On dört aydır devlet eliyle batırma diğer bir deyişle 'darbe' girişimine maruz kalan Bank Asya'ya müşterileri sahip çıkıyor. Bütün baskılara rağmen batırılamayınca hukuksuzca hareket edilerek, birilerinin emriyle yeni operasyonlar yapılıyor. Gazeteci Turhan Bozkurt konuyla ilgili köşesinde 'Mali darbeye de 'hayır' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Bozkurt'un o yazısı:

"Bank Asya'yı batırmak için 14 aydır iftira atmaktan, şantaj yapmaktan çekinmeyenler dün akşam saatlerinde ekonominin temeline dinamit koymaktan farksız yeni bir korkutma, yıldırma operasyonu düzenledi. Devlet eliyle banka batırma teşebbüsü tüm dünyanın gözü önünde cereyan ediyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) üyeleri alenen suç işliyor. BDDK Başkanı Vekili Mutalip Ünal başta olmak üzere ilgili bürokratlar, siyasilerin talimatlarını yerine getirerek hem ettikleri yemini çiğniyor hem de ülkeyi mali açıdan kaosa sürüklüyor. Bankacılık Kanunu'na göre bağımsız hareket etmesi gereken üst kurul bürokratları, kendilerine verilen milletvekilliği dokunulmazlığının arkasına saklanıp mahkemelerden kurtulabileceğini sanmasın. Kendileri de gayet iyi bilmektedir ki zaman aşımı kuralı bankacılıkla alakalı suçlarda geçerli değil. 5 sene de geçse 10 sene de geçse bugün hukuksuz kararlara imza atanlar hesap verecek.

Bank Asya'nın sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 12 olarak belirtilen alt sınırın çok üzerinde. 225 milyon TL sermaye ilave eden ortaklar, sermaye yeterliliğini yüzde 18'in üzerine çıkardı. Batırma teşebbüslerine rağmen 14 aydır her müşterinin işlemi eksizsiz ve zamanında icra edildi. Tek bir kişi çıkıp ‘paramı alamadım' demedi. Bir bankanın gün sonu işlemlerini kapayamaması bile BDDK'nın el koyması için kâfi. Hal böyle iken bugüne dek böyle bir karar alınmamış olması 3 Şubat 2015 akşam saatlerinde düğmeye basanların orman kanunları ile hareket ettiğini göstermeye yeter de artar. BDDK 24 saat teftiş ettiği Bank Asya'da herhangi bir gerekçe bulsaydı siyasi telkine ihtiyaç duymadan el koyabilirdi. Kaldı ki BDDK açıklamasının özeti şu: Biz bankaya el koyacak hukuki bir gerekçe bulamadık. Üzerimizde ciddi baskı var. Yönetim kurulu üyelerinin değiştirilmesine karar verdik.

Hükümet Turkcell, Türk Telekom ve THY örneklerinde olduğu gibi banka içinde kendisine yakın isimleri yerleştirecek. Meri mevzuata göre siyasetin karışmaması gereken Bank Asya, hükümet müdahalesine açık hale getirilecek. Tek sermayesi hükümete yakınlık olan üyeler üzerinden bankaya istedikleri gibi müdahalede bulunabilecekler. Banka müşterisini panikletmek için havuz medyasında yalan haberler yaptırılacak. 14 Aralık'ta medyaya darbe vurmak için iki makale ve bir haber ile bir dizi senaryosundan terör örgütü çıkarma teşebbüsünün mali versiyonunu ibretle müşahade ediyoruz.

Açık söylüyorum: 3 Şubat Mali Darbesi, Türkiye'de hiçbir işadamının, bankacı veya yatırımcının güvende olmadığını tescil etmiştir. Hükümet, muhalif gördüğü her kişi ve kurumu batırmaktan çekinmiyor. Bugün Bank Asya, yarın başka bir banka veya şirket. Maalesef 3 Şubat Darbesi, bağımsız kalması icap eden BDDK ve TMSF eliyle icra edildi. Ülke ekonomisine ağır bedeller ödetecek böyle bir darbede dahli olan herkes millet vicdanında da mahkemelerde de en ağır cezaya çarptırılacak.

2001 krizine sebebiyet verenleri siyaseten cezalandırmayı bilen bu millet, çalışanından mudisine, yatırımcısından ticari müşterilerine kadar geniş yelpazede ekonomiye katkı sağlayan faizsiz bir bankayı yok etmek isteyenleri hiç hatırından çıkarmayacak. Bank Asya'yı hedef alan mali haydutlar ve hamileri, şahsi ayıplarını örtbas etmek adına ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyen zavallılar olarak tarihe geçti bile.

Kentbank'a haksız yere el koyduğundan dolayı Türkiye, AİHM'de 4,5 milyar dolar tazminata mahkûm edildi. Bank Asya'yı planlı biçimde batırmaya çalışanlar bu cezadan daha fazlasını ödemek zorunda kalacak.

Dün akşamdan itibaren yaşananlar hususiyetle yabancı yatırımcıyı derinden sarsacak. Türkiye'den sermaye çıkışı hızlanacak. Döviz tırmanmaya devam edecek. Faizler yükselecek. Faturayı ise yine 77 milyon ödeyecek. Herkes mali darbeye karşı tek kelime ile ‘hayır' diye haykırmalı. Bunun yolu da elde avuçta en varsa bugünden itibaren Bank Asya'ya yatırmaktan geçiyor. Demokrasi nöbeti bu kez Bank Asya önünde."

ZAMAN