Güney
doğulu işadamları yaşananlar nedeniyle üzgün, ama umutsuz değil.
Şiddet olaylarının
bölgeye büyük zarar verdiğini belirten işadamları, pozitif ayrımcılık ve
teşvik sayesinde bu güç durumun da atlatılabileceğini düşünüyor.
Doğu ve
Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Federasyonu Başkanı Şehmuz Akbaş, güven ortamı kurulup bölgeye özel ayrımcılık yapılırsa, yatırımcıların kendiliğinden geleceği görüşünde. Akbaş, kısa vadede gelecek yatırımların olaylardan etkilenip etkilenmeyeceği sorusuna şu yanıtı veriyor:
Akbaş: Kimse gelmez
"
Yatırımcılar sırada mı bekliyordu? Şu an zaten kimse gelmez. Yatırımcı nerede
ulaşım kolaysa oraya gider. Ne zaman
demokrasi standardı yükselir, bölgeye, illere ve sektörlere göre ayrı bir
kalkınma paketi uygulanırsa yatırım gelir. Zaten Çin ile
rekabet etmek isteyen, bölgeye gelmek zorunda."
Ekonomik geriliğin sosyal yarasına da değinen Akbaş, dükkânların camlarını kıranların çocuklar olduğuna dikkat çekiyor: "En büyük sorun
sokak çocukları.
İşsiz ailelerin işsiz çocuklarını kastediyorum. Bu çocukları kullanmak çok kolay. İş yok, her isteyenin peşine takılıyorlar. Sorunun 20 yıllık geçmişi var. 20 yıl önce doğan çocuklar dükkânları taşladı. Bu çocuklara iş, aş sağlarsak, cam kırmak, taş atmak yerine
üretim yaparlar. İş sahibi olmazlarsa, yarın
silah çekerler. Paranın olduğu yerde silah olmaz. Para yoksa silah konuşur.
Diyarbakır'ın sorunu tüm ülkenin sorunu. Burada işsiz kalan insanlar, büyük şehirlere gidecek,
hırsızlık yapacak."
'Eşit teşvik işe yaramadı'
Diyarbakır'ın herhangi bir bölge olmadığını vurgulayan Akbaş, devletin pozitif ayrımcılık yapmak zorunda olduğunu belirtiyor: Herkese eşit olan teşvik hiçbir işe yaramadı. Son teşvik paketi ise bölgeye tek bir yatırım bile getirmedi. Türkiye'den işadamları Bulgaristan'a, Romanya'ya gidiyor. Oradaki imkânları Diyarbakır'a verseler, eşit şartlar sağlasalar, hem yatırımcılar ülkeyi terk etmez, hem bölgedeki sosyal yara sarılır. Bu durumda bölge yatırımcı akınına uğrar. Ekonomik kalkınma için pozitif ayrımcılık şart. Biz çok badireler atlattık. Bunu da atlatacak güçteyiz. 1990'larda olaylar çıktığı zaman esnafın yarısı dükkânı zorla, yarısı
gönüllü kapattı. Son olaylarda dükkânlar zorla kapatıldı."
Arzu: Yatırım yapın
Diyarbakır
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu da son olayların tüm Türkiye'yi etkilediğini belirterek, yurtdışına giden yatırımlara dikkat çekiyor. "Diyarbakır tam huzur ortamını bulmuş, ekonomi ve turizm canlanmıştı. Son olaylar imajı zedeledi. Ama bu geçici" diyen Arzu, son teşvik paketinin hiçbir işe yaramadığını belirtiyor: Son teşvik paketi 49 ilde uygulanıyor. Teşvikler, sektörel ve iller bazında olmalı. Hakkâri'ye ayrı teşvik verilecek, Diyarbakır'a ayrı. Türk tekstili
Mısır,
Hindistan, Pakistan'a gidiyor. Bunlar Diyarbakır'a gelmeli. İstihdama verilen
destek geri alınır. Ama önce bölgeyi kurtarmak için niyet gerekiyor. ABD, Çin ve Kore'de yatırımcılarla görüştük, bölgeye davet ettik, bu olaylar çıktı. Diyarbakır kökenli işadamları da bize elini uzatmalı. Okullar açılırken
gıda,
kırtasiye yardımı yapılıyor. Ramazanda yardımlar geliyor. Ama yardımın dışında yatırıma ihtiyacımız var. Böyle giderse elimizdekiler bile gidecek."
Odabaşı: Beleş istemiyoruz
Bölgenin en büyük yatırımcılarından, aynı zamanda Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası
Meclis Başkanı olan Süleyman Odabaşı da sokaktaki işsiz çocuklara dikkat çekiyor, sitem ediyor: "Teşvik Yasası kapsamında Kayseri'ye 139 temel atıldı, Diyarbakır'a yok. Bölgedeki olaylar hastanın ateşlenmesi gibi. İnsanları doyurmazsanız, eğitimini vermezseniz ne olur? 20 yıl önce doğan çocuk bugün sokakta. Bir yerden bu hastalığı
tedavi edeceksiniz. Bölgeye kan vermek zorundasınız. Devletten para istemiyoruz. Örneğin bize tarımsal alanda teşvik verin. Başka bir kente başka sektörde teşvik verin. Van'ı Batman'ı ayrı düşünün. Kimseden beleş istemiyoruz. Beleş olursa kolay harcarız."
RADİKAL