Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçer, yaptıkları yeni
düzenlemeyle, ilk defa istihdam edilen kadın ve
gençler
için işverenin ödeyeceği sosyal güvenlik
primini 3 yıl süreyle yüzde 100
indirime tabi tutacaklarını bildirdi.
Ömer Dinçer, çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, çalışma hayatı ve istihdam ve sosyal güvenlik
sistemi üzerinde yapmayı planladıkları
yasal değişikliklere ilişkin bilgi verdi.
Çalışma hayatının kalitesini arttırmaya, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi oluşturmaya ve vatandaşlara yönelik
hizmetlerde daha etkin ve kaliteli bir yapı oluşturmaya gayret ettiklerini belirten Dinçer,
halk odaklı bir
yönetim yapısı oluşturmak için yoğun bir çaba içinde olduklarını söyledi.
Sosyal güvenlik sistemini daha etkinleştirmeyi sağlayacak düzenlemelere ve sahipsiz vatandaşların sorunlarını çözmeye yönelik oldukça önemli değişiklikler yapacaklarını bildiren Dinçer, hükümetin daha önce aldığı kararla işverenlerin sosyal güvenlik birimlerinde maliyeti azaltmak amacıyla 5 puanlık bir indirim sağladığını, bu düzenlemenin yaklaşık 4 yıldır uygulandığını hatırlattı.
Bugüne kadar bu düzenleme sebebiyle hazinenin, 5 milyar TL'den daha fazla katkı sağladığını, ancak bu indirimle uygulanan istihdamı arttırmaya yönelik
teşvikler arasında bazı sorunların ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Bu sorunlardan önemlilerinin bir kısmı şöyleydi. Gençlerin, kadınların ve
özürlülerin teşviklerinde herhangi bir işveren 5 puanlık indirimden yararlanıyorsa, ikinci kez onlardan yararlanma imkanına sahip olamıyordu. Bu açıdan şimdi yeni bir düzenleme yapıyoruz. 5 puanlık indirimi bütün işverenlere uygulamış olmamız sebebiyle, bunu teşvik olarak algılamaktan vazgeçiyoruz. Herhangi bir düzenlemeyi herkese yönelik yapıyorsanız o zaman bu zaten teşvik mantığından ve felsefesinden uzaklaşıyor. Bu açıdan bakıldığında biz gençlerimizin ve kadınlarımızın istihdamda teşvik edilmesini öne çıkarıyor ve önemsiyoruz. Böylece biz hem gençlerimizdeki işsizlik oranının azaltılması, kadınlarımızın istihdam oranlarının arttırılması amacıyla herhangi bir işverenimiz 5 puandan yararlanmış olsa bile bir kadınımızı hangi yaşta olursa olsun işe alırsa veya 19-29 yaş arasındaki bir gencimizi ilk defa işe alırsa, teşvikten yararlanabileceği bir düzenleme yapıyoruz.''
Teşvik sisteminin daha önceden 5 yıllık bir süreyi kapsadığını, ilk yıl yüzde 100 olmak üzere 5 yıllık süreyle giderek azalan oranlarda uygulandığını, bunda da çeşitli
uygulama sorunlarının ortaya çıktığını dile getiren Dinçer, ''Teşvik sistemini yüzde 100'e çıkardık. Herhangi bir kadınımız ya da gencimiz ilk defa istihdam ediliyorlarsa, işverenin ödeyeceği sosyal güvenlik priminin yüzde 100'ünü, ama sadece üç yıl süreyle indirime tabi tutacağız. Daha önceden 5 yıl süreyleydi. Artık bundan sonra sadece 3 yıl süreyle, ama üç yılda yüzde 100 olmak üzere uygulama yapacağız'' dedi.
Bakan Dinçer, İş-Kur kurslarını bitirenlerin de istihdam edilmeleri halinde prim teşvikinden yararlanmalarının mümkün olacağını bildirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''Herhangi bir vatandaşımız esnek bir şekilde Bağ-Kur'luluktan SSK'lılığa, SSK'lılıktan Emekli Sandığına, Emekli Sandığı'ndan SSK'lılığa kolayca geçebilecek. Nerede çalışıyor ve bulunuyorsa primini o sistem üzerinden ödeyecek ve biz bir bütün olarak ödediği bütün primleri göz önünde bulundurarak onun
emekliliğini hesaplayacağız'' dedi.
Bakan Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, çalışma hayatı ile istihdam ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde yapmayı planladıkları yasal değişikliklere ilişkin bilgi verdi.
Mevcut düzenlemede, işverenlerinin çalıştırdıkları
personelin belirli oranında özürlü personel çalıştırmak zorunda olduklarını, ancak bunun uygulanmasında belirli sorunların çıktığını belirten Dinçer,
lojistik firmalarda, şoförlerin ağırlıklı olarak çalıştıkları bazı işletmelerde özürlü çalıştırma imkanını bulunmadığını, böyle durumlar için yeni yaptıkları düzenlemede bir esneklik sağlayacaklarını bildirdi.
Herhangi bir şirketler grubunda belirli bir işletmede o işin özelliği sebebiyle özürlü çalıştırma imkanı bulunmuyorsa o işletmenin veya iş gurubu sahibinin başka işletmesinde de kendi kontenjanını dolduracak şekilde özürlü çalıştırması halinde işvereni özürlü çalıştırmış olarak kabul edeceklerini ifade eden Dinçer, organize sanayi gibi bölgelerde işverenler özürlü çalıştırmakta zorlanıyorsa onların ortak iş yerleri açarak özürlü istihdamı sağlamaları halinde de bu zorunluluğu karşılamış olacaklarını kabul edeceklerini kaydetti.
Staj imkanlarını genişleteceklerini belirten Dinçer, ''Şimdiye kadar 20 ve daha üstü istihdam sağlamış olan işletmelerde istihdam sağlanabiliyordu, biz bunun sayısını azaltıyoruz 5
işçi çalıştıran işletmelere kadar iş yerlerinde staj yapma imkanı getiriyoruz. Böylece öğrencilerimizin staj yapabilecekleri alanı önemli oranda artırmış olduk'' dedi. Bakan Dinçer, staj yapan öğrencilere ödenen ödenen
ücretleri de net ücretler üzerinden yüzde 30 oranında yapacaklarını söyledi.
İşsizlik
sigortası ve kısa çalışma ödeneğini artıracaklarını, bunun da önemli teşvik unsurlarından biri olacağını dile getiren Dinçer, şöyle devam etti:
''
İşsizlik sigortası fonundan isteğe bağlı sigortalılara da yararlanabilme imkanı getireceğiz. Şimdiye kadar yoktu bu imkan. Kendisi isteğe bağlıysa ve işsizlik sigortası fonundan yararlanabilecekse primini ödemesi halinde yine işsizlik fonundan yararlanabilecek. Bu maksatla da biz hem kısa çalışma ödeneği hem de işsizlik ödeneğinin kullanım miktarlarını artıran bir düzenleme yapacağız. Daha önceki uygulamalarda işsizlik ödeneğiyle ilgili devletin yaptığı katkının aşağı yukarı yüzde 30'unu biz istihdamın artırılması maksadıyla kullanıyorduk. Şimdi bir önceki yılın işsizlik fonundaki kaynağın yüzde 30'unu istihdamın artırılması için kullanma fırsatına sahip olacağız. Böylece çok daha fazla kaynakla işsizlikle mücadele etme imkanımız olacak.''
Kısa çalışma ödeneğiyle ilgili kaynakları da artıracaklarını bildiren Dinçer, kısa çalışma ödeneğini dünyada en iyi uygulayan ülkelerden birinin
Türkiye olduğunu, 2009 ve 2010 yılında yaklaşık 219 bin insanın kısa çalışma ödeneğinden yararlandığını kaydetti.
Kısa çalışma ödeneğinin bugüne kadar ulusal düzeyde bir iktisadi
kriz olursa kullanıldığını hatırlatan Dinçer, yeni düzenlemeyle herhangi bir bölgede ya da sektörde kriz olursa o sektörde ya da bölgede yer alan işletmelerin de kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için bir kapsam genişletmesi yaptıklarını söyledi.
Bakan Dinçer, işsizlikle mücadelede kaynakları artırdıklarını, bir önceki gelirlerin yüzde 30'unun işsizliği önleyecek şekilde kullanılması için çalışma yaptıklarını ifade etti.
