'Türban tartışmaları çok saçma'

Dünyada en çok bilinen üç markadan birine adını veren Pierre Cardin, moda ve giyim tarzı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

'Türban tartışmaları çok saçma'

Türkiye'deki türban tartışmalarını 'saçma' bulan ünlü modacı, kadınların Hz. Havva'dan bu yana kapanma eğiliminde olduğunu belirtiyor. Hz. Meryem'in de tesettürlü olduğunu hatırlattıktan sonra şu tespitte bulunuyor: "Kapanmak kadına yakışıyor, türban güzelliğini ortaya çıkarıyor." Hayrünnisa Gül'ün giyim tarzını beğenen Pierre Cardin, first lady için özel kıyafet tasarlayabileceğini vurguluyor. Hayrunisa Gül şık; ama isterse ona özel kıyafet tasarlayabilirim Pierre Cardin, çok ilginç bir kişilik. Sevimli, içten, ama kendi bildiğini okuyan bir tarafı var. Basının önüne çıkmayı pek sevmiyor. Türk gazetecilere bir jest yaptı ve ilk kez evini açtı. Biz de merak ettiğimiz birkaç soruyu kendisine yönelttik. ‘Hayatta en önemli şey, hayallerini takip etmektir.’ diyorsunuz. Siz hayallerinizi ne kadar takip ettiniz? Çin’de düğme satmayı hayal etmiştim. Bir milyar insan var, en az 30 milyar düğme satarım ve çok zengin olurum diye hayal ettim. Sadece düğme satmadım, elbiseyle birlikte sattım. Bir milyar insandan fazlasına ulaştım. Bundan sonra gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı? Yapmak istediğim her şeyi yaptım. Tiyatro, moda, diplomatik ilişkiler bağlamında, akademik olarak… Fransa’daki Ulusal Akademi’nin üyesi oldum ki bunun üzerinde bir nokta yok. Ve bunların hepsini kendi kendime yaptım. Modacılar sadece hazır giyim tasarlıyor. Sizin ise tasarlamadığınız iş kalmamış... Mimari olarak da pek çok çalıştığım şey var. Dekoratörlük yaptım. Aktörlük yaptım; sinemada rol aldım, tiyatro yaptım. ‘Ünlü modacı Pierre Cardin’ olarak anılıyorsunuz. ‘Modacı’dan sonra hangi sıfatla anılmak istersiniz? Tiyatro olur zannediyorum; şu an Paris’te bir numarayım. Prodüktör olarak pek çok eseri sahneleme fırsatım oldu. 85 yılda kazandıklarınızı son birkaç yıldır sanat yatırımlarıyla halka döndürmeye başladınız. Sanata daha fazla zaman ve para harcamanızın nedeni ne? Gerçek tutkum moda. O yüzden terziliği bırakmıyorum. Diğer tarafta lokantalar var, koleksiyonlarım var. Hepsini devam ettirmeye çalışıyorum. Birisinden diğerine geçiyorum. Bu geçişlerinin nedeni heves mi yoksa?.. Benim için o kadar normal geliyor ki!.. Biraz da alışmışlıkla alakalı. Tiyatro, moda, lokanta, akademi, hayatımın normal evreleri. Moda trendleri son yıllarda insanlara yaşam tarzı olarak dayatılmaya başlandı. Erkek-kadın kavramı giderek zayıflamaya başladı… Bir modacı olarak siz nasıl bakıyorsunuz? ‘Tek tip’, insan hayatında çok önemli oldu. Hem kültürel, hem ticari hem de sosyal hayatını kuşatıyor insanın. Ve modada ticari açıdan da çalışan pek çok insan var: Temsilciler, hammadde üreticileri, giyim, pamuk, lazerli giyim makineleri... İğne iplik hadisesi kalktı ortadan, şimdi her şey fabrikasyon olduğu için bu da belli bir yön verebiliyor insanların hayatına. Peki sizce her toplum aynı moda trendini mi takip etmeli? Tabiî ki değil, yani aslında ben bu mevzuyu biraz da ticari satış endeksli görüyorum. Mağazalarda hep aynı şeyler olsa bir cazibe oluşmaz; dolayısıyla satışlar iyi olmaz; dolayısıyla devamlı bir yenilenme, tazelenme olmazsa demode olurlar. Modayı moda yapan zaten bu yeniliklerdir. Bu materyaller, yani artık fantezi bir olay değil, sosyal bir hadisedir moda. Sizin tasarlamaya başladığınız ve daha sonra pişman olduğunuz bir moda trendi var mı? Yok. Aslında ben zaten ilk kariyerimi tiyatro ve sinema kostümleri yapmaya başmıştım o yüzden fanteziye çok açık bir tasarımım oldu. En iyi giyinen ülke ya da millet hangisi? Bunu söylemek çok zor. Çünkü artık her şey uluslararası... Burada üretilen bir şey anında dünyanın diğer ucunda dikilebiliyor. Türkiye’de son aylarda bir türban ya da başörtüsü tartışması yaşanıyor. Siz bu tartışmalardan haberdar mısınız? Evet, biraz takip ettim. Bu tür tartışmaları saçma buluyorum. Hanımlar her zaman kapanmışlardır. Mesela İsa efendimizin annesi Meryem Ana kapalıdır. Hatta Havva’dan bu yana kadınlarda bir kapanma eğilimi vardır. Eğer güzel tasarlanabilirse kapanmak kadına yakışıyor, türban kadının güzelliğini ortaya çıkarıyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi nasıl giyiniyor? First Lady’nin adını bilmiyorum ama gayet şık. Daha da şık olmak isterse kendisi için bir şeyler tasarlayabilirim. Gerçi kişiye özel tasarım yapmıyorum, ama Türkleri çok seviyorum. Tabii teklif gelirse... Ben hadiseye bir din açısından değil de, moda olarak bakarım. Hem tesettürlü olup hem de şık olunabilir. Son 10 yılda Türkiye’de muhafazakar kadınlar arasında şık ve marka giyinmek isteyenler epey çoğaldı. Ancak onların bir sorunu var. Aradıkları kıyafeti pek bulamıyorlar... Fransa, 30 yıl önce böyle değildi. Şimdi baktığınız zaman sahilde insanları çıplak görebiliyorsunuz, ben bunu tasvip etmiyorum. Ama devir değişiyor. Kilise, din bir dönem bunu zorunluluk olarak yapmıştı. Bacaklarının görünmesi çok ciddi sıkıntılıydı, şimdi hepsi çıplak durumda. Gençlerin kendi nesillerinin hayatını yaşamaya hakkı var, ama transparan giyinmek istemeyen hanımların da hakkı şık olmak. Modacılar bunları yok saymak yerine ellerinden geleni yapmak zorunda. ABDULLAH KILINÇ- ZAMAN
<< Önceki Haber 'Türban tartışmaları çok saçma' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER