Şentürk, bu amaçla 2 milyon metrekarelik alana otomotiv
test merkezi kuracaklarını,
yangın ve yangına dayanıklı malzeme laboratuvarına da en kısa zamanda başlanacağını bildirdi.
Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
TSE'nin, yeni yatırımlarıyla Türk işadamlarının küresel pazardaki
rekabet gücünü artıracağını kaydetti. TSE'nin,
Kamu Mali Yönetimi ve Kamu İhale Kanunu'ndaki yeni düzenlemelere adaptasyonunun gecikmesi nedeniyle kurumun durağan bir ortama girdiğini ve yatırımlardan uzak durduğunu belirten Şentürk, özel
sektör pazarda rekabet ederken, milli kuruluşların da görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini vurguladı. TSE'nin
Maliye kaynaklı bir sıkıntısı olmadığını, Hazine'den bir
kuruş bile para almadıkları halde yatırım gerçekleştirebileceklerini anlatan Şentürk, şunları söyledi:
''Bunu yapmadığımız takdirde ülkemizden
yurt dışına çok ciddi miktarda
belgelendirme parası akıyor. Bunlar onlarca milyon
avro'ya tekabül ediyor. Sadece para akmıyor, iş adamlarımız yurt dışından belge almaya
deney laboratuvarlarından test sonuçlarını almaya çalışırken, ciddi zaman kaybediyorlar.
Küresel rekabet pazarının çok ahlaki çalışmadığını hepimiz biliyoruz. Benim iş dünyam rekabet edebilmesi için alması gereken belgeyi rekabet etmesi gereken ülkelerin kurumlarından almaya kalktığında aslında sahaya 1-0 yenik çıkıyor.
Dolayısıyla bu ihtiyaçlar TSE'nin özellikle
iş dünyası açısından stratejik öneme sahip alanlarda hızla büyümesini zorunlu kılıyor. TSE artık yeni
kanun düzenlemeleriyle ilgili çözüm üretme kabiliyetini geliştirmeye başladı. Biz bir çok alanda çok ciddi yatırımlar yapmayı düşünüyoruz.''
Türk işadamlarının otomotiv ile yangın ve yangına dayanıklı malların üretiminde testler için İspanya'ya, yüksek voltajlı aletler için de Romanya'ya gittiğine işaret eden Şentürk, bu durumun milyonlarca avro'luk maddi kaybın yanı sıra zaman kaybına neden olduğunu kaydetti.
-OTOMOTİV TEST MERKEZİ-
Otomotiv test merkezinin 2 milyon metrekarelik alanda inşa edileceğine dikkati çeken Şentürk, bu test merkezinin çok az ülkede olduğunu kaydetti.
Yatırımın tamamını öz kaynaklarıyla finanse etmeyi planladıklarını dile getiren Şentürk, şöyle konuştu:
''
Türkiye'de kendi otomotivimizi üretelim diyoruz ama otomobil üretilmesi için önce tasarladığınız her bir parçayı testlerden geçirmeniz lazım ama Türkiye'de böyle bir yer yok. Kendi üretiminizi yapacaksınız ama her bir parçası için İspanya'dan gidip sonuç alıp gelip yapacaksınız. Böyle bir şey yürümez.
Otomotiv sektöründe yedek parçalar Türkiye'de üretiliyor ancak test için İspanya'ya gidiyor. Bu da maliyeti artırıyor. Test merkezi için yeri Bakanlık tahsis edecek.
Kocaeli,
Sakarya,
Bursa,
Antalya ve Eskişehir'de yerler var. Bakanlığa büyük ihtimalle bugün bu beş yerden birinin tahsisi için başvuracağız. Bakanlık için uygun olan yerlerden biri bize devredildiğinde hemen proje
ihalesine çıkacağız.
Bu kentlerden neresi olursa olsun önemi yok. Çünkü şu an insanlarımız bu işi yaptırmak için İspanya'ya gidiyor.''
Yangın ve yangına dayalı malzeme üretimiyle ilgili de Türkiye'de test hizmeti olmadığını dile getiren Şentürk, ''Türkiye'de laboratuvar hizmeti verilmiyor. Türkiye'deki iş dünyası bununla ilgili de İspanya'ya gitmek durumunda kalıyor ve senelik 4-5 milyon avro ödemek zorunda kalıyorlar. Bu alanda da Devlet Planlama Teşkilatı ile görüşmemizi de yaptık, olumlu geçti. En kısa zamanda başlıyoruz'' dedi.
Türkiye'de yüksek voltajlı elektrikli aletlerle ilgili de test laboratuvarı bulunmadığına işaret eden Şentürk, işadamlarının bu hizmeti almak için Romanya'ya gittiğine dikkati çekti. Şentürk, işadamlarına 3-4 ay sonrasına gün verildiğini ve Romanya'ya yıllık 5 milyon avro ödendiğini ifade ederek, ''Küresel rekabet ortamında üç ay sonrasına gün verilmesi demek zaten sizi bitirmek demektir'' diye konuştu.
