İkitelli'nin ara sokaklarında hiçbir
hijyen kuralına uymadan elleriyle yaptığı ekmekleri isten kararmış
fırının içine kürekle itiyor. Sabahın
erken saatlerinde üretilen bu ekmekler biraz sonra henüz açılmamış dükkanların önüne üstleri açık kasalarla bırakılacak. Dükkanda çalışanlar da yine elleriyle bu ekmekleri poşete koyup tüketiciye satacak.
Ekmek Türkiye'nin en çok tükettiği ancak en sağlıksız koşullarda üretip sattığı
gıda ürünü.
İstanbul'daki üç fırından birinin ruhsat bile yok.
Avrupa Birliği kriterleri uygulandığı takdirde ise mevcut fırınların en az yüzde 80'i kapanacak durumda. Türkiye'de ekmek, pastane ürünleri ve kek
üretiminden oluşan 9 milyar dolarlık unlu mamuller sektörünün en büyük bölümünü ekmek üretimi oluşturuyor. 8.3 milyar doları bulan sektörde,
tehlike çanları genel olarak mahalle fırınları olarak da tanımlanan günde 25-30 çuval un işleyerek 5-6 bin adet üretim yapan
küçük fırınlar için çalıyor. Bu işletmelerin büyük kısmı AB'nin istediği hijyen ve gıda güvenliği kriterlerine sahip değil. Çalışanlar ise eğitimsiz. Bu tür fırınların sayılarının Türkiye çapında 20 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Ekmek fırınların sadece 60'ı
tünel fırın olarak adlandırılan ve günde 100 bin adet üretim yapan endüstriyel fırınlardan oluşuyor. Türkiye'de ekmek, pastane ürünleri ve kek üretiminden oluşan 9 milyar dolarlık unlu mamuller sektörünün en büyük bölümünü ekmek üretimi oluşturuyor. 8.3 milyar doları bulan sektörde, tehlike çanları genel olarak mahalle fırınları olarak da tanımlanan günde 25-30 çuval un işleyerek 5-6 bin adet üretim yapan küçük fırınlar için çalıyor. Bu işletmelerin büyük kısmı AB'nin istediği hijyen ve gıda güvenliği kriterlerine sahip değil. Çalışanlar ise eğitimsiz. Bu tür fırınların sayılarının Türkiye çapında 20 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu fırınlardan sadece 60'ı tünel fırın olarak adlandırılan ve günde 100 bin adet üretim yapan endüstriyel fırınlardan oluşuyor. Pazarın
aslan payı ise çoğunluğu sağlıksız olan bu küçük fırınların elinde.
Pazar büyüyor teknoloji emekliyor
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Prof Dr. Hikmet Boyacıoğlu, Türkiye'de son 10 yıldır endüstriyel ekmek fırıncılığının gelişmeye başlamasına karşın bu gelişimin öngörüldüğünden daha yavaş olduğunu belirtiyor. Bunda ekmek üretimin kolay olması ve tüketicinin fırından taze ekmek alma alışkanlıklarını aşamamasına bağlayan Boyacıoğlu, önümüzdeki dönemde ise
Avrupa Birliği'nin müdahalesi, büyük işletmelerin reklam ve
pazarlama gibi aktiviteleri ile endüstriyel fırınların payının artabileceğini öngörüyor.
REFERANS