Sermaye Piyasası
Kurulu (SPK), bir televizyon kanalıyla ilgili olarak basında yer alan incelemenin 2004 yılında başlatıldığını ve yaklaşık 14 ay önce karara bağlandığını belirterek, konuyla ilgili bekleyen bir inceleme ya da yapılması gereken bir suç duyurusu bulunmadığını bildirdi.
SPK'dan yapılan yazılı açıklamada, Kurul tarafından hakkında inceleme yapılmış olan bir televizyon kanalıyla ilgili olarak basında yer alan değerlendirmeler üzerine açıklama yapılması zorunluluğunun ortaya çıktığı belirtildi.
''Kurulumuzda, basında yer alan değerlendirmelerde ifade edildiğinin aksine, bahse konu inceleme 2004 yılında başlatılmış ve yaklaşık 14 ay önce karara bağlanmış olup, konuyla ilgili bekleyen bir inceleme ya da yapılması gereken bir suç duyurusu bulunmamaktadır'' denilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Anılan incelemenin konusu, halka arz faaliyetinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğidir.
Uzman raporunda, iddia edilenin aksine, bu konuda somut bir tespite ulaşılamamış ve herhangi bir
yaptırım ya da suç duyurusu önerisinde de bulunulmamıştır.
Diğer yandan incelemenin yapılması için gerekli bilgi ve belgelerin verilmediği iddiası da gerçeği yansıtmamakta olup, incelemenin ilerleyen aşamalarında, konunun aydınlatılmasına yönelik gerekli bilgiler temin edilmiş ve bu bilgiler ışığında Kurulumuzca karar alınmıştır.''
Kurul Karar Organı'nın, SPK idari yapılanması içinde en üst düzeyde yer aldığı, SPK adına karar alma yetkisine sahip olan tek
organ olduğu, karar alınma sürecinde uzman rapor ve görüşleri, konuyla ilgili daire görüşü, gerek duyulması halinde Hukuk İşleri Dairesi de dahil olmak üzere diğer dairelerin de görüşlerinin Karar Organı tarafından değerlendirildiği ve 7 üyeden oluşan Karar Organı tarafından konuyla ilgili karar verildiğine işaret edilen açıklamada, söz konusu kararın da oybirliğiyle alındığı bilgisine yer verildi.
-HUKUK İŞLERİ DAİRE BAŞKANININ ATAMASI-
Hukuk İşleri Dairesi Başkanı atamasıyla da konu arasında bir bağlantı kurulmasının mümkün olmadığı, söz konusu atamanın hukuka uygun olduğu yönünde teftiş raporları ve kesinleşmiş yargı kararları bulunduğu ifade edilen açıklamada, bu konuda anayasanın 138. maddesi uyarınca bir açıklama yapılmasının mümkün olmadığı belirtildi.
Kurul açıklamasında, ''Farklı çevrelerin yalan ve yanlış yönlendirmeleriyle görev yapmakta olan kamu görevlilerinin
baskı altına alınmaya çalışılmasının ve karar alma mekanizmaları açıkça düzenlenmiş bulunan,
teknik ve tarafsız bir bağımsız idari otorite olan Kurulumuzun bu şekilde yıpratılmaya çalışılmasının kamu yararına ve
ülke menfaatlerine yönelik olmadığı açık olup, bu konuda gereken özenin gösterilmesi gerekmektedir'' denildi.