-KALİTE STANDARDINI BELİRLEME HEDEFİ-
Avrupa Birliği Standardizasyon
Kuruluşu'nun Haziran ayında Genel Kurulu'nun yapılacağını bildiren Şentürk, bu genel kurulda Türkiye'nin üyeliğinin de onaylanacağını söyledi. Siyasi bir karşı atak söz konusu olmazsa
teknik olarak tam üyelik beklediklerini dile getiren Şentürk, şöyle devam etti:
''Kabul edildiği takdirde Türkiye'den AB'ye üye olan ilk kuruluş olacağız ama bundan da öte artık AB'nin standartlarının oluşumunda kararlarda oy hakkımız olacak. Bu da nüfusa göre olduğu için
Almanya,
İtalya,
İngiltere,
Fransa ile beraber aynı oy gücüne sahip olacağız. Standartlar hazırlanırken, çok da hümanist bir mantıkla insanlığın ortak menfaatlerine göre düzenlenmiyor. Ülkelerin her biri kendi iş dünyasının çıkarlarını koruyacak şartlar dikte etmeye çalışıyor. Biz bu konularda karar verici olamadığımız için sadece Avrupalının kendi kurumlarının haklarını da gözeterek yayınladığı standartları tercüme ediyoruz. Bu da iş dünyamıza haksızlık oluyor. Tam üyeliğimiz kabul edildiğinde biz de TSE olarak kendi girişimcilerimizin haklarını koruyabileceğiz. O yüzden de özellikle başta
TOBB olmak üzere sanayi ve ticaretle ilgili ne kadar kuruluş varsa her birinin bizim tam üyeliğimiz konusundaki faaliyetlerde ellerinden geleni yapmalarını bekliyoruz. Çünkü bizim tam üyelikten tek bir kuruş menfaatimiz yok. Bizim için bir gelir kapısı değil ama ülkemiz iş dünyası için, özellikle Avrupa firmalarıyla rekabette korkunç bir avantaj sağlıyor. Bunun maddi değerini hesaplamak çok zor.
TSE'yi iş dünyamızın küresel çaptaki sorunlarını çözen bir kuruluş haline getirtmek istiyoruz.''
-VİZESİ KALKAN ÜLKELER-
Türkiye'nin
Suriye,
Ürdün ve Lübnan'la vizeleri kaldırdığına dikkati çeken Şentürk, bu ülkelerin standardizasyon altyapısının çok zayıf olduğuna işaret etti. TSE olarak bu ülkelerin standardizasyon alt yapılarının güçlendirilmesine
destek verme kararı aldıklarını belirten Şentürk, ''Onların kuruluş aşamasında ne kadar güçlü olabilirsek daha sonra ayakta durduklarında Türkiye'den gelecek belgelerin kendi sınırları içinde tartışmasız kabulünde büyük bir avantaj elde edeceğiz. Nasıl ki AB'den gelen bir C belgesini
kontrol bile edemiyorum, 'buyur' demek zorunda kalıyorum, benzeri bir konuyu biz
Ortadoğu'ya ve onun arkasından
Afrika ülkelerine yaymak istiyoruz'' dedi.
TSE'nin Ortadoğu ve Orta
Asya pazarının ihtiyaçlarını karşılamak istediğini dile getiren Şentürk, ''TSE bundan sonraki yatırımlarını sadece Türkiye pazarına değil Ortadoğu ve
Orta Asya pazarına da yönelik olarak Türkiye'nin vizyonuna paralel biçimde yapacak. Türkiye'nin dışarıya giden ciddi miktardaki belgelendirme parasının içerde kalmasını sağlayacağız. İş dünyamızın küresel rekabet gücünü artıracağız'' diye konuştu.
Özbekistan,
Kazakistan,
Azerbaycan,
Kıbrıs ve Suudi Arabistan'da temsilcilikleri olduğunu, Suriye temsilcisinin de atanacağını ifade eden Şentürk, Balkanlara da açılmak istediklerini kaydetti.
-KALİTESİZ MAL GİRİŞİ-
Türkiye'de
tüketicinin haklarını korumak zorunda olduklarını da belirten Şentürk,
ithal mallardaki kontrol kısıtlılığından kaynaklanan çok sayıda kalitesiz malın ülkeye girdiğini söyledi. TSE olarak yetkilendirme sorunu yaşadıklarını ifade eden Şentürk, bu alanda kamuoyunda ciddi bir bilinç oluşabilirse, talep ve
baskı ortaya çıkarsa daha rahat
tedbir alınabileceğini kaydetti. TSE olarak laboratuvar altyapılarının çok iyi olduğunu ifade eden Şentürk, şöyle devam etti:
''Çin'in malı geliyor, benim onu
denetleme yetkim yok. Denetleme yetkisi olan bir kuruluş bana gönderse her türlü analizini yapabilirim. Milyonlarca dolarlık laboratuvar tesisleri bu yüzden randımanlı çalışmıyor. Türkiye'nin pazarına ciddi anlamda kontrolsüz mal giriyor. Bunda en büyük problem, çakma kalite belgeli malların Türkiye'ye girmesi. Üzerindeki belgeye baktığınızda dört dörtlük ama günlük hayattan da biliyoruz ki bir kısmı içerik itibarıyla üzerindeki etiketin şartlarını karşılamıyor. Bunların denetlenmesi ve etiketteki şartları karşılamıyorsa Türkiye'ye sokulmaması lazım. Bu konuda tüketici birliklerimizden destek bekliyoruz.''
Şentürk, yatırımlarının tamamlanması ile birlikte birkaç yıl içerisinde birkaç kat büyümüş, iş adamlarına
lojistik destek sağlamış, insanların
yaşam kalitesini garantiye almak için üzerine düşeni yapmış bir TSE hayal ettiklerini kaydetti.
AA