Türkiye'nin bugün normalde yüzde 5-6'lık bir
büyüme ivmesi kazanmasının gerek işsizliği önleme açısından gerekse ekonomiyi belirli bir düzeyde tutabilme açısından çok önemli olduğuna değinen Koç, sürdürülebilir bir büyümenin şart olduğunu vurguladı.
Hükümetin başta krizi Türkiye'yi etkilemeyeceği gibi bir algılamaya sahip olduğunu belirten Koç, Hükümetin bu durumun hiç de düşündükleri gibi olmadığını daha sonradan gördüğünü ifade etti.
IMF ANLAŞMASI
Mustafa V. Koç, şunları kaydetti:
"Çünkü bugün neredeyse yüzde 100 Batı'ya entegre olmuş ve dünyanın 16. büyük ekonomisi olarak, Türkiye'nin etkilenmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Ama şimdi gerekli önlemler alınıyor ve ne gerekiyorsa onu da yapıyorlar. Ali
Babacan zaten daha önceden de ekonomiden sorumlu Devlet Bakanıydı. Kendisi bütün konulara yeterince
vakıf. Orta Vadeli Planı da açıkladılar. Tahmin ediyorum, dış kaynaklı birtakım görüşmeler de oluyor. Dolayısıyla, (hadise
kontrol altında) diyebilirim.
IMF anlaşması şimdiye kadar yapılmadı, bir şey olmadı. Ama şimdi herhalde bildikleri bir şey var, devamlı görüşme halindeler çünkü. Türk ekonomisi bu saatten sonra sıkıntı falan da yaşamaz. Ama başta olsaydı borsa bu kadar düşmez, dolar da çıkmazdı, daha iyi olurdu." .
DOĞAN GRUBU'NUN VERGİ CEZASI
Mustafa V. Koç, "Gündemden düşmeyen bir konu, Doğan Grubu'na kesilen
vergi cezası.
TÜSİAD'ın Doğan Grubu'na gerekli desteği verdiğini düşünüyor musunuz?
Koç Holding olarak üzerinizde siyasi bir
baskı hissettiğiniz hiç oldu mu?" sorusuna karşılık da şunları ifade etti:
"TÜSİAD gerekli desteği veriyor Doğan Grubu'na. Bu tip keyfi uygulamalar olmamalı, çünkü çok sübjektif bir karar bu. Bundan
iş dünyası gayet rahatsız. '
Bağımsız bir gelir idaresi' dedik durduk. Bunu tabii ki siyasi irade seçecek ama ondan sonraki uygulamaların gerçekten de bağımsız olması lazım. Bunun ne kadar bağımsız olduğu sorgulanıyor bugün. Bizim bütün derdimiz bu. Bununla birlikte, siyasi bir baskı hiç hissetmedik üzerimizde.
Şartlar çok değişti. 200 üyeyle başladı, gittikçe büyüyen bir kurum oldu TÜSİAD. Tabii ki tekrar kendini sorgulamalı, birtakım paradigmalara dikkat etmeli. Belki daha katılımcı, aidiyet duygusunu daha yukarıya çıkaran bir kuruluş olabilir ama TÜSİAD'ın ağırlığının azalması gibi bir durum söz konusu bile olamaz. İşin içinde olan bir insan olarak, buna kesinlikle katılmıyorum. Bugün milli ekonomide yarattığı katma değer, dışarıdaki itibarı, Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne entegre olmasında sağladığı katkılar düşünüldüğünde hakikaten de Türkiye'nin en önemli
sivil toplum örgütüdür TÜSİAD. Bunu kimse tartışamaz. Birtakım şeyleri değiştirebilir miyiz? Kesinlikle yapabiliriz. Bunların üzerinde de çalışıyoruz. Üyelerle daha fazla ilişki içindeyiz. Onların görüşlerini daha çok alıyoruz. Aldığımız geri bildirimlerle de birtakım değişikliklere gidilecek. Türkiye'de en kolay şey TÜSİAD'ın üzerinden
siyaset yapmak. Söylenenlere
kulak asmamamız ve işimize bakmamız lazım."
TÜSİAD SEÇİMLERİ
Mustafa V. Koç, TÜSİAD başkanlığı için bir adayı olduğunu, ama onun şu anda kim olduğunu söyleyemeyeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Rahmetli Sakıp Bey, kendi
başkanlık döneminde hakikaten çok iyi bir
kariyer planlaması yapmıştı ve 15 sene hiçbir problem yaşanmadı. O zamanki
genç adaylar arasından bir
seçim yapılmıştı. Cem
Boyner 35, Ömer Dinçkök 40 yaşındaydı. Eskiden daha kolaydı. Şimdi şöyle bir durum var, muhabir kuruluşlarımız var, Confindustria, CBR gibi. Buralarda başkan semboliktir ve genel sekreterlik işi götürür. Ama şark kültüründe böyle değil. Ankara'da herkes başkanı görmek istiyor haklı olarak. Bu neredeyse
tam gün çalışmayı gerektiren bir görev haline geliyor. Ama TÜSİAD tabii ki başkanını bulacak sonunda."
AA