Yeni
sistem devreye girdiğinde
GSM operatörleri ve
Telekom'un
faturaları denetlenecek. Zaman Yazarı Hüseyin Sümer yeni sistemin ip uçlarını yazdı.
Telefon faturalarına denetim geliyor
Bu ülkede vatandaşa en büyük kazıklardan birisini hiç kuşkusuz
Danıştay atmıştır. Bardağı taşıran en son kararı da öğrencilere
Kurban Bayramı öncesi verilen
katsayı hediyesi olmuştur!
Danıştay bu kararla bütün öğrencilerin üniversiteye girişini 'eşitsizlik' olarak yorumladı. Konumuz bu değil, ancak es geçmek de mümkün olmadı. Peki vatandaşın hayatını doğrudan etkileyen başka neler oldu bu ülkede?
Çok şey oldu. Mesela Türk insanı hiçbir şeyden çekmemiştir,
banka faizleri ile
telefon faturalarından çektiği kadar. Bu ifadem abartılı bulunabilir. Ancak bu yargıma yenilerini de ekleyebilirim. Bu iki sektörün
toplumun fakirleşmesinde ciddi etkisi olmuştur. Bu konuda olayın felsefesini yapabilecek kadar tecrübeye sahibim. Geçmişte yıllarca
tüketici köşesi yazmış birisi olarak söylüyorum bütün bunları.
Bir dönem bu toplum maaşının önemli bir kısmını cep telefonu sabit
ücreti ile Telekom'un yüksek faturalarına yatırdı. Telefon faturasının faizini ödeyemediği için
intihar edenlere kadar birçok sosyal vaka yaşandı, bu ülkede. En son Danıştay'ın attığı adım kadar bu konular da
roman olur, sizin anlayacağınız.
Hâlâ dünyanın gelişmiş ülkelerinde telefon konuşma ücretleri bizimkisi kadar pahalı olmasa gerek. Ne zaman yurtdışına çıksam, çok kısmama rağmen iki üç günlük gezinin faturası 400 lirayı aşıyor. Sanki dünyanın en zengin ülkesiymişiz gibi en pahalı telefon konuşmasını biz yapıyoruz. Bu işin pahalı konuşturma tarafı.
İşin bir de faturalandırma kısmı var. Vatandaş kendisi için üretilen faturalarda telefon şirketinin insafına terk edilmiş durumda. Bu konuda telefon şirketleri hassas davrandıklarını söyleyebilir. Ancak kazın ayağı öyle görünmüyor.
Konunun
teknik uzmanları çok büyük faturalandırma hatalarının yapıldığını söylüyor. En büyük hata ise
tarife modelleri ile ilgili. Neredeyse her GSM şirketinin beş yüz farklı tarife modeli olunca karışıklık da burada ortaya çıkıyor.
Peki, bunu denetleyen bir sistem var mı
Türkiye'de? Vatandaş
itiraz ettiğinde
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) devreye girip faturayı incelemeye alıyor. İtiraz edilmediği durumda ise 'yanlış' yüksek fatura olarak müşterinin cebine yansıyor.
Şimdi bu yanlışların önüne alabilmek için BTK'nın yeni bir çalışma içinde olduğunu öğrendim. Yeni sistem devreye girdiğinde GSM operatörleri ve Telekom'un faturaları denetlenecek. Vatandaşın ödediği
fiyat ile denetim yapılan fatura örtüşüyorsa bir problem yok. Tersi durumda telefon şirketlerine ciro bazından cezalar kesilecek.
'Faturam yüksek geldi' kaygıları yerinde inceleme yapılarak giderilecek. İşin önemli tarafı, telefon şirketleri denetim sebebiyle faturalandırmada kendilerine daha fazla çekidüzen verecek.
Aslında yüksek meblağlı faturalar konusunda Türkiye önemli mesafeler aldı. Özellikle GSM faturalarında sabit ücretler ve katlanarak büyüyen faiz dönemi sona erdi. Şimdi ise kontör atış konusu var. Bu konuda BTK, hem cep telefonu operatörlerinde hem de sabit telefonlarda kontör atış süresine standart getirecek çalışma içinde. Buna göre 60 saniye olan kontör atış süresi en fazla 20 saniye ile sınırlı tutulacak. Sadece küsuratlardan dolayı firmaların cebine milyonlarca dolar giriyor.
Yeni sistem devreye girdiğinde ise 'kontörüm
erken düşüyor' gibi endişeler de ortadan kalkacak. Bir taraftan cep telefonlarında sabit ücret miktarı hissedilmeyecek rakamlara gerilerken sabitlerde (10 lira civarında) hâlâ sürüyor olması da ayrı bir handikap.
Bu konuda Telekom, gelecek stratejisini müşteri odaklı yapmadığı sürece GSM şirketleriyle rekabette zorlanmaya devam edecek. Öte yandan da BTK, fatura kontrolü ile bütün sektörü denetlerse bu şeffaflıktan hem vatandaş hem de telefon şirketleri kazanacak. O sebeple şeffaflıktan korkmayalım, diyorum.