Taşar,
İstanbul Sanayi Odasının geçtiğimiz günlerde açıkladığı 500 büyük sanayi kuruluşu raporuna dikkat çekerek, otomotiv sektörünün Türkiye'deki gücüne işaret etti.
Bütün üreticilerin listenin ilk sıralarında yer aldığını, aynı başarıyı ihracatta da gösterdiğini belirten Taşar, Türkiye'nin,
üretimde ağırlığını hissettiren bir
ülke haline geldiğini, bunun da çok önemli bir gelişme olduğunu kaydetti.
Son dönemde piyasalarda yaşanan dalgalanmanın talebe olumsuz
yansımaları bulunduğunu ifade eden Taşar, bunun özellikle Temmuz ayında hissedildiğini söyledi.
Bu ayda
pazarın yüzde 50 civarında daraldığını bildiren Taşar, yıl sonu
hedeflerini revize etme konusunda ise buna gerek olup olmadığının bu ayın sonlarında ortaya çıkacağını, tahmin yapabilmek için beklemek
gerektiğini ancak, bir daralma yaşandığını kesin olduğunu anlattı.
''Bu yıl hedef 800 bin civarındaydı. Bunun düşeceği kesin'' diyen Taşar, şu ana kadar yapılan zamların yüzde 10-12 seviyelerinde
olduğunu, bayilerin ellerindeki
stoklar nedeniyle zamların tam olarak yansıtılmasının
Eylül ayını bulabileceğini aktardı.
İLK VAZGEÇİLEN ÜRÜN OTOMOBİL
Bayilerin, özellikle son iki yıldır yüksek hacimlere alıştıklarını, buna rağmen düşük kar marjıyla çalıştıklarını anlatan Taşar, son dönemlerde daralan hacimle birlikte bayilerin bir parça daha zorlanacağını kaydetti.
Yüksek hacimlerden dolayı ortaya çıkan stok maliyeti, pazarın hızlı büyümesi, pazardaki
rekabet gibi unsurların bayilerin karını
düşürdüğüne dikkat çeken Taşar, ''Bayiler, geçtiğimiz dönemlerdeki yüksek hacimlere rağmen çok para kazanamadılar. Geleceğimiz açıkçası çok parlak görünmüyor. Bir dönem daha, yeni dengeler oluşana kadar
sıkıntı yaşayacağız'' diye konuştu.
Kriz dönemlerinde ilk vazgeçilen
ürünün otomobil olduğunu dile getiren Taşar, ''En ufak bir çalkantıda ilk vazgeçilen şey otomobil. Son 3 yıla bakıldığında pazar indirimlerle ve kampanyalarla büyüdü.
Gerçek anlamda altyapısıyla büyümedi. Sektörün büyümesi kampanyalarla, faizdeki düşüşlerle değil, bütün altyapısıyla birlikte olmalı'' diye konuştu.
YENİ STANDARTLAR YENİ MALİYETLER GETİRECEK
Otomotiv sektöründe son yıllardaki yoğun rekabete dikkat çeken Taşar, grup muafiyeti
uygulamasına da değinerek, şöyle devam etti: ''Son iki yıldır rekabet vardı. Şimdi bunu daha artırıp, üçüncü şahıslara da açan bir tebliğ var. Bu, rekabeti daha da artıracak.
Uygulama 2007 yılında devreye girecek. Gerek üreticiler, gerek ithalatçılar, hangi sistemlerde, nasıl çalışacaklarını tespit
ediyorlar. Önümüzdeki dönemde yeni sözleşmeler önümüze gelecek. Burada
en kritik olan, yeni standartlar konusu. Bu, bayilerin giderlerini artıracak. Zaten kar edemiyoruz, yeni gelen standartlar giderlerimizi daha da artıracak.''
Bu konuda tüketicileri bekleyen tehlikelere de dikkat çeken Taşar,
satış sonrasında yedek parçanın daha rahat dolaşımının sağlanmasıyla birlikte müşterinin kalitesiz
hizmet alma durumunun ortaya çıkacağını
savundu.
Otomotiv sektöründeki yetişmiş
eleman açığı konusuna da değinen Taşar, özellikle yeni standartlarla birlikte eğitim ihtiyacının
artacağını söyledi.
Yeni döneme, bayilerin, ithalatçıların ve üreticilerin birlikte ve doğru hazırlanması gerektiğini vurgulayan Taşar, tebliğin
ertelenmesine ilişkin olarak da, ''Bunun ertelenmesi için artık çok geç. Herkes kendini ona göre hazırladı. Erteleme çözüm olmaz'' dedi.
BİRLEŞME
Tarık Taşar,
küçük bayilerin durumuna ilişkin olarak da, yeni gelen standartların, giderleri yükseltmesi nedeniyle küçük bayii
birleşmelerinin gündeme geleceğini anlattı.
Bunun örneklerinin Avrupa'da da görüldüğünü belirten Taşar, gelecek yılın ikinci yarısından itibaren sektörde birleşmelerin gündeme geleceğini, bayilerin, rekabetin artmasıyla, birleşip giderleri azaltmanın peşinde koşacaklarını kaydetti.