Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bağımsızlık ve istiklaline tarih boyunca büyük önem veren Türkiye Cumhuriyeti, egemenlik haklarını, toprak ve vatan bütünlüğünü, ulusal ve uluslararası çıkarlarını korumak için gerekli azim ve savunma kabiliyetine her zaman sahip olma şuurunda olmuştur'' dedi. Ülkelerin ekonomik ve siyasi güçlerinin toplamı içinde milli savunma ve güvenlik alanına dönük birikimlerinin önemine dikkati çeken Erdoğan, bu alandaki imkan ve kaynakların, o ülkelerin bekası için hayati derecede öneme sahip olduğunu vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bağımsızlık ve istiklaline tarih boyunca büyük önem veren Türkiye Cumhuriyeti, egemenlik haklarını, toprak ve vatan bütünlüğünü, ulusal ve uluslararası çıkarlarını korumak için gerekli azim ve savunma kabiliyetine her zaman sahip olma şuurunda olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti bugün de bu şuurla hareket ederek, bağımsızlığına ve istiklaline düşkünlüğüne, çağın gerektirdiği en ileri merhalelere ulaşma gayretindedir. Yaşadığımız dünyada barış ve adaletin mümkün olduğuna inancım tamdır. Yeter ki devletler ve toplumlar daima barışa ve adalete olan güvenlerini korusunlar ve güçlerini bunun için kullansınlar. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesiyle, kendi için istediği barış ve adalet talebini başta komşuları olmak üzere bütün dünya için istemiş ve dünyanın her yanında barıştan yana olmuştur.'' SAVUNMA GÜCÜNÜ BARIŞ İÇİN KULLANMAK Başbakan Erdoğan, bölgede barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasında hayati sorumluluklar üstlenmiş olan Türkiye'nin, mevcut imkanlarını sadece ülke savunmasına değil, aynı zamanda barışı koruma operasyonlarına yönelik olarak da değerlendirdiğini belirtti. Erdoğan, Bosna-Hersek, Kosova, Afganistan ve Lübnan'da icra edilen barışı destekleme harekatlarının, bu amaçlar dahilinde, halihazırda aktif olarak Türkiye'nin de iştirak etmekte olduğu harekatlar olduğunu vurguladı. Türkiye'nin, savunma gücünü ve savunmaya ayırdığı kaynaklarını barışçı amaçlar doğrultusunda kullanmak politikası dahilinde başta NATO olmak üzere uluslararası ve bölgesel ittifaklara aktif katılımını sürdürmekte olduğunu belirten Erdoğan, bölgede ve dünyada barışın ve güvenliğin sağlanması amacıyla Türkiye'nin sarf ettiği bu gayretin neticesinde dost ve müttefik olan 48 ülkenin temsilcileriyle bugün bir arada bulunmaktan kıvanç duyduğunu ifade etti. ULUSLARARASI STANDARTLARDA ÜRETİM Vazgeçilmez savunma ve güvenlik ihtiyacı değerlendirildiğinde savunma sanayinin sahip olduğu stratejik önem ve önceliğin inkar edilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bugün burada temelleri cumhuriyetin ilk yıllarında atılmaya başlamış olan savunma sanayimiz, son 20 yılda devletimizin desteği, özel sektörün dinamizmi ve uluslararası iş birliği faaliyetlerin neticesinde gerçekleştirmiş olduğu büyük atılımı sizlerle paylaşmanın gururu içerisindeyiz. Gelinen noktada, uluslararası kalite standartlarında üretim yapmakta olan savunma sanayi firmaları, zırhlı muhabere ve deniz araçlarından havacılığa, elektronikten yazılıma, silah ve mühimmattan lojistiğe kadar geniş bir yelpazede ürünleriyle dünya çapında kabul gören bir seviyeye ulaşmış bulunmaktadır.'' Erdoğan, savunma sanayi alanında Türkiye'nin sahip olduğu kabiliyetleri dost ve müttefik ülke temsilcileriyle paylaşmayı amaçladıklarını belirterek, aynı şekilde onların da tecrübelerinden istifade etmeyi hedeflediklerini söyledi. IDEF SAYESİNDE YARATILAN SİNERJİ Başbakan Erdoğan, IDEF sayesinde 1993'ten bu yana yaratılan bu ortak sinerjiden yararlanarak önlerindeki iş birliği alanlarından en iyi şekilde yararlanmak istediklerini kaydetti. Erdoğan, ''Ülkelerimiz arasındaki savunma sanayi iş birliğimizi güçlendirmemiz, uluslararası barış ve istikrarın korunmasına müşterek katkılarda bulunmamızı ve karşılaştığımız ortak sorunları birer fırsat penceresine dönüştürmemiz sağlayacaktır'' dedi. IDEF 2007 fuarının tüm katılımcılar için başarılı geçmesini dileyen Erdoğan, fuarın barış, istikrar ve huzur dolu bir dünya getirmesini temenni etti. Erdoğan, konuşmaların ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile yabancı misyon temsilcileriyle birlikte kurdelayı keserek fuarı açtı. Başbakan Erdoğan, TAİ, Roketsan, ATAK helikopterleri ile MKE ve yabancı ülkelerin stantlarını gezdi. Erdoğan'a, TAİ standında maket uçak hediye edildi. Fuarı, golf arabasıyla gezen Erdoğan'a Milli Savunma Bakanı Gönül ve Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar eşlik etti. Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra, birlikte yemek yediler. Savunma fuarına mehterli açılış IDEF 2007 8. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı, Ankara 75. Yıl Hipodromu'nda törenle açıldı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, fuara katılan ülkelerin bayraklarının tören alanından geçişi, Süvari Grubu eşliğinde yapıldı. Daha sonra Mehter Takımı gösteri sundu. Milli Savunma Bakanı Gönül, törende yaptığı konuşmada, uluslararası savunma sanayi fuarlarının savunma sanayi alanında teknolojik gelişmelerin takibi ve tedarik programlarına yönelik olarak uluslararası işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi ve tüm katılımcılara seviyeli bir rekabet ortamı sağlaması açısından büyük önem taşıdığını belirtti. İDEF Uluslararası Savunma Fuarı'nın bölgesinde en büyük, dünyada ise ilk beş arasında yer aldığını ifade eden Gönül, bu fuarı önemli bir uluslararası işbirliği ve tanıtım platformu olarak gördüklerini kaydetti. Gönül, soğuk savaş ve daha sonrasında 11 Eylülün devamında Ortadoğu ve yakın bölgede yaşanan değişimlerin bölgesel iç ve dış çatışmaların, terör faaliyetlerinin tehdit kavramını değişken bir hale getirmiş olmasının Türkiye'nin bulunduğu bölgenin zorluğunu ve önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Gönül, şöyle konuştu: ''Tüm bu gelişmeler yaşanırken 2007 yılında 55. yılını tamamlamış bir NATO üyesi olarak Türkiye'nin barışı yaymak ve korumak için bir güç ve denge unsuru olarak bu coğrafyada yer alması uluslararası toplumun huzuruna ve refahına verdiği önemin en önemli göstergesidir. Esas olarak savunma politikamız cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün 'yurtta barış, dünyada barış' prensibini temel almaktadır. Ancak çatışmalı coğrafyada barış ve güvenliği korumak için silahlı kuvvetlerimizi güçlü ve donanımlı tutmak zorundayız. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), yüksek harekat kabiliyeti ile dünyanın en iyi teçhiz edilmiş, en iyi eğitime sahip ve en itibarlı ordularından bir tanesidir. Bu kapsamda TSK'nın ihtiyaçları çerçevesinde son yirmi yılda maliyeti 15 milyar doların üzerinde önemli modernizasyon ve tedarik faaliyetleri yürütülmüştür.'' Gönül, 2000'li yıllardan itibaren savunma sanayinde temel hedeflerinin kendi tasarımını yapmak ve özgün yurt içi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek şekilde savunma sanayini yapılandırmak olduğunu vurgulayarak, bunun olmadığı durumlarda uluslararası ortaklık ve işbirliği projelerine yönelindiğini kaydetti. A400M Ulaştırma Uçağı Projesi, Müşterek Taarruz Uçağı Projesi gibi konsorsiyum projelerinde nitelikli iş payları alındığını ifade eden Gönül, ulaştırma uçağının orta gövde tasarımının Türkiye'de gerçekleştirildiğini, taarruz uçağı projesini ise üretim ve lojistik destek evresine katılım sağlandığını söyledi. Türkiye'de geliştirilen tüm sistemlerin çeşitli ülkelere ihraç edildiğini ve TSK envanterinde yer aldığını belirten Gönül, bunlar arasında gece görüş ve hedef sistemlerinin, frekans atlamalı telsizlerin, atış kontrol sistemlerinin, zırhlı araçların, sahil güvenlik botlarının, uçak smilatörlerinin ve güdümsüz roketlerin yer aldığını anlattı. Gönül, halen insansız hava aracı, eğitim uçağı, milli gemi, milli tank, elektronik harp sistemleri, bilişim sistemleri projelerinin devam ettiğini belirtti. Milli Savunma Bakanı Gönül, savunma sanayindeki amaçlarının katılımcı ülkelerle maliyet etkin projeler geliştirerek işbirliği çalışmalarını en üst noktalara getirmek olduğunu dile getirerek, kaynakların etkin kullanılması halinde dünya toplumlarının refahına, gelişmesine ve uluslararası barışın korunmasına büyük katkı sağlanacağının aşikar olduğunu ifade etti. Fuara 49 ülke, 334 yabancı ve 162 yerli firmanın katıldığını belirten Gönül, fuar süresince TSK'nın önemli projesini başlatacak törenler düzenleneceğini bildirdi. Törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Cömert, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, konuk savunma bakanları ve genelkurmay başkanları ile diğer üst düzey askeri ve sivil protokol katıldı. Bu arada fuara katılan ülke bayrakları ile aralarında kadın teğmenlerin de bulunduğu Süvari Grubu'nun geçişinde en çok Türkiye ve KKTC bayraklarının alkış aldığı görüldü. Törende, Mehter Takımı'nın gösterisi de ilgiyle izlendi. Törenin ardından IDEF 2007 Fuarı, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Gönül'ün, konuk savunma bakanları ile birlikte kurdeleyi kesmeleriyle açıldı. Daha sonra davetliler, Türk yıldızlarının gösterisini izledi.