Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğünce hazırlanan 2009 Yılı Petrol ve
Doğal Gaz Sektör Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, geçen yıl Türkiye'de hidrokarbon potansiyelinin araştırılması, keşfi ve üretilmesi kapsamında 51
arama kuyusu, 50 tespit kuyusu ve 42
üretim kuyusu olmak üzere toplam 143 kuyu açıldı ve 243 bin 255 metre
sondaj yapıldı.
Bütün bu çalışmalar sonucunda geçen yıl toplam 2,4 milyon ton petrol ve 729,4 milyon metreküp
doğal gaz üretildi. Türkiye'de bugüne kadar üretilen toplam petrol miktarı 132,5 milyon ton, toplam doğal gaz miktarı ise 11,3 milyar metreküp olarak hesaplandı.
Son 10 yılda Türkiye'deki sahaların yaşlanması nedeniyle petrol üretiminde yüzde 12,6 oranında düşüş gözlendi ancak yeni petrol sahalarının keşfedilmesi ile bu düşüş oranı yavaşladı.
Doğal gaz üretiminde ise Trakya'da gerçekleştirilen yeni doğal gaz keşifleri ve eski sahalarda açılan yeni üretim kuyularının devreye girmesi ile yıllar itibariyle artış trendi gösterdiği ifade edilen raporda, şu bilgilere yer verildi:
''2009 yılı sonu itibariyle kalan üretilebilir
yurt içi toplam petrol
rezervimiz 299,8 milyon varil (44,37 milyon ton) olup, yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi toplam
ham petrol rezervlerimizin 18,47 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. 2009 yılı sonu itibariyle üretilebilir yurt içi toplam doğal gaz rezervimiz ise 6,2 milyar metreküptür. Yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi doğal gaz rezervlerimizin 8,53 yıllık bir ömrü bulunmaktadır.''
TPAO tarafından son yıllardaki arama, sondaj ve üretim faaliyetleri sonucunda yurt içi petrol üretiminde yüzde 28'lik artış sağlandığı belirtilen raporda, TPAO'nun 2009 yılında, yurt içi ve yurt dışındaki petrol eşdeğeri üretiminin yaklaşık 72 bin varil/gün seviyelerine ulaştığı kaydedildi.
Türkiye'nin ham petrol üretiminin yüzde 75,8'inin, doğal gaz üretiminin ise yüzde 38'inin TPAO tarafından gerçekleştirildiğine yer verilen raporda, geçen yıl işlenen ham petrol miktarının 0,5 milyon tonu stoktan olmak üzere, toplam 16,98 milyon ton olduğu ifade edildi.
Geçen yıl petrol ürünleri üretiminin 15,97 milyon ton olarak gerçekleştiği, bu rakamın 2008 yılına göre yüzde 29,9 oranında azaldığı da kaydedildi.
DÜNYA PETROL TÜKETİMİ 2009'DA DÜŞTÜ
Rapora göre dünya petrol tüketiminde 1982 yılından itibaren en büyük düşüş 2009 yılında kaydedildi. Petrol tüketimi, 2009 yılında, 2008'e göre yüzde 1,5'lik (420 bin varil/gün) düşüşle 84,9 milyon varil/gün olarak gerçekleşti.
Uluslararası
Enerji Ajansının, 2010 yılı petrol tüketiminde bir miktar artış öngördüğüne işaret edilen raporda, 2010 yılı ham petrol tüketiminin günde 86,5 milyon varil olmasının beklendiği kaydedildi.
PETROLÜN ÖMRÜ 44 YIL
Rapora göre dünya petrol rezervi 2009 yılı sonuna göre 1,34 trilyon varil, rezerv ömrü ise ortalama 44 yıl olarak hesaplandı.
Raporda, petrol fiyatlarının hangi durumlarda yükseleceği veya düşeceğine ilişkin görüşlere de yer verildi. Buna göre
Amerikan dolarının değer kaybetmesi, ABD–
İran–
İsrail gerginliği,
Rusya-
Avrupa petrol
boru hatlarına ilişkin jeopolitik gerginlikler,
ekonomik canlanma politikalarının talebi artırması, Çin'in büyümeye devam etmesi, emtia piyasalarındaki spekülatif hareketler ve stokların azalması halinde
Şubat 2010'da 73,80 dolar olan petrol fiyatının artması bekleniyor.
Küresel krizde meydana gelebilecek ikinci dalga, Amerikan dolarının değerinin artması,
Irak petrol üretim miktarının artması, ABD'de petrol piyasalarında spekülasyon önleyici yasanın kabulü ve
OPEC ülkelerinin kotalara uymaması halinde ise petrol fiyatlarının düşmesi söz konusu.
Tarihsel olarak artış gösteren dünya doğal gaz rezervi ise doğal gaza olan talebin artması ve üreticilerin bu alana daha fazla yönelmesi ile 2009 yılında da arttı. 2008 yılında 175,5 trilyon metreküp olan doğal gaz rezerv miktarı, 2009 yılında 178,4 trilyon metreküp olarak gerçekleşti. Küresel doğal gaz üretimi ise tüm dünyada geçen yıl yüzde 6,2 oranında düştü.
SEKTÖRÜ 2010'DA NELER BEKLİYOR
Raporda, 2010 yılında ekonomik krizin sonunun görülmesi ile
sektörde düzelme eğilimi beklendiği ifade edilerek, ''Her ne kadar krizin enerji piyasasına etkisi sürse de 2010 yılının 2009'a göre çok daha parlak geçeceği açıktır'' denildi. Bu bağlamda 2010 yılında doğal gaz ticaretinin artması ve 2015'te doğal gazın en çok kullanılan enerji kaynağı haline gelmesinin beklendiği ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
''Özellikle sanayi üretimindeki artış doğal gaz ve petrole olan talebin daha da artmasına neden olacaktır. 2010 yılı içinde petrol ve doğal gaz sektörüne dair çok ciddi bir
tehlike görülmemektedir. Buna ek olarak sektör toparlandıkça piyasalarda canlanma artacaktır.
Petrol ve doğal gaz sektörü genel ekonomik eğilimlerden etkilenmektedir ve mevcut ekonomik yapı içinde de krizler, dalgalanmalar söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla sektör için en ciddi sorun genişleme dalgasının sürekli olacağına inanarak - riskleri göz ardı ederek - uzun dönem yatırımlar yapmak, finansman konusundaki ihtiyacı uzun dönemli krediler ile karşılamaya çalışmak ve piyasalara aşırı güvenmek olacaktır. Dolayısıyla şirketler B planlarını da hazır tutmalıdırlar.''
AA