Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre halka açık şirket veya bankalar hakkında yalan yanlış haberler ve beyanatlarla itibar suikastında bulunanlar, kendilerine ya da başkasına menfaat sağlamıyorsa ceza almayacak. Şirketler ve bankalar, spekülatif haber, yorum ve yalanlarla dış tehlikeye açık hale gelecek. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Doğan Cansızlar, bu değişikliğin uluslararası finans hukukuna aykırı olduğunu, dünyadaki hiçbir hukuk devletinde böyle düzenleme bulunmadığını söyledi. “Bunun piyasalarda tartışılmasını, düşünülmesini dahi yanlış buluyorum.” dedi.

Sermaye Piyasası Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlara ceza verilmesi kendisine ya da bir başkasına menfaat sağlama şartına bağlanıyor.

'DÜNYANIN HİÇ BİR HUKUK DEVLETİNDE BÖYLE BİR UYGULAMA YOK'

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Doğan Cansızlar, düzenlemenin son derece tehlikeli olduğunu söyledi. Bu değişlikliğin hukuka, uluslararası finans hukukuna uygun bir düzenleme olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Cansızlar, düzenlemeyle birlikte sermaye piyasalarının ve bankacılığın beyanatlarla tamamen dışa açık tehlikelere maruz bırakıldığını kaydetti. Cansızlar, dünyanın hiçbir hukuk devletinde böyle düzenlemeler olmadığını vurguladı, “Düzenlemenin piyasalarda tartışılmasını, düşünülmesini dahi yanlış buluyorum.” diye konuştu. Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor. Ancak Meclis’e gelen tasarıyla söz konusu eylemleri gerçekleştirenlerin ceza alması fiili gerçekleştirenin kendisine veya başkasına menfaat temin etmesi şartına bağlandı. Yani düzenleme sayesinde, halka açık şirket veya bankalar hakkında yalan yanlış haberler ve beyanatlarla itibar suikastında bulunanlar, menfaat temin etmediğinde ceza almayacak. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107. maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapıldığını hatırlatan Cansızlar, “Burada bir hüküm ilave ediyorlar. Kendisine ya da başkasına menfaat sağlama odaklı hale getiriyorlar. Yani siz kendinize ya da başkasına menfaat sağlamıyorsanız her türlü beyanat serbest anlamına gelir.” dedi. Bu düzenlemenin uluslararası finans hukukunda yeri olan bir düzenleme olmadığına vurgu yapan eki SPK Başkanı, “O zaman bunun sakıncası ne olur? ‘Sokaktaki adam ya da devletin en tepesindeki kişi, devletin önemli kademelerindeki kişi, yerli yabancı fon yöneticileri, kim olursa olsun. Herhangi bir şekilde halka açık şirket ya da bankayı hedef alarak, bu banka batmıştır, bu şirket batmıştır gibi beyanatlar verdikleri zaman SPK tarafından soruşturmaya tabi tutulur. Orada ‘kendisine veya başkasına menfaat sağlamamışsa yapacak bir şey yoktur’ denir noktasına getirmek isteniyor.” ifadelerini kullandı.

'MENFAAT SAĞLAYIP SAĞLAYAMADIĞINI TESPİT EDEMEZSİNİZ'

Fiili gerçekleştirenin kendisine ya da başkasına menfaat sağlayıp sağlamadığının tespit edilemeyeceğini belirten eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Doğan Cansızlar, “Bu zor. Birisi diyelim ki para ödemiştir, ‘böyle bir beyanat ver’ demiştir. Dolayısıyla piyasa bozucu eylemlerdir bunlar. Piyasa dolandırıcılığıyla ilgili manipülatif eylemlere giren eylemler olabilir. Dolayısıyla dünyanın hiçbir hukuk devleti olan ülkesinde böyle düzenlemeler yoktur.” dedi. Bu tür beyanatların mevcut Sermaye Piyasası ve Bankacılık Kanunu’na göre şiddetle cezalandırılması gerektiğini aktaran Cansızlar, “Hem hapis cezası, hem para cezası olarak. O bakımdan ben bu düzenlemeyi, en azından düzenleme teşebbüsünü yanlış buluyorum. Bırakın böyle bir düzenlemenin piyasalarda tartışılmasını, düşünülmesini dahi yanlış buluyorum.” şeklinde konuştu.

'KREDİ BATIRAN BANKA YÖNETİCİLERİNE DE AF GELİYOR'

Prof. Dr. Cansızlar, aynı düzenleme içerisinde bulunan Bankacılık Kanunu’ndaki değişikliğe de dikkat çekti. “Nereden baksanız bu, mevcut ya da ileride yöneticilerin zimmet suçunu hafifletici bir tepki olarak görüyorum. Yani kredileri batık hale getiren yöneticilerin, kendilerine menfaat sağlamadıkları sürece cezalandırılmaları kanun metninden çıkartılıyor. Kendilerinden başkasına eğer menfaat sağlamışsa, yani krediyi batıran bir kişi nedeniyle ceza görmeleri engellenmiş oluyor.” diyen Doğan Cansızlar, “Tabii bu geçmişe de yönelik olur. Kamu bankaları için de olabilir, özel bankalar açısından da söz konusudur. Zaten, 2001 krizinden sonra çok sıkı bankacılık kanunu düzenlemelerinin yapılmasının sebebi, 2001 öncesindeki gevşek düzenlemelerden kaynaklı ortaya çıkan krizin engellenmesine yönelikti. Şimdi tekrar geriye dönmenin bir gereği olmaması gerekir diye düşünüyorum.” diye konuştu.

ZAMAN