Krizden çıkış stratejisini açıkladı

Merkez Bankası,''Para Politikası Çıkış Stratejisini'' açıkladı.

Krizden çıkış stratejisini açıkladı

Merkez Bankası, gecelik işlemler için ilan ettiği borçlanma ve borç verme faiz oranları değiştirilmeyeceğini, ancak bir hafta vadeli repo ihaleleri yöntemi değiştirilerek ihalelerin geleneksel yöntemle değil, sabit faiz oranından miktar ihalesi yöntemine göre gerçekleştirilmeye başlanacağını bildirdi. Merkez Bankası, tarafından açıklanan ''Para Politikası Çıkış Stratejisine'' göre, Merkez Bankası;nın gecelik işlemler için ilan ettiği borçlanma ve borç verme faiz oranları değiştirilmeyecek, ancak bir hafta vadeli repo ihaleleri yöntemi değistirilerek ihaleler geleneksel yöntemle değil, sabit faiz oranından miktar ihalesi yöntemine göre gerçekleştirilmeye başlanacak. Bu adımda, bir hafta vadeli ihaleler için ilan edilecek sabit faiz oranı, gecelik işlemler için ilan edilen borçlanma faiz oranının 50 baz puan üzerinde tespit edilecek. Dolayısıyla, bir hafta vadeli repo ihaleleri için ilan edilen sabit faiz oranı para politikası açısından referans (politika) faiz oranı niteliği kazanacak. Açıklamaya göre strateji şöyle belirlendi: ''Örnek olarak, yeni düzenlemenin yapıldığı tarihte Merkez Bankası;nın gecelik vadeli işlemleri için borçlanma faiz oranı yüzde 6,50, borç verme faiz oranı yüzde 9 ise Merkez Bankası;nın gecelik vadeli işlemleri için borçlanma ve borç verme faiz oranları sırasıyla yüzde 6,50 ve yüzde 9 olarak korunurken, bir hafta vadeli repo ihalelerinin faiz oranı, gecelik borçlanma faiz oranının üzerine 50 baz puan eklenerek yüzde 7 olarak tespit edilecek. Politika faiz oranının gecelik borçlanma faiz oranı yerine bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı olarak tespit edilmeye başlanması para politikası duruşunda bir değişiklik anlamına gelmeyecek. Zira mevcut uygulamada da bir hafta vadeli repo ihale faiz oranları gecelik işlemler için ilan edilen borçlanma faiz oranının üzerinde oluşmaktadır. Bu geçiş döneminde, göreceli olarak daha az da olsa yine piyasanın ihtiyacından fazla fonlama yapılmaya devam edilecektir. Repo ihaleleri ile fonlama tutarı belirlenirken gecelik faiz 9 oranlarının, genellikle ilan edilen borçlanma faiz oranı düzeyinde oluşması sağlanacaktır. Zaman zaman ortaya çıkabilecek dalgalanmalarda ise gecelik faiz oranlarının ilan edilecek bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının belirgin şekilde üzerine çıkmamasına özen gösterilecektir. Likidite açığının mevcut öngörüler çerçevesinde artması halinde, teknik faiz ayarlamasının ikinci adımına geçilecektir. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile gecelik vadeli işlemler için ilan edilen borçlanma faiz oranı arasındaki fark artırılabilecek, ikincil piyasa gecelik faiz oranları ortalamasının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı civarında oluşması hedeflenecektir. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile gecelik borçlanma faiz oranı arasındaki fark, Para Politikası Kurulu tarafından parasal sıkılaştırmanın gerekli görülmesi halinde politika faiz oranı niteliğindeki bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yükseltilmesi suretiyle artırılabileceği gibi, Kurul tarafından politika faiz oranında herhangi bir değişikliğe gerek duyulmaması halinde, gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla da artırılabilecektir. Bu dönemde, gecelik vadeli işlemler için belirlenen