Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan döneminde ''
üretimden ihracata'' politikalarının daha da çalışabilir olduğunu gördüklerini belirterek, Bakan Çağlayan'ın üretimden gelen biri olmasının bunda etkili olduğunu kaydetti.
Bakan Çağlayan'ın,
bakanlığının ilk dönemlerinde yaşanan
ekonomik kriz nedeniyle ihracat rakamlarının 100 milyar dolar seviyelerinin altına düştüğünü bunun da Çağlayan için bir talihsizlik olduğunu anlatan Keskin, ''Ben, ihracatın yemiş olduğu darbenin aşılarak, bu yıl sonu itibariyle ihracat bazında
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi
rekorunun kırılacağına, 2011 yılını Türkiye'nin ihracat bazında umulanın çok üzerinde kapatacağına inanıyorum'' dedi.
Büyüme rakamları konusunda çeşitli spekülasyonlar yapıldığını, buna karşın yüzde 6-6,5 civarında bir
büyümeyle 2011 yılının sona ereceğini düşündüğünü dile getiren Keskin, ''Dünyanın durağan bir dönemden geçtiği günlerde Türkiye ekonomisinin sağlamış olduğu başarı çok büyüktür. Bunda büyük bir pay özel
sektöründür. Bu ihracatı, ekonominin canlı ve ayakta kalmasını
özel sektör sağlamıştır. Özel sektör riskini artırarak bütün riskleri üstlenerek üretim ve ihracat yapmaya devam etmiştir'' yorumunda bulundu.
-
Döviz kurlarındaki hareketlilik-
Döviz kurlarında son zamanlarda yaşanan hareketliliğin ihracatçıya etkilerini de değerlendiren Keskin, Türkiye'de özel sektörün çok ciddi bir döviz borcu olduğunu söyledi.
Beklentilerle gerçekleşen döviz kurları arasında yaklaşık yüzde 10 fark olduğunu anlatan Keskin, ''Hiçbir ihracatçı satışlardan yüzde 10 para kazanamaz. Dünya ölçeğinde ihracatta yüzde 10 ciddi rakamdır'' diye konuştu.
Dövizdeki bu artışın kısa bir süre için ihracatı tetiklediğini ifade eden Keskin, bu etkinin çok kısa bir dönemde azalacağını düşündüklerini söyledi.
-
Elektrik ve doğalgaz zamları-
Sanayicinin sıkıntılarının aşılabilmesi için görüşlerini de paylaşan Keskin, enerji ve istihdamın üzerindeki yüklerin dünya
rekabet koşullarına göre uyarlanması gerektiğini vurguladı.
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamları da eleştiren Keskin, ''Akşam yattık, sabah kalktık elektrik ve doğalgaza zam gelmiş. Biz üretim yapmazsak, insanları çalıştırmazsak, insanlar elektriği nasıl kullanacak? O elektrik parasını nasıl ödeyecek?
Doğalgazın parasını nasıl ödeyecek? Evde elektrik tüketenle ile fabrikada binlerce
işçi çalıştıran insanın tükettiği elektriğin fiyatının hemen hemen aynı olması mantıklı değildir. Devlet neden üretim yapan, işçi çalıştıran tesislere elektrik konusunda avantaj sağlamaz?'' diye sordu.
-''
OSTİM, işçi arayan bir kuluçka merkezi''-
OSTİM'in son dönemdeki gelişimi üzerine değerlendirmelerde de bulunan Keskin,
İvedik OSB'nin açılmasıyla bölgede yaklaşık 11 bin 500 iş yerine ulaşıldığını belirterek, ''OSTİM'de iş yerleri çoğalıp birbirini tamamlayan
işletmeler şeklinde. Biz, entegre üretim yapan yapılar olmadığımız için ne kadar çok işletme açılırsa OSTİM'de ciddi bir büyüme olduğuna inanıyoruz. Şu an 150 bin civarında çalışan olduğunu görüyoruz.
Ekonomik kriz dönemlerinde yaptığımız çalışmalarda en hızlı şekilde OSTİM kendini toparladı. Şu anda iş gücü açısından OSTİM, hergün işçi arayan bir kuluçka merkezi haline geldi'' dedi.
Başkentteki OSB'lerdeki faaliyetler hakkında bilgi de veren Keskin, Temelli bölgesinde dört OSB bulunduğunu, bunlardan ihtisas OSB'si olarak düşünülen dökümcüler OSB'sin de parselleme ve altyapı çalışmalarının henüz başlamadığını söyledi.
Devletin, alt yapıları bitmiş OSB'lere üst yapı konusunda finansman desteği vermesi gerektiğini kaydeden Keskin, OSTİM olarak gelecekten beklentileri konusunda karamsar olmadıklarını dile getirdi.
Üretime devam ederek daha iyisini yapmaya çalışacaklarını belirten Keskin, ''Biz de risk 11 bin 500 işletmeye dağıtılmış durumda. Aramızda belli sayıda işletmelerin yaşayabileceği sıkıntılar diğerleri tarafından mutlaka tolere ediliyor. O nedenle bizim bölgemizde karamsar bir tablo yok. 2012 yılından da başarıyla çıkacağımıza inanıyorum'' dedi.