Babacan'a sunulan 22 maddelik ''istihdam politikası
önerileri paketinde'' ücretler üzerindeki sosyal güvenlik yükünün toplam yüzde 33,5 oranında olduğuna dikkat çekilerek, geniş tabana yayılan düşük oranlı
vergilerin herkesten alınmasının çok daha faydalı olacağı, zor durumdaki işletmelerin, belgelemek kaydıyla hayatını devam ettirebilmesi için SGK primleri ve vergi ödemelerinin de ertelenebileceği belirtildi.
İstihdamın çok önemli bir kısmını sağlayan ve
ülke geneline yaygın
küçük esnaf ve KOBİ'lerin her açıdan
desteklenmesi gerektiğine işaret edilen öneri paketinde sanayi, ticaret ve üniversite işbirliğinin
teşvik edilmesi, en küçük ölçekteki kuruluş ve işletmelere kadar yayılması, bu doğrultuda politikalar ve projeler geliştirilmesi gerektiği düşüncesi yer aldı.
KOSGEB desteklerinin de artırılması gerektiğinin vurgulandığı öneri paketinde, KOBİ'lere, istihdamı artırmaya yönelik yatırım projelerine karşılık, KOSGEB aracılığıyla faizsiz
kredi sağlanması, bu kredinin bir kısmının hibe, geri kalan kısmının 1 yıl ödemesiz 3-4 yıl vadeli ödeme
sisteminde olabileceği belirtildi.
TUSKON'un önerisinde ayrıca,
Türkiye ekonomisinin ve istihdamın büyük bölümünü sağlayan, işletmelerin yüzde 90'dan fazlasını oluşturan KOBİ'lere ayrı bir
bakanlık ve
banka kurulmasının son derece faydalı olacağına dikkat çekilerek, ''Reel
sektör küçülürken, karını katlayan
finans sektörü uzun vadede kendisine zarar vermektedir. Her iki sektörün birlikte uyum içerisinde çalışacağı ve birlikte kazanacağı bir zemin oluşturulmalıdır'' denildi.
-''TEŞVİK PAKETİ DAHA UZUN SÜRELİ TUTULMALI''-
İstihdam politikası önerilerinde yer alan diğer başlıklar ise şöyle:
''2008'in son çeyreğinde başlayan küresel krizin etkilerinin tam olarak geçmemesinden ve yatırımcıları orta ve uzun vadeli planlara teşvik etmek açısından, 2010 yılı için ortaya konan yatırım teşvik paketinin daha uzun süreli tutulması, önümüzdeki dönemde
özel sektördeki yatırım istekliliğini daha da artıracaktır.
Part-time çalışma gibi esnek çalışma biçimleri teşvik edilmeli, bu sistem geliştirilmelidir.
Girişimcilik desteklenmeli, özellikle ticari alanda kendi işini kuranlara mali, bürokratik ve danışmanlık desteği verilmelidir.
Atölye
tipi her türlü imalatçı ve zanaatkarın vergi yükü azaltılmalıdır ve buralarda çalışan usta, kalfa gibi işveren adayı kişilerin yeni bir iş kurabilmeleri kolaylaştırılmalıdır.
Lokomotif sektör olan inşaat sektöründeki kamu ve özel yatırımlarına devam edilmelidir.
Kentsel dönüşümle ilgili düzenlemeler ve kanunlar hızlandırılmalı, işlevsel hale getirilmelidir.
Mevcut tesislerin tam kapasite ile çalıştırılmasını sağlamak, çok kısa süre içerisinde istihdam artışına ulaşmanın en kolay ve en az finansman gerektiren, aynı zamanda en hızlı şekilde sonuç alınacak olan yoludur.
Sektörel
dış ticaret şirketlerine İGEME ve DTM gibi kuruluşlar tarafından yapılan istihdam desteklerinin kapsamı genişletilerek, ihracat yapan tüm firmalara yaygınlaştırılmalıdır.
Mevcut ve yeni işe giren asgari ücretlilerden alınan SSK primleri ve vergiler 3 yıl boyunca yüzde 50 oranında azaltılmalıdır.
Bilinçsiz
ithalat bir anlamda işsizlik ithal etmek anlamına da gelmektedir. Sorumlu davranılmalıdır.
Meslek liselerinin eğitim ekipmanı eksiklikleri ve kat sayı engeli gibi sorunları çözülmeli ve bu liselerin sayıları, türleri ve eğitim kalitesi artırılmalıdır.
Tarım arazileri
miras yoluyla parçalanmakta ve birçok arazi verimli kullanılmamaktadır. Bu alanda düzenlemeye gidilmelidir.
Hizmet sektöründeki işkollarındaki değişik meslekler için sınıflandırmaların yapılması, standartların oluşturulması ve sertifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi de önemli bir husustur.
İstihdamda Yapısal Dönüşüme gidilmelidir.
İnsanların kendi evinde çalışmasını sağlayan işler ve sanatlar özellikle teşvik edilmelidir.
Mesleki eğitimin yeni baştan ele alınarak, istihdam yaratma potansiyeli olan alanlarda çalışacak elemanları yetiştirir hale getirilmesi kaçınılmazdır.
Kamu kuruluşları, işveren kuruluşları,
işçi kuruluşları ve ilgili
sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir 'işsizliği önleme ve
izleme komitesi' oluşturulmalıdır.''