-İŞÇİ ŞİKAYETLERİ-
Herhangi bir işçinin iş yerinden haksız bir şekilde uzaklaştırılması, işinden ayrıldığı halde haklarının kendine teslim edilmemesi veya haksızlığa uğradığını düşünmesi durumunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na müracaat ettiğini ve
bakanlığın işverenle görüşerek düzeltmeye çalıştığını, sonuç alınamaması durumunda ise işçinin
mahkemeye başvurarak hakkını aramaya çalıştığını anımsatan Dinçer, şöyle devam etti:
''Bu uzun sürebiliyordu. Binlerce
dosya bakanlığımızda birikmiş durumdaydı. Geçen yıl 40 bin civarında işçi şikayetleriyle ilgili dosyayı gözden geçirerek bu problemlerin çözümüne katkı sağlamıştık. Bürokrasinin azaltıldığı ve sürecin kısaltıldığı bir uygulamayla işçi şikayetlerini çözmenin sürecini 15 gün ya da daha altı bir güne çekmeyi başarmıştık. Ancak maalesef bakanlığında bazı birimlerin yöneticilerinin bir araya geldiği
sivil toplum örgütleri ya da dernekler bu süreçte bizi mahkemeye vererek yürütmeyi durdurma kararı almışlardır. Ben mahkeme kararına uyarak süreci tekrar eski haline döndürdüm ama bu tabi yine işçi şikayetlerini çözmeyi uzatan bir noktaya bizi taşıyor onun için bir
kanuni düzenleme yaparak işçi şikayetlerini çok daha kısa sürede çözebileceğimiz bir süreci yeniden tanımlıyoruz bu yaptığımız düzenlemeyle.''
Turizm sektöründe daha önceden belirlenmiş olan 2 aylık denkleştirme süresinin yeterli olmaması nedeniyle bunu 4 aya çıkardıklarını belirten Dinçer, çalışmalarla AB'nin öngördüğü esneklik şartlarını sağlamış olacaklarını söyledi.
İzinsiz çalışan
yabancı işçilere karşı yoğun bir mücadeleyi öngördüklerini ifade eden Dinçer, İçişleri Bakanlığıyla yürütecekleri süreçle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yabancı kaçak işçilerin üzerine daha çok gitme imkanı bulacağını kaydetti.
-KISA SÜRELİ ÇALIŞMA-
Kısmi süreli çalışanların emekliliklerini kolaylaştıracak düzenleme yapacaklarını bildiren Bakan Dinçer, sosyal güvenlik sistemini iş kanunun ön gördüğü kısmi süreli çalışmalara uyarlayarak kısmi süreli çalışmaları teşvik etmek istediklerini belirtti. Belirli bir günden daha az çalışanların hayatları boyunca çalışmış olsalar bile emeklilik imkanına sahip olamayacağını anlatan Dinçer, şöyle devam etti:
''Kısmi süreli çalışanların ayın geri kalan günlerinde primlerini ödemeleri halinde tam ay olarak çalışmış olduklarını kabul edeceğiz. Böylece emekli olabilmeleri için bir fırsat olacak. Diğer vatandaşlarımız gibi prim ödeme gün sayılarını doldurduklarında emekli olma şansına sahip olabilecekler. 16-17 günden daha az çalışanlar çalıştıkları iş yerine kendileri
destek vererek veya kendileri isteğe bağlı olarak bunu borçlanarak emekli olabilecekler. Tabi böyle olunca yine isteğe bağlı olarak çalışanlar işsizlik sigortası primi ödeyerek de işsiz kaldıklarında işsizlik sigortası fonundan yararlanma imkanına sahip olabilecekler. Bugüne kadar
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde usta-öğretici olarak çalışmış olanlar da eksik kalan sürelerini borçlanarak sosyal güvenlik sistemine dahil olma imkanına sahip olacaklar.''
Bağımsız çalışan Bağ-Kur emeklisinin, 10 yıldan daha az sağlık primi ödemişse sağlık primini 10 yıla tamamlayana kadar sağlık hizmeti alamadığını anımsatarak bu sorunu çözeceklerini belirten Dinçer, ''Herhangi bir vatandaşımız 10 yılını tamamlamamışsa ama aynı zamanda SSK'lı olarak bize prim yatırmışsa onun 10 yılı tamamlayabileceğini kabul ediyor ve böylece sağlık hizmeti almasını sağlıyoruz'' dedi.
