Uygulanan ekonomi programın temel felsefesini oluşturan enflasyon
hedefine paralel gelir artış ilkesi, yalnız ev sahibi lehine işliyor. Ücretli kesimin geliri enflasyon kadar artarken, ev sahibi kendisini aylık enflasyon gelişmelerine göre 'koruma'ya alıyor, enflasyon bir artarken, kiralar enflasyon oranının iki, üç hatta beş katı daha fazla artırılıyor. Bu gelişme, enflasyon için de kısırdöngü yaratıyor.
Kiralar artıyor, enflasyon daha da da artıyor. Kiralara sınır getiren esnek bir
yasanın
Anayasa Mahkemesi'nden de dönmeyeceği daha önceki iptal kararının gerekçesinde yer alıyor: Taşınmaz mal kira bedellerinin kamu yararı amacıyla yasayla sınırlandırılmasın Anayasa ile çelişmez.
Büyütmek için tıklayınız
Türkiye İstatistik Kurumu (
TÜİK) aylık Tüketici Fiyatları (
TÜFE) istatistiklerine göre son bir yılda kiralar genelikle enflasyon oranının üstünde seyretti. Bu,
tüketici fiyatları genel endeksini artırdığı gibi enflasyon sürecinde dizginlenemeyen kira artışı kısırdöngüye de yol açıyor. Kira artıyor, enflasyon bu artışın etkisiyle biraz daha yukarıya çıkıyor.
Haziranda
rekor artış
Merkez Bankası da enflasyon raporlarında neredeyse istisnasız hedef enflasyon yerine gerçekleşen enflasyon baz alınarak yapılan artışa dikkati çekiyor ve enflasyon hedefi üzerinde risk oluşturduğuna vurgu yapıyor. TÜİK verileri, kira artışlarının bazı aylarda enflasyondaki artışların iki-üç kat üzerinde seyrettiğini ortaya koyuyor. Örneğin, piyasalardaki dalgalanmanın ve bunun ekonomiyle ve enflasyon bekleyişlerine yansımasının ardından
kira geliri elde edenlerin kendilerini yani elde ettikleri kira gelirlerini 'sıkı koruma'ya aldıkları istatistiklere de yansıdı. Haziran TÜFE artışı beklentilerin tersine yüzde 0.34'te kalırken, kiraların ağırlığı oluşturduğu konut harcamaları yüzde 2.18 oldu. Ev sahipleri, geçen yıl enflasyonun hedefin yani yüzde 8'in de altında kalması ve 2006 enflasyonunun aylık 0.20'lerde seyrettiğini görmesinin ardından, kira artışlarını önemli ölçüde aşağı çekti.
Yasayla sınır getirilemedi
1999 sonunda IMF ile enflasyonla mücadaleyi hedefleyen üç yıllık program için
stand-by'a
imza atılırken, gelir politikasının da enflasyon hedefine göre oluşturulması hedeflenmişti.
Memur maaşları,
işçi ücretleri ve diğer gelirler enflasyon ölçüsünde artışla sınırlandırılırken, dizginlenemeyen kiraların da yasayla sınırlandırılması gündeme gelmişti. 2000 yılında çıkarılan yasayla kiraların söz konusu yıl için yüzde 25, 2001 yılı için yüzde 10'dan fazla artırılamayacağı hüküm altına alındı.
Anayasa Mahkemesi, artışa sınırlama getiren 4531 sayılı yasayı,
Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin başvurusu üzerine 19 Temmuz 2001'de iptal etti. Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, düzenlemenin Anayasa'nın '
sözleşme özgürlüğü' ilkesine aykırılık iddiasını ciddi bulup, yüksek
mahkemeye başvurmuştu. Mahkeme, iptali şöyle gerekçelendirmişti: "Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte öngörülen artışa koşut kiralarda 2001 için kabul edilen yüzde 10 artış, 2001'deki
kriz nedeniyle oluşan fiyat artışlarının altında kalmıştır... Bu durumda,
itiraz konusu ibareyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak biçimde yapılan ölçüsüz sınırlamanın demokratik
toplum düzeninin gerekleriyle bağdaştığı ileri sürülemez."
Sorunu esnek yasa çözebilir
Merkez Bankası bir yandan kira artışlarına dikkat çekerken,
kiracının geliri de ancak enflasyon hedefi kadar artarken kiraların bunun çok üzerinde artmasının çözümü yine yasal kısıtta görülüyor.
Yüksek mahkemenin 'kamu yararına sınırlamanın Anayasa'yla çelişmeyeceği' gerekçesine göre, 2001'deki gibi olağanüstü artışları yansıtmaya olanak sağlayacak esnek yasanın
uygulama şansı bulacağı belirtiliyor. Ancak, ev sahiplerinin iki yıllık kontrat sonrası kiracılarını çıkararak fahiş artışla yeni kiracı bulmasının da önlenmesi gerektiği belirtiliyor.
RADİKAL