Küresel ekonomide yeni bir dip ihtimali görmeyen Şahenk,
Euro Bölgesi'ndeki
ülkelerin mali sorunlarının ise aşılacağına inanıyor.
Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Ferit Şahenk,
Türkiye'nin
kredi notunun 2011 seçimlerinin ardından 'yatırım yapılabilir' ülke statüsüne çıkabileceğini öngördü. CNBC-e canlı yayınında soruları cevaplayan Şahenk, dünyada yeni bir dip olma ihtimalinin neredeyse yok gibi olduğunu düşünüyor. Ülkelerin gerekli tedbirleri aldığını belirten Şahenk, "Dünya
krizinin başlangıcındaki nedenlerle bugünkü nedenler arasında biraz daha farklılıklar var. Türkiye, 2001 yılından sonraki kararlarıyla bugün ayrışmış bir şekilde. Yüzde 100 ayrışamıyorsunuz tabii ki. Dünyaya bakınca ben bir resesyon tehlikesi görmüyorum. Devletlerin borçluluk oranı çok büyük şekilde ön plana çıkıyor. Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin mali açıkları ve borç sürdürülebilirliği önemli faktörler. Bunun da aşılacağını görmeye başladım." dedi. Kredi notlarının düşüşte olduğuna işaret eden Şahenk, "Bunlar geç gelen notlar, gerçek değerlere geliyor. Türkiye'nin şu ortamda yatırım yapılabilir ülke notuna gelmesi lazım. Seçimden sonra ben bunu ciddi şekilde bekliyorum." diye konuştu. Türkiye'nin son 10 yılda yapmış olduğu doğruları yapmaya devam ettiğini dile getiren Şahek, şunları aktardı: "ABD'de bankacılık sektöründe zor kararlar aldılar,
çürük bankaları temizlediler.
Amerikan toplumunun psikolojisi bozuldu. Krizden sonra ABD'nin biraz daha tasarruf etmesi gerekiyor. Burada
emlak fiyatları ön plana çıkmıştı.
Emlak fiyatlarında hareket ne zaman başlarsa, moraller de düzelmeye başlayacak."
TÜRKİYE, KISA VADELİ PROBLEMLERLE UĞRAŞMIYOR
Türkiye'de siyasi ve
ekonomik istikrarın bulunduğunu vurgulayan Doğuş Holding'in patronu, memleketine çok güvendiğini ve son 10 yılda yapılanların Türkiye'ye uzun vadede başarılar getireceğine inandığını söyledi. Türkiye'nin kısa vadeli problemlerle uğraşmadığını dile getiren Şahenk, "Türkiye'de büyüyen bir nüfus var. Bunun işsiz kalmaması lazım. Bizim rakiplerimiz şu anda sorunlarla uğraşıyor. Bizim artık 5-10 senelik programlar yapmamız lazım. Burada da önemli olan, yatırım ortamının çok daha
çekici olması lazım. Bunun yanında Türkiye, 'buraya gelen yatırımı nasıl daha ucuzlatırım, nasıl daha hızlandırırım' bunun çarelerine bakmak lazım.
Sanayi ve
servis sektörleri birbirini tamamlayan kardeşler. İkisinin de önemi çok büyük. Bunun bir planının, projesinin yapılması lazım. Elektronikte
Kore aldı başını gidiyor. 1997'de alınan kararlar 2010'un dünyasında Kore ne kadar cazip rekabetçi bir hale geldi. Kore gibi,
Hindistan gibi ülkeler, kalkınmış ülkelerde şirketler satın almaya başladılar.
Gümrük Birliği ortaya çıktığında
tekstil sektörü bitecek, otomotiv bitecek dendi. Tam tersine Türk
işadamı ortaklarıyla konuşarak tekstilde markalar yaratmaya başladı.
Otomotivde merkez haline gelmeye başladı. Yeni bir programa ihtiyaç var." şeklinde konuştu.
Şahenk, "Kriz size neyi öğretti?" sorusunu ise şöyle cevapladı: "Hem Türkiye'ye yönelik, hem dünya krizi şunu gösterdi ki; düşünmeye
vakit ayırınca çözülemeyecek sorun yok. Herkesin problemiyse insanlar çözmek için daha rahat bir araya geliyorlar. Krizlerde hep bunu görüyoruz. Türkiye bir araya geldi, acı reçeteyi kabullendi. Türkiye, bunu çok daha rahat geçiyor, herkes Türkiye'yi konuşuyor. Bir problem herkesin problemiyse rahatlıkla çözülüyor."
ZAMAN