14
Mart 2008 tarihinde
Cuma günü başlayan
kapatma davası 30 Temmuz 2008 tarihinde red edilerek son buldu. 17 Mart günü yazdığımız yazımızda bugün global
piyasaları konuşmak yersiz demiştik, bugünde aynı şeyi tekrarlıyor ve global piyasaları konuşmuyoruz. Demokrasinin ve hukukun kazandığı
kapatma davası sonrasında bugün bembeyaz bir
Perşembe yaşayacağımız kesin. Global piyasaların tepki hareketleri verdiği günlerde dahi aşağı yönlü seyrini devam ettiren
IMKB, 4.5 ay kadar süren sıkıntılı sürecini tamamlayıp bembeyaz bir sayfa açtı. Piyasalar zaten son 2 haftadır
AK Parti’nin kapatılmamasına odaklanmış ve IMKB’de ciddi yükselişler görülmüştü. Bizde konjonktürün değiştiğinden bahsetmiş ve Ak Parti’nin kapatılma ihtimalinin iyice azaldığını defaatçe belirtmiştik. Global piyasalarda sıkıntılar devam etsede IMKB’nin anayasa mahkemesinden gelen moral sonrasında sıkıntılı seyrini devam ettireceğini görebiliyoruz.
Artık
Türkiye’nin ve yetkili kurullarının kaybedilen dört buçuk ay sonrasında nelere konsantre olması gerektiğini iyice belirlemesi gerekli. Özellikle çetelere ve gayrimeşru yapılanmaların üzerine gidilmeye devam edildiği, senelerdir konuşulan kapsamlı anayasa değişikliği yapıldığı ve AB reformalarının hızlandırıldığı takdirde Türkiye’nin pazarlanacak çok konusu ve IMKB’nin çok gidecek yolu olduğu kesin. Özellikle piyasalar üzerinde
baskı oluşturacak
seçim konusunun biran önce sonuçlandırılarak kamuoyu yoklamalarında oy oranının %45 - %50 civarında seyreden Ak Parti’nin seçime giderek güven tazelemesinin piyasaları olumlu etkileyeceğini ve reform sürecinde reformlara ve anayasa değişikliklerine hız vereceğine inanmaktayız.
Petrol rezervleri olmamasına,
doğal kaynaklarının yetersiz olmasına rağmen insan gücü ve stratejik konumu sebebi ile Türkiye’nin en önemli gelişmekte olan piyasalardan biri olmaya devam edeceğine
yabancı yatırımcının inancı tam. Bir
ülke için en büyük avantajın insan gücü olduğuna inanmaktayız. Tarihin her devrinde dünyada söz sahibi olabilecek tarzda devletler kurmuş bir ülkenin insanların bu azimlerini tarihin gelen kısmındada devam ettireceğinden şüphemiz yok.
Sonuç olarak gelecekten çok umutluyuz. 23 Temmuz 1908 tarihinde başlayan darbeler sürecinin 100 sene sonra 30 Temmuz 2008 tarihinde son bulduğuna inanmaktayız. Demokratik ve özgürlüklere saygılı, muasır medeniyetler seviyesini hedeflemiş ve AB hedefine kilitlenmiş bir ülke olarak
ekonomik açıdan da güçleneceğimize eminiz. IMKB’nin bu süreçte sert yükselişlere devam edeceğine inanmaktayız. Yukarı yönlü hareketlerin hızlanacağına ve Türkiye’nin global piyasalardan pozitif yönlü ayrışacağına inanmaktayız.