Bu arada, TUSKON Başkanı
Rızanur Meral, toplantıda
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan'a, paket kapsamında işsizlikle alakalı önerileri aktardıklarını, Türkiye'nin
demokratikleşme,
insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusundaki önerileri ile anayasa değişikliğine verdikleri desteği ilettiklerini bildirdi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, anayasa değişikliği paketinin aynı zamanda ''iş ve aş meselesi'' olduğunu kaydederek, ''Sağlam bir anayasa, güçlü bir
demokrasi, iyi işleyen yargı sistemi, Türkiye'nin gerçek anlamda hukuk devleti olması, Türkiye ekonomisinin önünü açacak, Türkiye'yi sürdürülebilir
büyüme sürecine sokacak temel unsurdur'' dedi.
Babacan, basına kapalı olarak gerçekleştirilen Türkiye İşadamları ve
Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplantısı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantıda üyelerle fikir alışverişinde bulunduklarını, istihdamla ilgili TUSKON'un hazırladığı öneriler üzerinde durduklarını, bu önerileri Ankara'da inceleyeceklerini ve değerlendireceklerini söyledi.
İstihdam konusuna da işaret eden Babacan, Türkiye'de geçen yılın son çeyreğinde artık iyice somutlaşmaya başlayan hızlı bir toparlanma süreci olduğunu ve bunun yılın ilk çeyreğinde devam ettiğini vurguladı.
Güven ve beklenti konusunda hem üreten kesimde hem de halkta çok iyi bir noktada olduklarını dile getiren Babacan, ''Geleceğe bakış son derece iyi, olumlu. Moraller iyi olduğu zaman ekonominin çarkları ileriye doğru çok rahat işlemeye başlar, daha hızlı toparlanma olur'' diye konuştu.
İşsizlik rakamlarında verilerin olumlu seyrettiğini, geriye doğru düşüşün tedrici de olsa devam ettiğini belirten Babacan, ''Ancak, devlet yoluyla Türkiye'nin işsizlik sorununu çözemeyeceğimizi biliyoruz. Bir yılda 1 milyon 285 binlik artış, tamamen özel sektör tarafından gerçekleştirilen bir artış. Biz kamuya 20 bin, 30 bin, 40 bin kişi alarak Türkiye'nin işsizlik sorununu çözemeyiz. Asıl çözüm özel sektör'' şeklinde konuştu.
-''FİKİR JİMNASTİĞİ YAPMAK İÇİN UYGUN ZAMAN''-
Bakan Babacan, TUSKON ile gerçekleştirdikleri toplantıda vergi uygulamaları ve işgüçü piyasasında daha esnek yapıya nasıl ulaşılabileceği konusunu değerlendirdiklerini de kaydetti.
Geniş katılımlı bir çalıştay üzerinde durduklarını bildiren Babacan, ''İçinde TUSKON'un da yer alacağı, diğer iş dünyasını temsil eden kuruluşların yer alacağı çalıştay üzerinde fikir olarak çalışıyoruz. Hükümetten ilgili bakanlar ve iş dünyasından temsilcilerle fikir jimnastiği yapmak için uygun zamandır diye düşünüyoruz. Genel
ekonomik büyüme, istihdam için temeldir. Sonuçta ekonominin büyüme hızı istihdamı belirleyecektir. Bunların yanısıra mikro tedbirler önemlidir. Bunları çalıştayda ele alacağız'' bilgisini verdi.
-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ...-
Anayasa değişikliği paketine ilişkin bir soru üzerine ise Babacan, bugüne kadar pakete dair aldıkları tepkilerin son derece olumlu olduğunu vurgulayarak, ''Kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki halkımızın büyük bir bölümü buna destek veriyor. Halkımızın bu kadar yoğun desteğini kazanmış, adeta bir coşkuyla kazanmış değişiklik paketinin referandumda nihai aşamaya gelmesini ve yürürlüğe girmesini arzu ediyoruz'' dedi.
Babacan,
anayasa değişiklik paketi kamuoyuna sunulduktan hemen sonra ülkenin ekonomik göstergelerinin ve beklentilerinin diğer ülkelerden farklılaşarak daha olumlu yöne doğru seyrettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bu, Türkiye'ye ilişkin algılanan riskleri azaltan bir pakettir. Bu sorunların bir an önce ortadan kalkması, bir an önce gerçek anlamda milletin egemenliğinin söz konusu olduğu bir yapıya Türkiye'nin ulaşması gerekiyor. Bunu yaptığınız anda Türkiye ekonomisiyle ilgili daha olumlu sonuçları hep beraber göreceğiz. Bu aynı zamanda iş meselesidir, aş meselesidir. Sağlam bir anayasa, güçlü bir demokrasi, iyi işleyen yargı sistemi, Türkiye'nin gerçek anlamda hukuk devleti olması Türkiye ekonomisinin önünü açacak, Türkiye'yi sürdürülebilir büyüme sürecine sokacak temel unsurdur. Bunları sağladığınızda arzu ettiğiniz iş ve aş imkanına Türkiye ulaşacaktır. Aksi halde sürekli sorunlar yaşayan, bir siyasi krizden diğerine savrulan ülkeye yatırım gelmez, o ülkede istihdam da oluşturamazsınız. Bu, Türkiye'nin refahıyla ve iş imkanlarıyla ilgili bir konudur. Bizim arzumuz bunun bir an önce yürürlüğe girmesi ve Türkiye'nin ufkunun açılmasıdır.''
AA