Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik, halen
Türkiye'de 9 milyon 300 bin yeşil kartlı vatandaş olduğunu, bunlardan hangisinin
yoksul, hangisinin Mercedes'li, hangisinin Mercedes'siz olduğunun net olarak bilinmediğini söyledi.
Çelik, bu durumu netleştirecek İş Sağlığı Güvenliği ve Sosyal Yardımlar Yasası'nın yakın zamanda Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündemine geleceğini açıkladı.
Seçim bölgesi
Bursa'da, Mimar ve Mühendisler Grubu Bursa Şubesi'nin açılış toplantısına katılan Bakan Çelik,
bakanlık çalışmaları hakkında bilgi verdi. Türkiye'de halen İş Sağlığı Güvenliği Yasası'nın olmadığını anlatan Bakan Faruk Çelik; "İş Sağlığı Güvenliği'nin müstakil
yasası yok. Yasa tamamlandı, bu dönemde meclise sevk edip temel yasa olarak bunu çıkaracağız. En önemli çalışmalardan biri de Sosyal Yardımlar Yasası. Son günlerde
tartışma konusu olan yasa ile Türkiye'de yoksulun envanteri çıkarılacak. Tespit edilecek yoksullara
balık tutma dahil yoksulluktan nasıl kurtulacağıyla ilgili çeşitli çalışmaları gerçekleştireceğiz. Çok köklü ve temel bir yasa. Ülkemizde halen 9 milyon 300 bin yeşil kartlı var. Bunlar yoksul mu, değil mi, Mercedes'li mi Mercedes'siz mi nedir tablo?
Tablo fluu, bunu netleştirmemiz gerekiyor. Bu yasa il
e devlet yoksulunu bilecek, yoksul olanın elinden tutacak. Yoksulluğu süreklilik içeren insanlara da devlet sıcak elini uzatacak. Yoksullara mesleki beceri kazandırılacak veya başka imkanlarla yoksulluktan kurtulma yolları aranacak. Hayırsever vatandaşlarımız da, nereye
yardım yapacağını direkt olarak bilecek" dedi.
Bağ-Kur
prim affından şu ana kadar devletin kasasına 5.3 katrilyon lira girdiğini belirten Çalışma Bakanı Faruk Çelik, 2 yıl içerisinde bu rakamın 14.5 katrilyon lira olacağını söyledi. Ekonomik krizden etkilenmemesi durumunda hedeflerinin 14.5 katrilyon lira olduğunu belirten Bakan Çelik, bir daha prim affının cari ay takvimiyle olmayacağını kaydetti.
Sosyal Güvenlik Reformu'nun Türkiye'de mantelite değiştirdiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: "Reform, kesinlikle 1- 2 yıl içerisinde netice almaya dönük değil, uzun vadeli hedefleri içeriyor.
Emeklilik hesaplarının yapıldığı değil, çalışma isteğinin arttığı bir ortam sağlayacak reform. Yani; 'elim tuttuğu kadar çalışacağım' zihniyeti gelecek, reformla mantelite değişikliği sağlanacak. 1960'tan sonra bu konularda fazla oynanması 1991
seçimlerinde oy avcılığı siyasetinin çok büyük tahribatıyla
sistem karşı karşıya kaldı. 1991'de ilk kez 300 trilyon lira açık veren kurum, 2007 yılı sonuyla 25 katrilyon lira açık verdi. Siyasetin popülist yaklaşımları, günü, seçimi
kurtarma istekleri ülkeyi bu hale getirdi. 2002'de iktidara geldiğimizde dış sorunları çözüp, iç meselelerle uğraşmak istediğimizde bu kez karşımıza iç sorunlar çıktı. Geçmişte de bu böyle olmuştur, kalkınmaya kalksanız hemen size çelme takarlar. 2002'de sosyal güvenlik refromu gerçekleştirmek istedik, çalışmayı tamamladık,
Köşk'e gönderdik, 5 yıl köşk ile
Anayasa Mahkemesi arasında yasa gitti geldi, kaybeden Türkiye oldu. 2002'de 7.5 katrilyon olan açık 2007 sonu itibarıyla 25 katrilyon oldu. Neşter vurmazsanız bu rakam 50-70 katrilyon lirayı bulur."
Bakan Çelik, toplantının sonunda mimar ve mühendislerin çeşitli konulardaki sorularını da cevaplandırdı.
CİHAN