Türkiye Gıda ve
İçecek Sanayii Dernekleri
Federasyonu (TGDF) Başkanı
Şemsi Kopuz, ramazan döneminde yaşanacak talep artışından kaynaklı bir
fiyat artışını geçen yıl olduğu gibi bu yıl da beklemediklerini belirterek, ''Buradan fırsatçılara da seslenmek istiyorum; bu yıl işiniz daha zor olacak'' dedi.
Kopuz, yaklaşan ramazan öncesi
gıda ve içecek sektörünün gündemindeki konuları paylaşmak amacıyla düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bu yılın ilk çeyreğinde gıda sektörünün yüzde 16,9
büyüme ile 48 milyar liralık bir hacme ulaştığını, ilk 5 aylık dönemde 2,5 milyar dolar ihracat, 1,2 milyar dolar
ithalat ile yüzde 197 oranında
dış ticaret fazlası verdiğini söyledi.
Gıda sektörünün üzerinde en çok spekülasyon yapılan sektörlerden birisi olduğunu ifade eden Kopuz, ''Açıkçası sektörümüzün bu denli spekülasyona maruz kalması, her platformda şiddetle karşı çıktığımız bir husustur'' dedi.
Birkaç günden beri
gazete manşetlerinde ''
halk sağlığına zarar veren firmaların açıklanmasını'' isteyen haberleri okuduklarını anımsatan Kopuz, ''Biz Bakanlık tarafından yapılan açıklamanın hemen ardından gerçekleştirdiğimiz iç denetimimizde hapse atılan ya da kapatılan bir üyemiz olmadığını tespit ettik. Şu anda da üyelerimizin zan altında kalmasından dolayı son derece rahatsız durumdayız. Açıkçası TGDF olarak biz de bu firmaların açıklanmasını istiyoruz. Gıda yüzsüzleri varsa
vergi yüzsüzleri gibi medya kanalıyla kamuoyuna bildirilsin'' diye konuştu.
''MERDİVEN ALTI İŞLETMELERİN TARİH OLMASINI BİZ DE ARZU ETMEKTEYİZ''
Gıda sektörü için önemli konuların başında işletmelerin AB standartlarına kavuşturulması ve modernizasyonunun geldiğini söyleyen Kopuz, şunları kaydetti:
''Hatırlanacağı üzere;
Polonya AB'ye girdiğinde 5.000 civarında olan
hayvansal tesis sayısı standartları karşılayamadıkları için yaklaşık 500'e, aynı şekilde Macaristan'da da 2000 olan hayvansal tesis sayısı yaklaşık 400'e düşmüştü. Geri kalan işletmeler ise kapatılmıştı. Federasyon olarak; gerek
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı gerekse de üyesi olduğumuz AB Gıda ve İçecek Konfederasyonu ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz 'Türkiye'deki işletmelerin AB mevzuatına uyumu ve
üretimin modernleşmesi, standartlaştırılması' projesi ile bunu engellemeyi hedeflemekteyiz. Kesintisiz devam eden bu çalışmalarımızla hedefimiz; olası her türlü kaybı minimuma indirmektir. Artık merdiven altı, sağlıksız üretim yapan işletmelerin tarih olmasını biz de arzu etmekteyiz.''
''HALKIMIZ BU FIRSATÇILARA MEYDAN VERMESİN''
Ramazanın yaklaşmasıyla birlikte, gıda ve içecek sektöründe her yıl olduğu gibi yine bir hareketlilik yaşandığını bildiren Kopuz, ''Genel değerlendirmede, sektörümüz Ramazan öncesinde hazırlıklarını yapmıştır ve halkımıza güvenilir,
ucuz ve ambalajlı gıda arz etmeye kesintisiz devam edecektir'' diye konuştu.
Şemsi Kopuz, halihazırda birçok üründe rekolte tahminlerinin geçen seneye göre daha yüksek olduğunu, bunda iklim şartlarının ve mevsimsel unsurların da büyük etkisi bulunduğunu, bereketli bir yıl geçirildiğini vurguladı.
Kopuz, ''Ramazan döneminde yaşanacak talep artışından kaynaklı bir fiyat artışını geçen yıl olduğu gibi bu yıl da beklemiyoruz. Buradan fırsatçılara da seslenmek istiyorum; bu yıl işiniz daha zor olacak. Bu halkın gıdası üzerinden fırsatçılık yapamayacaksınız. Yeter ki halkımız bu fırsatçılara meydan vermesin. Açıkta satılan gıdalardan uzak dursunlar ve her hal ve şart altına aldıkları her türlü gıdanın fişini faturasını da muhakkak alsınlar'' şeklinde konuştu.