-''EMEKLİLİKTE KOLAYLIK''-
Vergi kaydı devam eden Bağ-Kur kapsamındaki esnafın işçi statüsünde çalışması halinde de sigortalı sayılabilmesi için düzenleme yaptıklarını ifade eden Dinçer, şunları söyledi:
''Bağ-Kur'lu olan esnaf ya da tarım işçisi şayet dükkanını kapatıyor ve SSK'lı olarak herhangi bir yerde çalışmaya başlıyorsa biz onun Bağ-Kur'luluk özelliğini ortadan kaldırmıyorduk. O, Bağ-Kur'lu olarak kalmaya devam ediyor hatta primini yatırmamışsa biz onu borçlandırıyor ve daha da önemlisi eğer vaktinde de bu primleri ödemezse cezai müeyyide uyguluyorduk. O yüzden Bağ-Kur'lu vatandaşlarımız oldukça önemli bir
mükellefiyetle baş başa kalıyorlardı. Halbuki aynı zamanda SSK'lı olarak prim ödemeye devam etmiş olsa bile Bağ-Kur borçları devam ediyordu. Şimdi biz bu konuda mantığımızı bütünüyle değiştiriyoruz. Herhangi bir vatandaşımız esnek bir şekilde Bağ-Kur'luluktan SSK'lılığa, SSK'lılıktan Emekli Sandığına, Emekli Sandığı'ndan SSK'lılığa kolayca geçebilecek. Nerede çalışıyor ve bulunuyorsa pirimini o sistem üzerinden ödeyecek ve biz bir bütün olarak ödediği bütün primleri göz önünde bulundurarak onun emekliliğini hesaplayacağız. Böylece bütün vatandaşlarımıza 'sen Bağ-Kur'lu başladın Bağ-Kur'lu kalacaksın, SSK'lı başladın SSK'lı kalacaksın' gibi zorlamalar olmayacak. Biz temelde şunu ön görüyoruz; bir vatandaşımız sosyal güvenlik sistemine dahil olmalıdır ve hangi sosyal güvenlik sisteminde prim ödeyebiliyorsa oradan ödemelidir ve onun emekliliği bu toplam ödediği primleri göz önünde bulundurarak hesaplamalıyız. Bu açıdan özellikle Bağ-Kur'lular için çok önemli bir kolaylığın geldiğini ifade etmemiz mümkün.''
Şoförler ve sanatçılar için de sosyal güvenlikte bir tanım kolaylıklar sağladıklarını belirten Dinçer, isteğe bağlı sigortalılığı yaygınlaştırmak ve kolaylaştırmak için düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Dinçer, Taksiciler, şoförler ve sanatçılar sigortalı olmak isterlerse 17 günden daha aşağıda çalışıyorlarsa üstünü tamamlamaları halinde emekli olma hakkına kavuşacaklarını bildirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ''Mevsimlik tarım işçileri, diğer isteğe bağlı sigortalılar, sanatçılar ve
taksi şoförleri gibi benzer bir statüyle 17 gün ve üzeri herhangi bir çalışma göstermeleri halinde sosyal güvenlik sistemine tabii olabilecekler. Onları da sisteme dahil ediyoruz. Geçici ve gezici tarım işçiliği müessesini biz bütün olarak çalışma hayatımızdan kaldırmak istiyoruz'' dedi.
Bakan Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, çalışma hayatı, istihdam ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde yapmayı planladıkları yasal değişikliklere ilişkin bilgi verdi.
Trafik kazalarındaki sağlık giderlerinin karşılanmasının önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Dinçer,
Sosyal Güvenlik Kurumunun
trafik kazası yapmış bir vatandaşın kendisi kusurlu olsa bile sağlık hizmetlerini karşılayacağını bildirdi. Dinçer, bunun giderini özel sigorta şirketlerinden yıllık bir
bütçe olarak tahsil edeceklerini, böylece hem vatandaşın hizmet almasını hem de sosyal güvenlik sisteminin maliyetlerinin karşılanmasını sağlayacaklarını kaydetti.
