Eonomik
büyüme ve toparlanma devam ettiği sürece istihdamın da olumlu etkileneceğini vurgulayan
Babacan,
Aralık 2008 ile Aralık 2009 kıyaslandığında, geçen yılın son çeyreğinde başlayan toparlanmayla birlikte, istihdamda yaklaşık 1 milyon kişilik bir artışın olduğuna dikkati çekti.
Babacan,
kriz döneminde bir çok
ülkedeki işsizliğin iki kattan fazla artış göstermesine rağmen
Türkiye'deki artışın mütevazı seviyede kaldığını anlattı.
İstihdam artışında her geçen gün daha iyi bir konuma ulaşılacağının altını çizen Babacan, ''bundan sonra toplam işsizlik, her ay, geçen yıla göre daha da azalacak. Bir kaç yıla kadar,
işsizlik oranı kriz öncesi döneme geri dönecek'' şeklinde konuştu.
Ali Babacan, Türkiye'de
genç bir nüfus potansiyelinin bulunduğuna dikkati çekerek, işsizliğin azalmasında mesleki eğitimin önemli olduğunu söyledi.
Babacan, Türkiye'de gençlerin,
mezuniyet ve askerliğe gidiş arasında geçen zamanın da istihdamı olumsuz etkilediğini kaydetti.
-EKONOMİK TOPARLANMA İŞARETLERİ-
Türkiye ekonomisinde toparlanmanın her geçen gün güçlendiğini vurgulayan Babacan, bu toparlanma işaretlerini, ''
kredi hacmindeki artış, geri dönen çeklerdeki oranın düşmesi, gazetelerin insan kaynakları ekindeki ilanların artması, elektrik
üretim ve tüketiminin artması,
hafif ticari araç satışlarındaki artış,
buzdolabı üretimi ile tüketiminin artması'' olarak sıraladı.
-''IMF'DEN BİR KAYNAK KULLANMA İHTİYACIMIZ BULUNMUYOR''
Babacan bir soru üzerine, ABD'de bu ay içinde G-20 Bakanlar toplantısı ile IMF-
Dünya Bankası Bahar Dönemi toplantılarının olduğunu, ancak
Anayasa değişikliği görüşmeleri olduğu için IMF-Dünya Bankası toplantılarına, kendisini temsilen
Hazine Müsteşarını göndermeye karar verdiğini söyledi.
Babacan, Haziran ayında Toronto'da yapılacak G-20 zirvesine katılacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, IMF ile ilişkiler konusunda ise rutin 4.Madde Konsültasyon çalışması yapmak üzere bir IMF heyetinin 12 Mayıs'ta Türkiye'ye geleceğini ve bu heyetin yaklaşık iki hafta Türkiye'de çalışmalar yapacağını anlattı.
Ali Babacan, IMF'den bir kaynak kullanma ihtiyaçlarının da bulunmadığını vurguladı.
Türkiye'nin
yurt dışı borçlanmalarında risk priminin tarihi olarak düşük seviyelerde seyir ettiğini, krizde
kredi notu iki kademe birden artırılan tek ülke olduğunu belirterek, yine de Türkiye'nin kredi notunun bulunması gereken noktada olmadığını ifade etti.
AA