''ET FİYATLARINDA ASPİRİN TEDAVİSİNE İHTİYACIMIZ YOK''
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kopuz, genel klasman içinde geçen sene ile bu sene arasında en fazla sıkıntıyı et fiyatları ve buna bağlı süt fiyatlarının oluşturacağını belirterek, şunları kaydetti:
''2009 yılı ile 2010 yılı arasında geçen
zaman zarfında, yüzde 18 küçükbaş hayvan etinde fiyat yükselmesi oldu. Yüzde 45 kırmızı ette, yüzde 75
dana etinde yükselme oldu. İthal etin dönem dönem gelmesiyle piyasada yüzde 15-20'lere varan düşüşler yaşandı, fakat bu et piyasasının tansiyonunu tutamadığı için tekrar fırlamalar oldu. Bu konu bizim
kontrolümüzde olan bir süreç değil, siyasi iradenin burada birtakım müdahaleleri var. İthal etin önü açıldı. Süt ürünlerinde besicilikten gelen sıkıntıdan dolayı yaklaşık yüzde 10
fiyat artışı oldu. Bu konuda devletin sağlıklı bir hayvancılık politikasına ihtiyacı var. Aspirin tedavisine ihtiyacımız yok. Yaklaşık bir seneden beri bu fiyatlar yukarı doğru yükselmektedir. Sadece
ithal etten ziyade, bu dediğimiz fırsatçıları devletin, maliyenin de izlemesi lazım.''
Şemsi Kopuz, ette sıkıntılı bir taraf olmasına karşın, özellikle sıvı yağlarında geçen sene ile bu sene arasında yüzde 18 düşüş görüldüğünü,
bakliyat ürünlerinde bir fiyat artışı olmadığını,
beyaz et fiyatlarında da aşağı düşüş eğilimi bulunduğunu, temel gıda ürünlerinde fiyat artışlarının, spekülasyonun olmayacağını söyledi.
''İTHAL ET ÇOK KALICI BİR ÇÖZÜM DEĞİL''
Kopuz başka bir soruya karşılık da ''
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 'ulusal hayvancılık konseyini' kurması gerek. Biz ithal etin çok kalıcı bir çözüm olmadığına inananlardanız. Bu coğrafyada değil hayvancılık sektörünü
ihraç etmek, ithal eder konumda olmalıyız. 15 seneden beri gelen yanlış bir süreç var. Bu işte oynayan,
manipülasyon yapan aracılara da devletin dikkat etmesi, orayı kontrol altına alması lazım'' dedi.
Geçen sene yüzde 20 azalan ramazan kumanyalarının reel sektörünün kıpırdanması ile tekrar 2008 verilerine ulaştığını ifade eden Kopuz, kumanyalarda
hediye çeki şeklinde gelen taleplerin ise kumanyaların yüzde 10'unu oluşturduğunu kaydetti.
Şemsi Kopuz, kakao fiyatlarındaki artışla ilgili olarak da, ''Bir tane
İngiliz manipülasyoncu çıkmış, kınıyorum bu insan kimse... Bu,
Ramazan Bayramı öncesi çikolata tüketimine bir şekilde yansıyacak'' dedi.
Türkiye'nin AB sürecinde Polonya ve Macaristan'ın yaşadığı sıkıntıların daha fazlasını yaşayacağını, yüzde 50'nin üzerinde gıda işletmelerinin kapanacağını savunan Kopuz, ''Biz
Müslüman bir ülkede kendimizin yiyemediği, içemediği bir şeyi vatandaşımıza yediriyorsak bunun vicdani boyutunu Müslüman ülkede sorgulayalım.
Avrupa vicdana bırakmamış, 'yasalar koyuyorum' demiş, bunları uygulamayan arkadaşlar da bizden olmasın. Kendi bindiği dalı kestirecek insanlara babamın oğlu olsa müsaade etmeyeceğim. Varsa böyle bir üyemiz, ihraç etme yetkimiz vardır'' diye konuştu.
Dünyada en pahalı etin şu anda Türkiye'de bulunduğuna dikkati çeken Kopuz, kırmızı etin sene sonuna kadar konuşulacağını sözlerine ekledi.