Ücretsiz izinlerdeki sağlık giderlerinde de sorunlar yaşandığını ifade eden Dinçer, çalışanlara bir aylık süreyle ücretsiz izin almış olsalar bile sağlık hizmeti sunacaklarını, herhangi bir bedel almayacaklarını söyledi.
Yurt dışındaki ev hanımlarının ve çalışanların borçlanarak emekli olmalarını sağlayan bir düzenleme getirdiklerini belirten Dinçer,
yurt dışında çalışan ve oradaki sigortalılığını borçlanmak isteyen bağımsız çalışanların borçlanmalarını ödedikleri dönemde geçerli olan asgari ücret ile borçlanma tutarı arasındaki oranı esas alarak aylıklarının bağlanması hakkını getirdiklerini kaydetti.
Bakan Dinçer, el sanatlarıyla uğraşan kadınların da düşük primle bir ay içerisinde en az 17 gün prim ödemek şartıyla emeklilik sistemine dahil olabileceklerini, bunun da oldukça geniş bir kitleyi kapsamına alacağını ifade etti.
Silikosiz hastalarının sosyal güvenlik sisteminden yararlanmalarını sağlayan bir düzenlemeyi de bu kanunla birlikte yaptıklarını söyleyen Dinçer, ''Sosyal Güvenlik Kurumu
Sağlık Kurulu silikosiz hastalığında en az yüzde 40 meslekte kazanma gücü kaybı tespiti, yaş ve muhtaçlık şartı aramadan özür oranlarına göre aylık bağlanacağı bir düzenleme yapıyoruz'' dedi.
Yeşil kart kullanımıyla ilgili de bir düzenlemeye gittiklerini bildiren Dinçer,
yeşil kartlıların iş bulması durumunda
kayıt dışı çalışmayı
tercih ettiklerini, bunun hem
kayıt dışılığı artırdığını hem de sosyal güvenlik sisteminde birtakım sorunlar doğurduğunu, bunun önüne geçmek istediklerini söyledi. Yeni düzenlemeyle yeşil kart sahibi vatandaşın iş bulması durumunda yeşil kartının askıya alınacağını, iptal edilmeyeceğini belirten Dinçer, yeşil kart sahibinin çalıştığı sürece sosyal güvenlik sistemine tabii olacağını ve her türlü haktan yararlanacağını, işini kaybetmesi durumunda da otomatik olarak yeşil kart sisteminin tekrar işler hale geleceğini anlattı.
Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğüyle yaptıkları
anlaşma gereği, yeşil kart sahiplerinin İş-Kur'a kayıt yaptıracağını ifade eden Dinçer, ''İş-Kur olarak kendisine 3 kere iş
teklif edeceğiz. Eğer bu işlere sahip olarak çalışma hayatına atılırsa o zaman kendisi bu haklardan yararlanma imkanına sahip olacak. Aksi taktirde üçüncü kez kendisine iş teklif edildiği halde eğer çalışmaktan imtina ediyorsa o vatandaşımızın yeşil kartı iptal edilecek'' dedi. Bugüne kadar yeşil kartın fazlaca istismar edildiği kanaatini taşıdıklarını vurgulayan Dinçer, söz konusu düzenlemeyle bunun önüne geçileceğini dile getirdi.
Emekli olma sürecinde kurum hatalarından kaynaklanan sorumluluklar nedeniyle vatandaşların
mağdur olabildiğini, bununla ilgili de bir düzenlemeye gittiklerini belirten Dinçer, ''Hata kurumdan ya da
devlet memurundan kaynaklandıysa bunun sorumluluğunu vatandaşa yüklemekten vazgeçiyoruz. Bunun sorumluluğunu kurum üstelenecek. Bu yanlışı, hatayı yapan kurum v
e devlet memuru bunun hesabını ödeyecek'' dedi. Bakan Dinçer, kurumdan kaynaklanan hata sonucu herhangi bir yersiz ödemenin geri alınması için verilen 3 aylık sürenin 24 aya çıkardıklarını, bunun faizsiz olarak alınacağını kaydetti.
Dinçer, halen uygulanan işverenlerin aylık prim hizmet
belgesini iş yerine asma zorunluluğunun da artık ortadan kaldırıldığını bildirdi.
Düzenlemeyle işverenlerin, işçilerin iş görmezlik hallerinde yapmaları zorunlu olan bildirimlere bağlı idari para cezalarının düşürüldüğünü belirtti.
-''GEÇİCİ TARIM İŞÇİLİĞİNİ KALDIRMAK İSTİYORUZ''-
Mevsimlik tarım işçilerine sosyal güvenlik sistemine dahil olma hakkı getirdiklerini ifade eden Dinçer, şöyle devam etti:
''Mevsimlik tarım işçileri, diğer isteğe bağlı sigortalılar, sanatçılar ve taksi şoförleri gibi benzer bir statüyle 17 gün ve üzeri herhangi bir çalışma göstermeleri halinde sosyal güvenlik sistemine tabii olabilecekler. Onları da sisteme dahil ediyoruz. Geçici ve gezici tarım işçiliği müessesini biz bütün olarak çalışma hayatımızdan kaldırmak istiyoruz. Bir boyutuyla herkesin kendi yaşadığı ilde ya da yörede iş sahibi imkanı bulması için çaba sarf ediyoruz. İş-Kur'umuz bu maksatla özel bir
hazırlık yürütüyor. Gezici tarım işçileri bulundukları illerde İş-Kur'umuza müracaat ederlerse kendilerine meslek kazandırmak üzere özel programlar ve çabalar yapacağız. Ve böylece herkesi kendi ilinde kalmaya yönelteceğiz. İkincisi eğer mecbur kalıyor ve başka bir ile çalışmaya gidiyorsa onlara diğer işçilerimizin ve insani çalışma şartlarının gereği olan ortamı sağlamak için çaba sarf ediyoruz. Bizim, gezici tarım işçileriyle ilgili başlattığımız özel bir proje vardı. Bu sene büyük oranda başarılı olduk, ama gelecek sene yüzde 100 bütün gezici tarım işçilerimizin gittiği illerde onların özel olarak ve birtakım insani ihtiyaçlarını karşılayabilecek mekanları hazırlamış olacağız. Onları, sosyal güvenlik sistemine tabi olmaları için zorlayacağız ve takibini yapacağız. 17 günlük süreyle veya daha az prim yatırarak en azından sosyal güvenlik sistemine dahil olabilecekleri bir düzenlemeyi yaptık.''
Geçici tarım işçilerinin sağlık yardımlarıyla ilgili de bir düzenleme yaptıklarını belirten Dinçer, tarım işçilerinin bakmakla mükellef oldukları anne,
baba ve eşlerinin de diğer bütün sağlık sisteminden yararlanan sigortalılarda olduğu gibi bu hizmetlerden yararlanabileceklerini söyledi.
Bağımsız çalışan sigortalıların oda kayıtlarını sildirmeden işçi veya esnaf olarak çalışması durumunda çalıştığı kapsamda sigortalı sayılacağını kaydeden Dinçer, bağımsız çalışanın, tarım sigortalısı ve 65 yaşın üzerinde olması durumunda, isteği durumunda zorunlu sigortalılık kapsamından kendi isteğiyle ayrılabileceğini bildirdi.
Bakan Dinçer, yeni düzenlemeyle aylık alanların gerçeğe uygun olmayan belge ibraz ettiklerinin veya eksik beyanda bulunduklarının anlaşılması halinde, aylıkların alındığı yılın enflasyon oranında artırılarak tahsilatın yapılacağını kaydetti.
-''GSS'YE GEÇİŞİ 1 OCAK 2012'YE UZATTIK''-
Bakan Dinçer, vatandaşların 1
Ekim tarihi itibariyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına alınmasının planlandığını hatırlatarak, çok sayıda vatandaşın müracaat yapmadığı için ceza ödemek durumunda kaldığını belirtti. Dinçer,
Genel Sağlık Sigortasına geçiş sürecini 1 Ocak 2012 tarihine kadar uzattıklarını, bu sürenin bir daha uzatılmayacağını ve vatandaşların cezai işlemle karşı karşıya kalacağını bildirdi.
İşten çıkan çalışanların 90 gün primi olması durumunda, 90 gün süreyle herhangi bir ücret ödemeden sağlık hizmetlerinden yararlanabileceğini ifade eden Dinçer, genel
sağlık sigortasındaki haklarda düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Mesleki eğitim görenler, stajyerler ve çırak olarak çalışanların kendileri üzerinden genel sağlık sigortası kapsamına alındığını, primlerinin ilgili kurumlar tarafından karşılanacağını kaydeden Dinçer, stajyer ve çırak olarak çalışanların sağlık sigortası kapsamına alınarak kendi adlarına bu hizmeti alabilmelerini sağlayacaklarını dile getirdi. Dinçer, meslek yüksek okulu öğrencilerinin de staj döneminde sosyal güvenlik kapsamına alınacaklarını söyledi.
İlk defa memur olanların ücretsiz izin süreleri için de genel sağlık sigortası primlerinin kurum tarafından ödeneceğini ve onların da sağlık hizmeti alabileceğini belirten Dinçer, yabancı öğrencilere genel sağlık sigortası kapsamına girme zorunluluğu getirdiklerini bildirdi. Dinçer, Türkiye'nin bütün giderlerini karşıladığı burslu öğrencilerde bu şartın aranmayacağını belirtti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, yaptıkları yeni düzenlemenin uygulamaya konulması halinde yaklaşık 200 bin kişinin de yeni istihdam olarak çalışma hayatına katılmasını beklediklerini bildirdi.
Bakan Dinçer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, çalışma hayatı, istihdam ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde yapmayı planladıkları yasal değişikliklere ilişkin bilgi verdikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dinçer, bir gazetecinin
kıdem tazminatıyla ilgili sorusuna, Türkiye'deki istihdam sorununun çözülebilmesi için
ekonomik büyümenin sağlanması ve çalışma hayatının esnekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Ekonominin büyümesiyle istihdam arasındaki ilişkinin çalışma hayatının katılığı sebebiyle oldukça düşük olduğunu belirten Dinçer, ''
Ekonomik büyüme istediğimiz oranda istihdam sağlamaya müsait görünmüyor. Mesela yılda ekonomik olarak yüzde 1 büyürsek bunun istihdam sağlama esnekliği yüzde 0,52 olarak tespit edildi. Şu demek; ekonomik olarak yüzde 1 büyürsek aşağı yukarı yüzde yarım istihdam sağlıyoruz. Yani yüzde 1 olarak büyürse Türkiye ekonomisi, yaklaşık 100-120 bin kişiye istihdam sağlıyoruz demektir'' dedi.
Çalışma hayatının esnekleşmesi, işe giriş çıkışların kolaylaşması ve maliyetlerin düşürülmesi durumunda istihdam oranının daha da artırılabileceğini ifade eden Dinçer, bu açıdan bakıldığında kıdem tazminatı fonunun kurulmasını önemsediklerini söyledi.
Çalışma hayatıyla ilgili temel yaklaşımları değiştirmek istediklerini, konuyu, ''işi değil, insanı koruyan'' bir felsefeyle ele almak için çalıştıkları vurgulayan Dinçer, insanların mesleki kabiliyetlerinin, donanımlarının artırılması için eğitimlere ağırlık verdiklerini kaydetti.
Çalışma hayatının esnekleştirilmesinin, insanların güvencelerini ortadan kaldıracak şekilde yapılmasını istemediklerinin altını çizen Dinçer, güvenli esnekliği sağlayarak ve mümkün olduğunca uzlaşarak düzenlemeleri yapmayı planladıklarını söyledi.
Bakan Dinçer, ''paketin maliyetinin'' sorulması üzerine, ''İşsizlik fonunda bir yıl önce bize verilen kaynakların yüzde 30'unu bu masraflar için kullanacağız. Prim gelirlerinin yüzde 30'unu... Bunu da sadece aktif ve pasif iş gücü programları için kullanıyoruz, başka bir şey için değil'' dedi.
Ayrılan kaynaklarla geçen yıllarda mesleki eğitimle ilgili çok önemli mesafe katettiklerini belirten Dinçer, 2008 yılında Türkiye'de 18 bin kişinin mesleki eğitim yapılabildiğini, bu rakamın geçen yıl 167 bin kişiye çıktığını, yaklaşık 240 bin kişiye işsizlik fonundan işsizlik ücreti ödendiğini bildirdi. Dinçer, 219 bin kişiye kısa çalışma ödeneğinden ücret ödendiğini ifade ederek, ''Bu yıl bizim yapmak istediğimiz aktif iş gücü programları için bu kaynaklar yetersiz olmaya başladı. Yeni bir düzenleme yapıyoruz. Dolayısıyla bir yıl önceki prim gelirlerinin sadece yüzde 30'unu bu kaynaklar için kullanabileceğiz, böyle bir genişletme yapıyoruz'' dedi.
''
Kadın ve gençlerin istihdama katılması uygulamasında yeni katılanlar için mi bu uygulama yoksa bir geçiş sağlanacak mı?
İstihdam şirketlerinin geçici işçi sağlamasına yönelik çalışma vardı, bunun tekrar gündeme gelmesi söz konusu mu?'' sorusuna Dinçer, ''Genç ve kadın teşvikinden yararlananlar için zaten onlar bu hakkı elde etmişlerdi. Dolayısıyla bir geçiş öngörmeye gerek yok'' yanıtını verdi. Bakan Dinçer, kadınların, gençlerin ve özürlülerin teşvikinde süresiz, ilk defa işe başlatılmaları halinde 3 yıl süreyle sosyal güvenlik primlerinin tamamını ödeyeceklerini söyledi.
Dinçer, özel istihdam bürolarının geçici iş ilişkisi kurma yetkisini almalarına ilişkin bu kanunda herhangi bir düzenlemenin olmadığını bildirdi.
Bakan Dinçer, ''Ne kadar istihdam öngörüyorsunuz?'' sorusuna, ''Geçtiğimiz yıllarda 2-3 yıllık bir teşvik yapmıştık, bu süre içeresinde 5 puan alan işverenler bu teşvikten yararlanamamalarına rağmen yaklaşık 80 bin civarında gencimiz ve kadınımız bu teşvikten yararlanmıştı. Biz hem 5 puandan yararlandığı halde bundan yararlanmasını da öngördüğümüz için bunun çok daha etkin bir şekilde uygulanabileceğini var sayıyoruz'' cevabını verdi.
Yasanın yeniden
yapılandırma maddelerini ve emekli maaşlarıyla ilgili düzenlemeleri içeren
torba bir yasa olduğunu belirten Dinçer,
bakanlık olarak çalışmalarını tamamladıklarını, yasanın
yeniden yapılandırmayla ilgili bölümlerini bayramdan önce tekrar görüşeceklerini, daha sonra yasayı TBMM'ye sevk ederek bütçeyle birlikte çıkarmayı planladıklarını bildirdi.
-''200 BİN KİŞİ İSTİHDAMA KATILACAK''-
Bakan Dinçer, ''Meslek yüksek okullarıyla'' ilgili bir soruya, ''Meslek yüksek okullarının öğrencilerinin işe gelmeleri halinde herhangi bir teşvik yapmıyoruz. Uzun vadede böyle bir teşvik yapmayı planlıyoruz, ama henüz çalışmalarımız tamamlanmadı. Fakat İş-Kur'dan mesleki eğitim alarak işe katılanlar için böyle bir teşvikimiz var. Onun haricinde mesleki ve
teknik eğitim veren
ortaöğretim ile meslek yüksek okulu veya Türkiye İş Kurumu'nca düzenlenen iş gücü yetiştirme kurslarını bitirenler için 36 ay süreyle bir teşvik planımız var. O plan bu kanunda var, ama onlarınki süresiz bir teşvik değil'' yanıtını verdi.
Bakan Dinçer, pakette daha çok kadınların, gençlerin ve özürlülerin teşvikine yönelik düzenlemelerin olduğunu belirterek, ''Yıllık olarak bu teşviklerin bize yaklaşık 200 bin kişilik istihdam sağlayabileceğini tahmin ediyorum'' dedi.
Dinçer, ''trafik kazası geçirenlerin tüm sağlık giderlerinin sosyal güvenlik sisteminden karşılanmasının geçmiş yılları da kapsayıp kapsamadığı'' yönündeki soru üzerine, böyle bir düzenleme yapılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Bu paketin uygulamaya koyulması halinde yıllık olarak 443 bin kişinin bundan yararlanacağını, bunun toplam maliyetinin 1 milyar 163 milyon lira olacağını belirten Dinçer, yaklaşık 200 bin kişinin de yeni istihdam olarak çalışma hayatına katılmasının beklendiğini kaydetti.