İki şehir arasındaki yolculuğu 3 saate indirecek olan hızlı
trenin 2009'da
hizmete girmesi bekleniyor. Planlamaya göre, iki yıl sonra
demiryolunu
tercih edenlerin oranı yüzde 10'dan yüzde 80'e çıkacak. Otobüs
işletmeleri, en yoğun
karayolu hattını kaybetmemek için hızlı trenin işletmesine talip.
Ulusoy ve
Kamil Koç, işletme devri konusunda
ihale açılmasını istiyor.
Türkiye'nin en yoğun şehirlerarası karayolu olarak bilinen
İstanbul-
Ankara hattında günde ortalama 30 bin otomobil, 650
otobüs, 4 bin kamyon ve TIR
seyahat ediyor. Daha önce karayoluyla
ulaşımın zaman aldığı yolda, inşaatı 14 yıl süren
Bolu Dağı Tüneli'nin tamamlanması yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Geçen ay İstanbul-Ankara yönü trafiğe açılan
tünel sayesinde otobüsle yolculuğun süresi 1 saat kısaldı.
Otobüs firmaları heyecanla tünelin diğer yönünün de devreye girmesini beklerken, 2009 yılında bitirilmesi hedeflenen Ankara-İstanbul hızlı tren hattının kara, hava ve demiryolu arasındaki
rekabeti kızıştıracağı tahmin ediliyor. Hızlı trenin çalışmaya başlamasıyla trenlerin
yolculuk pastasından aldığı payın yüzde 10'lardan yüzde 80'lere çıkacağı belirtiliyor.
Teknoloji geliştikçe yolcu pastasından aldıkları payın düşeceğinin farkında olan otobüs işletmeleri, alternatif çözümler üzerinde çalışıyor. Bunların başında, geleceğin ulaşım aracı olarak görülen trenlerin işletmesini üstlenmek geliyor. Büyük firmaların birçoğu trenlerin işletmesiyle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Bazıları bu konuda detaylara girmekten kaçınırken, demiryollarıyla ilgili bir
ekip oluşturarak ciddi
hazırlıklar yapan Ulusoy
Turizm, Zaman'a çalışmalarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Trabzon,
Adana,
Antalya gibi uzun mesafeli hatlara düzenlediği sefer sayısını düşüren şirket, İstanbul-Ankara, İstanbul-
İzmir gibi hatlara yoğunlaşmış durumda. Demiryoluyla yolcu taşımacılığında özel sektöre de fırsat verilmesi için yetkililerden mevzuatın düzeltilmesini isteyeceklerini belirten şirketin genel müdürü Mustafa
Yıldırım, "İstanbul-Ankara güzergahı bizim için çok önemli, kaybetmek istemiyoruz. Hızlı tren devreye girdiğinde hem biz hem de
uçaklar etkilenecek." dedi. Yıldırım'ın iki danışmanından birisi yurtdışında
vagon kiralama için araştırma yaparken, diğeri de demiryolu işletmesi üzerine fizibilite çalışması yapıyor. Başka önemli otobüs firmalarının da demiryolu konusuyla yakından ilgilendiğini vurgulayan Yıldırım, 2009 yılından itibaren demiryollarında özel sektörün de yer alacağını ifade etti. Yıldırım, şu bilgileri verdi: "Hızlı tren işletmesind
e devletin
fiyat ve işletme politikaları, özel sektöre bakışı belirleyici unsur olacak. Demiryolu işletmesi otobüsçülükten
ucuz değil. Vagonlar, çekiciler, yatırımlar, devletin alacağı yol payı ciddi yekünler tutabilir. Trenler konforlu bir şekilde hizmet vermeye başladığında fiyatları da şimdiki gibi ucuz olmaz."
Mustafa Yıldırım,
Ulaştırma Bakanlığı'nın son üç yılda devrim niteliğinde çalışmalar yaptığını, bu durumdan otobüsçülük sektörünün zarar gördüğünü kaydederek, yatırımları günün şartlarına göre yapanların ayakta kalabileceğini kaydetti.
'Banliyö trenlerini de alacağız'
Şirket, aynı zamanda Türkiye'nin farklı bölgelerinde atıl durumda olan
banliyö hatlarının yeniden canlandırılması için çalışılıyor. Aydın'da belediye ile birlikte kullanılmayan atıl bir hattı yeniden devreye sokup şehrin 30 kilometre doğusu ve 30 kilometre batısına banliyö hattı oluşturmayı planlayan şirket, konuyla ilgili
Ulaştırma Bakanlığı yetkilileriyle önümüzdeki günlerde görüşme yapacak. Genel Müdür Yıldırım, "Belediye ile Ulaştırma Bakanlığı mutabakat sağlarsa ve altyapı yatırımına devlet
destek verirse projenin gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yok. Üstyapı ile ilgili gerekli donanımları biz temin edeceğiz. Yurtdışından vagon kiralama için araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Eğer proje ilerlerse Aydınlı vatandaşlar trenlerle lüks ve konforlu bir şekilde yolculuk yapacak." dedi. Yıldırım, Aydın'da oluşturulacak sistemin farklı bölgelerdeki demiryolları için de örnek teşkil edeceğini söyledi.
'Demiryollarının giderleri çok fazla'
Önemli otobüs işletmelerinden Kamil Koç, demiryollarıyla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Firmanın Yönetim Kurulu üyesi Sema Gülez, akılcı ve uygulanabilir şartların ortaya konulması durumunda işletme hakkını almak için ihalelere gireceklerini söyledi. Demiryollarının altyapı,
bakım ve onarım, sinyalizasyon gibi önemli gider kalemlerinin bulunduğuna dikkat çeken Gülez, "Trenlerin işletmesine talip olacaklar, belli bir maddi yükün altına girecek. Devletten. tren işletmelerini özel sektöre açarken bu durumları da değerlendirip ona göre fiyat politikası belirlemesini istiyoruz. İstanbul'da Ayazağa'da otobüs filosunun işletme ihalesinde şartname almıştık. Ancak şartların çok rantabl olmadığını gördük ve ihaleye girmedik. Bütün şirketler gibi bizim için önemli olan da yatırım maliyetinin karşılığını alabilmemiz." şeklinde konuştu.
Varan Turizm Genel Müdür Yardımcısı
Onur Boybeyi ise diğer firmaların olduğu gibi kendilerinin de demiryollarıyla ilgili birtakım planlarının olduğunu; ancak bunları açıklayamacaklarını dile getirdi.
Karada ve havada rekabet iyice kızıştı
Özel
havayolu şirketlerinin devreye girmesiyle uzak mesafelerde yolcu potansiyeli düşen otobüsçüler arayış içerisine girdi. Kısa mesafeli hatlarda yoğun bir rekabet dönemi başladı. Uçaklarla zaman ve konfor yarışına giren otobüsçüler, kesintisiz ve ücretsiz internet, uydu bağlantısıyla 50'den fazla televizyon kanalını
izleme, sıcak yemek imkanı sağlayan mutfaklı otobüsleri devreye sokuyor. Bazı firmalar tuvaleti bulunan otobüslerle 'non stop' (molasız) seferler düzenleyerek uçaklarla aralarındaki zaman farkını azaltmaya çalışıyor. Uçaklarda olduğu gibi seyahat başına
hediye puan ve ücretsiz
bilet vermeye başlayan firmalar, yolun kalan süre ve hız bilgilerini LCD ekranlarda yolcularına gösteriyor.
Havayolu şirketleri de 1 YTL'lik
promosyon uçak biletleriyle yolcu pastasından aldığı payı genişletmeye çalışıyor.
ZAMAN