Kredi
kartı kullananların sayısı 30 milyona yaklaşırken
bankalar diğer
kredilere göre daha yüksek getiri sağlayan bu pazardan pay alabilmek için kıyasıya yarışıyor. Sokakta rastgele kredi kartı
sözleşmesi imzalayan bankaların yanında elde ettikleri isimlerin adreslerine kart gönderenlere de rastlanıyor.
Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ali
Coşkun’un yaşadığı olay
tüketicinin nasıl bir
psikolojik baskı altına alındığını ortaya koyuyor. Resmi temaslar için İtalya’da bulunan Coşkun, mevzuat boşluğunu fırsat bilenlerin 10 gün önce yürürlüğe giren yasanın yasaklamasına rağmen herhangi bir sözleşme imzalamadığı halde pek çok kişiye kredi kartı postaladığına dikkat çekiyor. Bakan bile evine gönderilen kredi kartını iptal ettirememiş. Kamuoyunu şaşkınlık içinde bırakacak olay, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra meydana geliyor. Sanayi Bakanı’nın eşi Asuman Coşkun, adına gönderilen kredi kartını kargo görevlisinden teslim almayarak geri gönderiyor. Bunun üzerine banka
akşam saatlerinde Asuman Hanım’ı cep
telefonundan arıyor, ancak telefona Bakan çıkıyor. Ali Coşkun kartın iptal edilmesini istiyor. Bankacının cevabı ise Bakan’ı çileden çıkarıyor: “Efendim bizzat eşiniz söylemeden kartı iptal edemem.” Bakan’ın, kartın iptalinde ısrarcı olduklarını belirttiği sırada telefon kapanmış. 1-2 saat sonra banka görevlileri aynı numarayı bir kez daha aramış. Telefona yine Bakan Coşkun
cevap verince, görevliler telefonu kapatmış. Bankaların bu kadar ısrarcı olmalarının yanlışlığına dikkat çeken Bakan Coşkun, bankanın tavrı konusunda ise şunları söylüyor: “Kartı iptal etmeyen bankanın sahibini yakından tanıyorum. Bir ara kendisini aramayı bile düşündüm; ama vazgeçtim.”
Coşkun, yeni Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun yeni ödeme aracına dönüşen
kredi kartlarındaki aksaklıkları tek başına çözemeyeceğini belirterek, yasanın işler hale gelmesi için bankacıdan müşteriye kadar herkese önemli görevler düştüğünü vurguluyor. "Yeni
düzenleme samimi olan borçluya bir ödeme kolaylığıdır. Kimse borcun tamamen silinmesini beklemesin. Toplumun bu gösteriş ekonomisinden kurtulması lazım." diyen
bakana göre, kredi kartında bir geçiş dönemi yaşanıyor. Yüksek faizden yakınanların bankaları suçlamadan önce harcama yaparken borcun yine kendisinin cebinden çıkacağını unutmaması gerekiyor. Yasada bankacıları da
disiplin altına alan hükümler yer alıyor. Buna göre, bankalar talepte bulunmayan kişi ya da kuruluşlara kredi kartı gönderemeyecek. Kart pazarlama işi
BDDK'nın izin verdiği noktalarda yapılabilecek. Kart limiti ise gelirin iki katını aşamayacak. Ancak BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in tebdili kıyafetle Ankara'da bazı
alışveriş merkezleri ve metro istasyonlarında yaptığı denetimler söz konusu hükümlere
kulak asılmadığını gösteriyor. Şikayetler üzerine geçtiğimiz günlerde Kızılay'da bankaların kredi kartı müşterisi toplama çalışmalarını bizzat denetleyen Bilgin, 6 bankanın yasaya rağmen önceden ilan edilmeyen yerlerde usulsüz kart talebi topladığını tespit etti. 10'ar bin YTL ceza kesilirken, konu Bankalar Birliği'ne iletilerek üyelerinin uyarılması istendi. Yeni yasanın uygulanmadığına bizzat şahit olan Bakan Coşkun, gelinen noktayı
sürpriz olarak görmüyor.
Mart 2003'te benzer bir düzenlemenin tüketici kanununa ilave edilerek çıkarıldığını vurgulayarak, "
Kredi kartı alınırken imzalanan sözleşmelerin
harf büyüklüğüne bile bir standart getirdik. Boşluğu bulunan sözleşmelerin imzalanmaması konusunda uyarıda bulunduk. Ama heves ekonomisi ağır bastı." tespitinde bulunuyor. Bankaların o dönemde de sorumsuzca kart dağıttığını, yer yer sözleşme bile imzalamadıklarını dile getiren Coşkun, "Boşlukları diledikleri gibi doldurup fahiş faizlerle tahsilata yöneldiler." diyor. Resmî verilere göre 2005 sonu itibarıyla 29,9 milyon kredi kartı, 48,2 milyon da banka kartı bulunuyor. Kredi kartı pazarında
aslan payı ise
Yapı Kredi,
Garanti,
İş Bankası ve Akbank'ın.