Doğu ve Güney
doğu'daki 11 oda ve borsa başkanı ile
sektör temsilcileri, yeni
teşvik yasası için ortak
rapor hazırlamak üzere Diyarbakır'da bir araya geldi.
Ticaret Borsasında düzenlenen toplantı öncesinde bir açıklama yapan Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı
Mehmet Kaya,
Hükümetin hazırlanan yeni teşvik yasası ile ilgili çalışmalarına ışık tutması amacıyla Türkiye'deki tüm oda, borsa ve kurumlardan yasada yer alması istenen hususlar hakkında görüş talep ettiğini belirtti.
Genel teşvik
politikaları ile 5084 sayılı yatırımların teşvik edilmesi yasasınca uygulanan desteklerin genel amaca
hizmet etmediğini kaydeden Kaya,5084 sayılı yasanın Türkiye'nin değişik
bölgelerinden,
kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında 49 ilde geçerli olduğunu bildirdi.
Kaya, teşvik yasası belirlenirken 49 ildeki sosyo
ekonomik gelişmişliğin dikkate alınmaması nedeniyle, uygulanan desteklerin adaletsizliğe yol açtığını savunarak, ''Bölgesel dinamikleri dikkate almadan hazırlanan destekler özellikle
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde etkili olmamıştır'' dedi.
Cumhuriyet tarihinden bu yana bölgenin kalkınmasına yönelik sürekli farklı farklı siyasi açılımların izlendiğini ifade eden Kaya şöyle dedi:
''Bugüne kadar 18'e yakın sayılabilecek siyasi politika gelişti. Fakat bu politikaların hemen hemen tamamının, bölgenin sosyo-ekonomik gelişmişliğine elle tutulur bir katkısı olmadığını gördük. Yalnız o açılımlar değil, 1960 yılından sonra oluşturulan bölgesel kalkınma politikaları olsun, teşvik sistemleri olsun bunların da süreç içerisinde bölgeyi kalkındırmaktan çok bölgenin diğer bölgelerle arasındaki uçurumu daha da açtığına
tanık olduk. Özellikle son çıkarılan 5084 sayılı kişilerin gayri safi milli hasıladan aldıkları pay oranına göre belirlenen teşvik sisteminin bölgemizi daha çok geri bıraktığına tanık olduk. Doğu ve Güneydoğu illerinin toplam teşvikten yararlandıkları oran yüzde 5'i geçmiyor. Bizler de, hükümete sunulmak üzere bölgenin önceliklerini ortaya çıkaracak, bölgeye dinamik kazandıracak sektörleri belirleyerek bu sektörlerle ilgili önerilerimizi oluşturmak üzere toplandık. Oda başkanlarımızla ve bu sektörlerin başkan ve yöneticileri ile tartışıp önerilerimizi bir rapor haline getireceğiz. Oluşturacağımız bu raporu hem hükümetimize hem de kamuoyuna sunacağız.''
Raporu, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki 24 oda ve borsa başkanı ve sektör temsilcileri ile birlikte hazırlayacaklarını ifade eden Kaya, ''Bugün aramızda 11 ilin oda ve borsa başkanları bulunuyor. Ancak toplantıya katılamayan 13 il oda ve borsa başkanları da, oluşturulacak raporu onaylayacaklarını önceden beyan ettiler'' dedi.
-''BARIŞIN DA TEMELİNDE EKONOMİ YATIYOR''-
Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayicileri
Meclis Başkanı
Umut Oran, hükümetin öncelikli olarak özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki ekonomik sosyal sorunların çözümü için bir
eylem planı geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Bölgedeki 21 ilin Türkiye'nin can damarı denebilecek büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Oran, ''Bu bölge Türkiye'nin can damarı dediğimiz GAP'ı da kapsıyor. Eski adı ile Olağanüstü Hal Bölgesi... Buradaki bütün olumsuzluklar Türkiye'nin genelini etkiliyor. Bunun çözümü için mutlaka bu bölgede işin, aşın oluşturulması gerekiyor. Barışın da temelinde ekonomi yatıyor. Eğer insanların doğdukları yerlerde karınlarını doyurabilirsek o zaman göçün ve bir
takım güvenlik sorunlarının da önüne geçmiş oluruz'' dedi.
İş ve aş sağlayarak bölgede ve Türkiye'de sosyal barışın tesis edilebileceğini de vurgulayan Oran şöyle dedi:
''Bu konuda bizlere de görev düşüyor. Gerek Türkiye'deki sektörlerin kanaat önderleri gerekse bölgedeki kanaat önderleri olarak bir takım taahhütler vermemiz gerekiyor. Ortak çalışma yapmamız gerekiyor. Küreselleşen ve
rekabetin çok hızlı geliştiği dünyada nasıl rekabet edebiliriz, nasıl işbirliğine girebiliriz, bunları kendi aramızda geliştirmemiz gerekiyor. Burada hükümete büyük görev düşüyor. Hükümet bir an önce bu bölge ile ilgili geçmişteki hatalardan
ders alarak bölgede yatırımı, işi, aşı teşvik edici bir
vergi muafiyet yasasını çıkarmalı. Bu olmadıktan sonra buralarda herhangi bir alanda ekonominin geliştiğini veya herhangi bir yatırımcının buralara gelmesini beklememiz çok zor olur. Bu sebeple gerek bölgedeki kanaat önderleri, gerekse Türkiye'deki lokomotif veya hassas sektörlerin kanaat önderleri olarak bizler, taşın altına elimizi koymaya hazırız.''
AA