Yeni
Merkez Bankası Başkanı için belli kriterlerinin bulunduğunun altını çizen
Babacan, bu kriteri şöyle sıraladı:
''Öncelikle eğitimi, birikimi, tecrübesi,
teknik konulara hakimiyeti,
yabancı dili gibi pek çok konuda kendisine güvenimizin tam olması gerekiyor.
Öte yandan
ekonomik felsefe bakımından da bizim ekonomik programımıza tam olarak inanması gerekiyor. Bu saatten sonra yeni maceralar istemiyoruz. Kurumlar arası uyumsuzluk istemiyoruz.
Çok birikimli bir iktisatçı, eğer farklı bir ekonomik felsefeye sahip ise bizim kendisi ile çalışmamız zor olur. Burada bizim arzumuz devamlılık ve süreklilik prensiplerini esas almaktır.''
Devlet Bakanı Babacan, CHP'nin atamalar karşısında öneriler sunmasını da garip karşıladıklarını belirterek, ''Biz 3,5 yıldır
Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sorgulatmadık. Bundan sonra da kimse sorgulamaya çalışmasın. Çünkü bu
bağımsızlık bizim hükümetimizin siyasi tercihidir. Bunu
Kasım 2002 seçimlerinden önce beyan ettik. 3,5 yıldır da hassasiyetle üzerinde durmaktayız. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve kurumsal kapasitesi biz üzerinde titizlik gösterdiğimiz için pekişmektedir'' dedi.
BANKA'DA ORTAK AKIL HAKİM, MUTABAKAT KÜLTÜRÜ YERLEŞMİŞ
Merkez Bankası'nın mevcut kadrolarının son derece yetenekli, gayretli, dünyadaki ve literatürdeki gelişmeleri takip eden, konularına hakim kişilerden oluştuğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
''Merkez Bankamızda son derece iyi yetişmiş, teknik konulara hakim yüzlerce kıymetli arkadaşımız var. Bunların analizleri, araştırmaları, önerileri Merkez Bankası'nın karar organları için bugüne kadar temel teşkil etmiştir. Bu böyle olmaya devam edecektir. Bu durum bize güven vermektedir. Tabii şunu da görmek gerekiyor, Merkez Bankası'nda artık 'Ortak Akıl' hakim, mutabakat kültürü yerleşmiş durumda. Artık kararlar kişisel kararlar değil, komitelerin, kurulların aldığı kararlar. Değerlendirme yaparken bunlara dikkat etmek gerekiyor.''