borçlanma ve borç verme faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı arasındaki farklar her zaman simetrik olmayabilecektir. Kurul, gerek gecelik borçlanma ve borç verme faiz oranları arasındaki farkı, gerekse söz konusu faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı arasındaki farkları para politikasının operasyonel çerçevesinin bir unsuru olarak belirleyecektir.'' *** Merkez Bankası, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını ölçülü ve kademeli olarak, Merkez Bankası;nın döviz depo piyasasında ilan ettiği döviz depo borç verme faiz oranlarını, küresel faiz oranlarındaki gelişmelere bağlı olarak artırılabileceğini bildirdi. Merkez Bankası tarafından bugün açıklanan ''Para Politikası Çıkış Stratejisine'' göre, Merkez Bankası;nın döviz likiditesi konusundaki çıkıs stratejisinin, ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre değişebilecek olmakla birlikte, şöyle olması öngörülüyor: ''Gelişmiş ülke merkez bankalarının çıkıs stratejilerinin etkileri gözlendikten sonra, Merkez Bankası;nın döviz depo piyasasındaki aracılık işlevine son verilecek. Ancak, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası;ndan döviz depo alabilecekler. Bankaların borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası;ndan alabilecekleri döviz depolarının vadesi 3 aydan 1 haftaya indirilecek. Diğer yandan, mevcut koşullarda herhangi bir değişiklik düşünülmemekle birlikte, Merkez Bankası;nın Eximbank aracılıgı ile ihracatçılara kullandırdığı reeskont kredileri limitleri ve koşulları da, ihtiyacın ortadan kalkması ve kullanımının azalmasına paralel olarak aşamalı bir şekilde gözden geçirilebilecek.'' -TÜRK LİRASINA PİYASASINA YÖNELİK TEDBİRLER- Çıkış stratejileri oluşturulurken kriz döneminde alınan tedbirlerin niteliğinin doğru anlaşılmasının önem taşıdığı ifade edilen çıkış stratejisine göre, Türk Lirası piyasasına ilişkin olarak sıralanan tedbirlerin bir bölümü krize yönelik geçici riskleri bertaraf etmeyi amaçlarken, diğer bölümü krizin de etkisiyle ortaya çıkan daha kalıcı değişimleri yansıtıyor. Piyasaların ihtiyacın üzerinde fonlanması, piyasadaki gecelik faiz oranlarının dalgalanmasını engellemeye yönelik, doğrudan kriz yönetimine ilişkin bir uygulama olduğu kaydedilen çıkış stratejisinde, dolayısıyla, çıkış stratejisi kapsamında öncelikli değerlendirilmesi gereken bir unsur olduğu belirtildi. -İKİ AŞAMALI STRATEJİ- Açıklamada yer alan çıkış stratejisine göre; ''Diğer yandan, önümüzdeki dönemde piyasadaki likidite açığının devam edeceği, dolayısıyla 10 Aralık 2009 tarihli 2010 Yılında Para ve Kur Politikası konulu duyuruda bahsedilen teknik faiz ayarlaması koşullarının oluşacağı öngörülmektedir. Merkez Bankası, likiditenin sistem içindeki dağılımını dikkate alarak bankacılık sisteminin teknik faiz ayarlaması sürecine hazırlanması, para piyasalarında ortaya çıkabilecek olası dalgalanmaların azaltılması ve öngörülemeyen likidite gelişmeleri karşısında likidite yönetimi esnekliğinin korunması amaçlarıyla, gerek çıkış stratejisi çerçevesinde piyasa ihtiyacından fazla yapılan fonlamanın azaltılması ve gerekse teknik faiz ayarlaması operasyonlarını bir bütün olarak değerlendirmeye, bu çerçevede aşamalı bir strateji uygulamaya karar vermiştir. İlk aşamada, kriz süresince etkin olarak kullanılan piyasanın ihtiyacından daha fazla fonlanması şeklindeki politika çerçevesinde arz edilmekte olan miktar tedricen azaltılmaya başlanacaktır. Bu süreçte, Merkez Bankası, repo ihaleleri ile yaptığı fonlamayı, gün sonunda piyasada daha az atıl likidite kalacak şekilde belirlemeye başlayacak, gün sonunda İMKB Repo �Ters Repo Pazarı;nda ve bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası;nda gecelik vadede gerçekleştirdiği borçlanma tutarı azalacaktır. Bu dönemde, mevcut durumda olduğu gibi, gecelik para piyasası faiz oranlarının ilan edilen borçlanma faiz oranı civarında oluşmasına özen gösterilecektir. Merkez Bankası;nın ilan ettiği gecelik borçlanma faiz oranı para politikası açısından referans faiz oranı niteliğini sürdürecektir. Piyasanın ihtiyacından daha fazla yapılan fonlamanın göreceli olarak azaltılması, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranlarında oldukça sınırlı bir artışa neden olabilecektir. İkinci aşamada, likidite açığının öngörüler çerçevesinde gelişmesi halinde, teknik faiz ayarlaması sürecine geçilecek. Likidite yönetimindeki operasyonel yapı değişikliğinin, 10 Aralık 2009 tarihli duyuruda bahsedildiği gibi bir defada gecelik faiz oranlarının düşürülmesi şeklinde değil, para piyasalarında herhangi bir dalgalanma yaratmaması ve öngörülemeyen likidite gelişmeleri karşısında likidite yönetimi esnekliğinin korunması amaçlarıyla iki adımda yapılması planlanmaktadır.'' *** Merkez Bankası, kriz sürecinde döviz ve Türk Lirası piyasalarına yönelik alınan tedbirlerin bir bölümünün aşamalı olarak geri çekilmesinin planlandığını bildirdi. Bu çerçevede öncelikle doğrudan kriz yönetimi kapsamında devreye sokulan tedbirler geri alınacak, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çıkış stratejisi temkinli, zamana yayılan ve finansal istikrarı gözeten bir nitelikte gerçekleşecek. Merkez Bankası tarafından açıklanan '' Para Politikası Çıkış Stratejisine'' göre, küresel kriz sürecinde tüm dünyada fon akışlarının zayıflaması sermaye girişlerini yavaşlattı, dolayısıyla Türkiye'de de kalıcı likidite açığı oluşmasına neden oldu. Piyasadaki likidite açığı yüksek düzeylerde devam ettiği sürece likidite açığının düzeyine bağlı olarak tutarı zaman zaman değişse de üç ay vadeli repo ihaleleri düzenli bir fonlama aracı olmaya devam edecek. Ayrıca, mevcut durumda herhangi bir değişiklik öngörülmemekle birlikte, likidite açığının belirgin şekilde azalması ve/veya kredi koşullarının iyileşmesi halinde Türk Lirası zorunlu karşılık oranı artırılabilecek. Para Politikası Çıkış Stratejisinde şöyle denildi: ''Merkez Bankası;nın 2008 Kasım döneminden itibaren aldığı hızlı faiz indirim kararları, her ne kadar küresel krizin reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerini ve finansal koşullardaki sıkılığı kısmen bertaraf etmeyi amaçlasa da asıl olarak enflasyon görünümü ve Türkiye;nin düşen risk primi doğrultusunda şekillenmiştir. Diğer bir ifadeyle, politika faiz oranlarındaki indirimler fiyat istikrarının korunması için gereken faiz düzeyine uyum sağlanması sürecini yansıtmaktadır. Kısa vadeli faiz oranları, önümüzdeki dönemde de enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumunu sağlama amacı doğrultusunda belirlenmeye devam edecektir. Merkez Bankası;nın temel politika aracı kısa vadeli faiz oranlarıdır. Bununla birlikte, son yasanan krizden çıkarılan derslerden birisi de özellikle ekonominin aşırı ısındığı dönemlerde, diğer para politikası araçlarının makroekonomik riskleri azaltıcı yönde kullanılmasının gerekebileceğidir. Bu çerçevede, ileride yaşanabilecek gelişmelere bağlı olarak, örneğin kredilerdeki genişleme hızının arzu edilen düzeylerin üzerine çıkması halinde, makroekonomik riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak, zorunlu karşılık oranları daha aktif bir şekilde kullanılabilecektir. Diğer yandan, 10 Aralık 2009 tarihli 2010 Yılında Para ve Kur Politikası konulu duyuru döviz kuru politikası ve likidite yönetimi konularında temel politika metni olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla, bu duyuru ile açıklık getirilmeyen konularda, 10 Aralık 2009 tarihli metinde yer alan açıklamalar geçerli olmaya devam edecektir.'' *** Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisi'nde, bankacılık sisteminin, döviz likiditesinin yönetiminde çok daha hassas ve temkinli olma zorunluluğu vurgulandı. Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisinde, küresel kriz döneminde Merkez Bankası'nca uygulamaya koyulan döviz likiditesine yönelik önlemlerin önemli bir kısmının, halen yürürlükte olduğu hatırlatıldı. Duyuruda, bankacılık sisteminin döviz likiditesi güçlü olsa da, Merkez Bankası bünyesindeki Döviz Depo Piyasası'nda sağlanan imkanların bankacılık sistemine önemli bir güvence vererek, kriz dönemindeki tedirginlikleri giderdiği ve sistemin yurt dışı borçlanma işlemlerini kolaylaştırdığı kaydedildi. Türk Lirası için nihai kredi mercii olan ve Türk Lirası likidite yönetimi konusunda geniş esnekliklere sahip bulunan Merkez Bankası'nın, diğer para birimleri için nihai kredi mercii olmasının söz konusu olmadığı belirtilen duyuruda, ''Bu nedenle, bankacılık sistemi döviz likiditesinin yönetiminde çok daha hassas ve temkinli olmak zorundadır. Merkez Bankası'nın kriz döneminde sağladığı imkanlar, rehavete yol açmamalı, bankacılık sistemi etkin döviz likiditesi yönetimini sürdürmelidir'' denildi. Duyuruda, bu nedenle, önümüzdeki dönemde, küresel piyasalardaki normalleşme belirginleştikçe, döviz likiditesine ilişkin sağlanan imkanların kontrollü ve aşamalı olarak kriz öncesi seviyelere getirilmesinin planlandığı belirtildi. -''TÜRKİYE, KRİZE HAZIRLIKLI GİRDİ''- Duyuruda, Türkiye'nin, gerek çok güçlü ve iyi denetlenen bankacılık sistemi, gerekse geçmiş krizlerin tecrübeleri sonucunda oluşturulan her koşula uygun, esnek ve etkin likidite yönetiminin genel çerçevesi ile küresel kriz dönemine oldukça hazırlıklı girdiği ifade edildi. Bu durumun Merkez Bankası'nın ilave radikal önlem alma gereğini azalttığını, kriz sırasında Merkez Bankası bilançosunun yapısının bozulmadığı belirtilen duyuruda, dolayısıyla, Merkez Bankası'nın kriz döneminden çıkış stratejisinin birçok merkez bankasınınkine göre, çok daha sade ve kolay olacağı kaydedildi. Duyuruda, Merkez Bankası'nın, krizin derinleşmeye başladığı Ekim 2008'de, mevcut likidite yönetimi stratejisinin detayları ve güçlü yapısı konusunda kamuoyu ile etkili bir iletişim kurduğu, piyasalara sağlanacak likidite imkanlarını aşama aşama, net ve şeffaf bir şekilde açıkladığı belirtildi. Daha sonraki dönemde de gerek Türk Lirası ve gerekse döviz piyasalarına yönelik açıklanan önlemlerin kademeli bir şekilde devreye sokulduğu kaydedilen duyuruda, piyasalardaki tedirginlikler ve oynaklıkların önemli ölçüde giderildiği ifade edildi. Duyuruda, Merkez Bankası'nın, kriz sırasında, döviz piyasalarına ve bankacılık sistemi döviz likiditesine yönelik tedbirler aldığı da kaydedildi. AA
<< Önceki Haber Krizden çıkış stratejisini açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER