Turizmde Müslümanlar gözardı...

Turizm sezonuna iyi bir başlangıç yapamayan Türkiye, olumsuzluklardan fazla etkilenmemek için yıllardır turizmde alternatiflerini çeşitlendirmeye çalışıyor.

Turizmde Müslümanlar gözardı...

Türkiye, yeni yeni keşfettiği ‘kültür turizmi’ndeki potansiyeli harekete geçirmeye yönelik turizm potansiyeli yüksek kültürel ve dinî mekanları tanıtmak için programlar düzenleniyor. Ancak İslam tarihi açısından önemli kültürel ve tarihî mirasa sahip olmasına rağmen Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde yaşayan 100 milyon seyahat potansiyeli olan Müslüman göz ardı ediliyor. Müslüman ülkelerden gelenlerin toplam turist sayısı içindeki payı yüzde 10’u bile bulmuyor. 14 İslam ülkesinden gelen turist sayısı İngilizlerin bile altında kalıyor. Topkapı Sarayı’ndaki Hz. Muhammed’e ait Kutsal Emanetler’i ziyaret eden yabancıların yüzde 70’ini gayrimüslimler oluşturuyor. Sektör temsilcileri, rakamların Müslümanlara hitap edecek tarzda turizm stratejisi geliştirilmediğini ortaya koyduğuna dikkat çekiyor. Camiler, İslam tarihiyle ilgili müzeler, sahabe türbeleri, Kur’an okuma yarışmaları, Ramazan etkinliklerinin ‘senaryolu tur organizasyonlarıyla’ tanıtılması durumunda Müslüman ülkelerden gelen turist sayısının 2 katına çıkacağı belirtiliyor. Kültür için gelenlerin daha fazla harcama yaptığına dikkat çeken kültür turizmi uzmanı Tugay Toydemir, “Büyük tur operatörleri, önyargılı hareket etmeyip Müslümanlara yönelmeli ve sanatsal, tarihî ve dinî açıdan bilgili rehberlerle bu turist kitlesine hitap etmeli. Böylece her yıl yaşadığımız, ‘acaba bu yıl turist sayısı ve geliri düşer mi?’ endişesi ortadan kalkar.” diyor. Konaklama yerlerinde kıble tespiti ve Kur’an-ı Kerim bulundurulmasına özen gösterilmesinin önemli ayrıntılar olduğuna dikkat çekiliyor. Dinî ve kültürel yerlerin ziyareti, dünyanın en eski turizm çeşidi olarak görülüyor. Kutsal olarak nitelendirilen yerlere ziyaretlerle başlayan bu turizm dalı zamanla ülkelerin turizm gelirlerine de önemli katkı yapmaya başladı. Turizmin yaz dönemlerinde sahil bölgelerinde görülen canlılıktan ibaret olmasından şikayet eden ve dört mevsimi değerlendirmek isteyen Türkiye, kültür turizminin potansiyelini 90’lı yılların sonlarına doğru keşfetti. Bu dönemde turizm çeşitleri içine kültür turizmi de dahil edildi. Devlet ve sektör temsilcileri, üç büyük dinin buluşma noktası olan Anadolu’da yer alan kültürel ve dinî mekanları tanıtmak için kampanyalar düzenledi. Efes Harabeleri ve Meryem Ana Kilisesi, Trabzon’da Sümela Manastırı, Hatay’daki St. Pierre Kilisesi’ne gelen turist sayısında ciddi artış yaşandı. 2004’te yapılan araştırmaya göre Türkiye’ye kültürel amaçlarla gelen turistlerin sayısı 1 milyon 300 bin kişiydi. Gelenlerin 200 bini dinî vecibesini yerine getirmek amacıyla Türkiye’yi ziyaret etti. Turistlerin milliyetlerine göre dağılımları önemli bir gerçeği ortaya çıkardı. Türkiye’yi kültürel amaçlarla ziyaret edenlerin başında 246 bin ile Almanlar gelirken, Fransa 86 bin, Hollanda 82 binle üçüncü sırada yer aldı. İlk 7 sırada Müslüman ülkelerden turistler yer almazken, dinî amaçlı gelenlerin başında ise 6 bin 294 turist ile Amerikalılar, 4 bin 220 turist ile Almanlar başı çekti. Turistlerin milliyetlerine göre dağılımı da benzer sonuçları ortaya koyuyor. 2003, 2004 ve 2005 rakamlarına bakıldığında Türkiye’ye Müslüman ülkelerden gelenlerin toplam turist sayısındaki payı yüzde 7’lerde kaldı. Örneğin geçen yıl aralarında İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Tunus gibi nüfusu fazla olan ülkelerin de yer aldığı 14 Müslüman ülkeden 1 milyon 558 bin turist geldi. Topkapı Sarayı içindeki Peygamber Efendimiz’e ait Kutsal Emanetler, tarihî camiler gibi önemli bir mirasa sahip olan ve kültür turizminin başkenti olarak kabul edilen İstanbul’da da durum farklı değil. İstanbul’a geçen yıl gelen 5,5 milyon turistin sadece 350 bini Müslümanlardan oluşuyor. Şehri aynı yıl ziyaret eden Almanların sayısı ise 700 bin. İstanbul’daki Topkapı Sarayı’nı ziyaret eden 2 milyon ziyaretçiden yaklaşık 1 milyonu yabancıydı. Müzeyi gezen yabancıların yüzde 70’ini gayrimüslimler oluşturdu. Tur operatörleri ve rehberler, İslam tarihi açısından önemli potansiyele sahip olmasına rağmen Türkiye’nin Müslümanlara tanıtılmadığından şikayetçi. Kültür turları düzenleyen Commodore Tur Genel Koordinatörü Tugay Toydemir, Türkiye’nin önyargılı yaklaşmadan Müslüman turistleri de kucaklayacak tanıtım çalışmaları yapılması gerektiğini vurguluyor. 1 milyar İslam âleminin en az yüzde 10’unun seyahat edebilecek durumda olduğunu ifade eden Toydemir, Avrupa’da da ezan sesini duymaya hasret kalmış önemli bir Müslüman kitlesi olduğuna dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) 2007’yi Mevlânâ yılı ilan ettiğine dikkat çeken Toydemir, Türkiye’nin yılın tanıtımı için sadece kendi vatandaşlarına yönelik sempozyumlar düzenlediğini kaydediyor. Suriye’ye kültür turları düzenleyen Nüans Tur’un Pazarlama Müdürü Özer Akpınar, güney komşusunun bu alandaki başarılı çalışmalarından örnek veriyor. Türkiye’den bu ülkeye her yıl 30 bin turist gittiğini ve Emeviye Camii’nin bile çok sayıda turist çektiğini dile getiren Akpınar, Türkiye’nin ise sahip olduğu güzellikleri fırsata çevirememesinden yakınıyor. ‘İslamî bilgisi olan rehberler yetiştirilmeli’ Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Demirci, dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda yabancının hem ibadetini yapmak hem de yeni kültürler tanımak için Türkiye’ye geldiğine işaret ediyor. Kültürel mirası Müslüman kitlelere tanıtmaya yönelik altyapının eksikliğinden yakınan Demirci, “En büyük sorunumuz kaliteli rehber sayısının az olması. Türkiye’de Müslümanlara anlatılacak o kadar çok kültür öğesi var ki... Ama bunu anlatacak insanların hem tarihî, hem sanatsal hem de dinî bilgiye sahip olması gerekiyor. Bir turist soru sorduğunda açıklamalı bir şekilde cevap verilemiyor. Rehber sorununa bir an önce neşter vurulması şart.” diyor. Demirci, Müslümanlara yönelik farklı şehirleri kapsayan senaryolu tur organizasyonlarının düzenlenmesi durumunda gelecek turistlerin ülkelerine memnun bir şekilde gideceğini, bunun da Türkiye’nin imajına önemli bir katkı yapacağına dikkat çekiyor. İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili, 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul’da turizm politikalarındaki eksiklikleri gidermek için sektör temsilcileriyle toplantılar düzenlediklerini ifade ediyor. Toplantılarda hem ibadet hem de yeni yerleri keşfetmek amacıyla gelen turistlere yönelik tanıtım eksikliğinden şikayet edildiğini vurgulayan Bilgili, bu eksiklikleri gidermek için envanter çıkarma çalışmalarına hız verecekleri bilgisini aktaryor. Otellerde ibadet ihtiyacı göz ardı ediliyor Müslümanları Türkiye’ye çekmek için ‘Arap’ önyargısının kırılması gerekiyor. Avrupa’daki Müslümanların temsilcilerine ulaşılıp Türkiye anlatılmalı. Tarihî, sanatsal ve dinî bilgisi yeterli rehberlerin yetiştirilmesi çok önemli. Konaklama tesislerinde kıble yönü gösterilmeli ve seccade bulundurulmalı. Farklı şehirleri kapsayacak senaryolu tur organizasyonlarına ağırlık verilebilir. Ramazan etkinlikleri, Kur’an okuma yarışmaları gibi programlar tanıtılmalı. Müslümanlar için bazı önemli merkezler İSTANBUL: Peygamber Efendimiz’e ve sahabelere ait kutsal emanetler. Eyüp Sultan Türbesi ve Camii. Sultanahmet ve Süleymaniye camileri. ŞANLIURFA: Hz. İbrahim’in doğduğu mağara ve Mevlid-i Halil Camii. Balıklıgöl (Halil ür’-Rahman ve Ayn-ı Zeliha Gölü). Hz. Eyyüp Peygamber ve makamı. Hz. Eyyüp, Hz. Elyasa ve Rahime Hatun türbeleri (Eyyüp Nebi köyü-Viranşehir). KONYA: Mevlana Türbesi ve Dergâhı. BURSA: Ulucami. Emir Sultan Camii ve Türbesi. SİVAS: Divriği Ulucami. AĞRI: İshakpaşa Sarayı Camii. ZAMAN
<< Önceki Haber Turizmde Müslümanlar gözardı... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER