiben altın rezervlerdeki artışın sürebileceğini vurguladı.
-26 milyar dolar alım-
Başçı, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası, 2009 yılı
Ağustos ayından 2011 yılı Temmuz ayına kadar toplam 26 milyar ABD doları tutarında döviz satın aldı. Bu döviz alımlarının temel amacı, hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı desteklemek için gerektiğinde ve basiretli şekilde finans sistemimize döviz likiditesi sağlayabilmekti. Bu çerçevede döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde dalgalı
döviz kuru rejimi ile çelişmeyecek şekilde döviz satım ihaleleri düzenleyebilecek ve/veya döviz piyasasına doğrudan müdahale edebileceğiz. Diğer taraftan küresel ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak, ülkemizde bankalararası döviz piyasasında döviz likiditesi akışkanlığını artırmak amacıyla Bankamız nezdindeki
Döviz Depo Piyasasında aracılık faaliyetlerine yeniden başlayabileceğiz.
Son olarak ise finansal istikrar konusuna değineceğim. 2010 yılı
Kasım ayından bu yana uygulamakta olduğumuz politikaların amacını özel sektörün 4 dış yükümlülüklerinde gözlenen aşırı hızlı artışın yavaşlatılması ve bu yükümlülüklerin kalitesinin iyileştirilmesi şeklinde özetleyebiliriz. Bu doğrultuda aylık bazda mevsimsel etkilerden arındırılmış cari işlemler açığında 2011 yılı Temmuz ayında başlayan düşüş eğilimi 2011 yılı Eylül ayındaki geçici duraksamadan sonra yılın son çeyreğinde devam edecektir. Cari açığın finansmanında ise doğrudan yabancı yatırımların ve uzun vadeli borçlanmaların payında istikrarlı artış devam ediyor. Đç ve dış talepte yaşanan dengelenmenin istikrarlı olarak devamı için özellikle
tüketici kredilerindeki mevcut
büyüme eğiliminin yılın kalan kısmında bir miktar daha yavaşlatılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Böylelikle ülkemizin özel tasarruf eğiliminin artması sonucunda cari açıktaki düzeltmenin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi sağlanabilecektir. Faiz koridoru aracılığıyla etkin likidite yönetimi önümüzdeki dönemde bu açıdan finansal istikrara da katkı yapacak önemli bir politika aracı olacaktır.''