Türk
Telekom'un insan kaynakları uygulamaları çerçevesinde,
yönetim ve denetim kademelerinde görev alanlar ile üst düzey çalışanlara
araç tahsis edildiği belirtilerek, bu kişiler dışında araç tahsisinin söz konusu olmadığı bildirildi.
Türk Telekom ve Oger Telekom tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türk Telekom'un özelleştirildiği tarihten itibaren belirli aralıklarla gündeme getirilen ve yetkili mercilerle muhataplar tarafından daha önce de yanıtlanmış olan ''bazı asılsız iddiaların'', bir kez daha medya aracılığıyla kamuoyunun gündemine taşındığı ifade edildi.
''Türk Telekom'un adının siyasi tartışmalara karıştırılarak, şirketin ticari itibarını zedelemeye yönelik bu iddiaların sürekli tekrarlanarak kamuoyunun gündeminin meşgul edildiği'' belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''33 bini aşkın personelimiz, binlerce bayi, iş ortağı ve
servis sağlayıcısından oluşan dağıtım ağımızla ve yaygın altyapımızla Avrupa'nın 5'inci, dünyanın 13'üncü büyük sabit
telefon operatörü olarak söz konusu iddiaları üzülerek izliyoruz. Daha önce de defalarca yanıtlamış olmamıza rağmen, bu iddiaların
cevaplarını bir kez daha kamuoyuyla paylaşmayı, tüm paydaşlarımıza karşı taşıdığımız sorumluluğun gereği olarak kabul ediyoruz. Bununla birlikte, halka açık bir şirket olmamız nedeniyle Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde, Şirketimizin
sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz bilgi vermek, haber yaymak ya da yorum yapmanın
hapis ve adli
para cezası ile sonuçlanabilecek bir suç oluşturduğunu ve şirketimizin haklarını korumak için gerektiğinde yasal yollara başvurma hakkımızı kullanmaktan çekinmeyeceğimizi hatırlatırız.''
OGER TELECOM'UN MENFAAT SAĞLADIĞI GERÇEK DIŞI
Açıklamada, Türk Telekom'un faaliyet gösterdiği telekomünikasyon sektörünün düzenleyicisi kurumların yanı sıra halka açık bir şirket olması itibariyle Sermaye Piyasaları
Kurulu (SPK) ve
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (
IMKB) da denetimine tabi olduğu hatırlatılarak, bu çerçevede faaliyetlerin şeffaflık ilkesine bağlılıkla sürdürüldüğü belirtildi.
Türk Telekom'un hissesinin yüzde 55'inin 2005'de özelleştirilerek Ojer
Telekomünikasyon A.Ş. tarafından satın alındığı anımsatılan açıklamada, ''Son derece şeffaf bir şekilde gerçekleşen bu
özelleştirme sürecinin uluslararası yatırımcıların yakından izlediği 'Acquisition Monthly' adlı yayın kuruluşu tarafından da
birleşme ve devralmalar alanında 'Gelişen Piyasalarda Yılın İşlemi' ödülüne layık görüldüğü'' bildirildi.
Açıklamada,
Kurumlar Vergisi indirimi beklentisinin, özelleştirme
ihalesinin gerçekleştiği Temmuz 2005'den daha önce de kamuoyunda tartışılan ve iş dünyasının yakından takip ettiği bir konu olduğu ve yetkili mercilerin beyanatlarıyla basına da sıkça yansıdığı ifade edilen açıklamada, ''Dolayısıyla söz konusu indirimden sadece Oger Telecom'un menfaat sağladığı iddiası gerçek dışıdır. Zira söz konusu
vergi indiriminden Türkiye'de faaliyet gösteren tüm şirketler yararlanmıştır'' denildi.
DENETİM KURULU ÜYELERİ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞINCA BELİRLENİYOR
Açıklamada, Türk Telekom'un yönetim ve denetim organlarının, şirket ana
sözleşmesi çerçevesinde
genel kurul tarafından seçildiği ve yine esas sözleşme ve ilgili mevzuat çerçevesinde verilen yetkilere uygun olarak görev yaptığı kaydedilerek, Türk Telekom'un
ortaklık yapısının 14
Mayıs 2008'de gerçekleştirilen hamiş olup, halka arz sonrasında
İMKB'de yapılan alım-satımlardan bildirime tabi olanların da halka arza ilişkin izahnamede belirtildiği bildirildi.
Türk Telekom hisselerinin yaklaşık yüzde 55.8'inin Oger Telekomünikasyon A.Ş'ye, yaklaşık yüzde 31.7'sinin ise
Hazine Müsteşarlığı'na ait olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Geriye kalan yaklaşık yüzde 12.5 oranındaki hisse ise İMKB'de işlem görmeye devam etmektedir. Şirketimiz ana sözleşmesi gereği üç denetim kurulu üyemizden biri
Hazine Müsteşarlığı'nın belirlediği, diğer ikisi ise Ojer Telekomünikasyon A.Ş'nin belirlediği adaylar arasından seçilmektedir. Ancak hissedarlar arası varılan mutabakat gereği Ojer Telekomünikasyon A.Ş. kendisine ait olan denetim kurulu üyesi atama hakkının Hazine Müsteşarlığı tarafından kullanılmasını belli bir süre için kabul etmiştir. Bu nedenle denetim kurulu üyelerinin tamamı Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen adaylar arasından seçilmiş ve Hazine Müsteşarlığı'nca atanmıştır. Bu çerçevede, Türk Telekom Denetim Kurulu Üyesi Sayın
Efkan Ala, bu görevini Hazine Müsteşarlığı'nı temsilen sürdürmektedir. Şirketimiz Ana Sözleşmesi hükümleri ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun Ek 30. maddesi gereği Hazine Müsteşarlığı'nın şirketimizdeki pay sahipliğine dayanan oy, yönetim, temsil, denetim gibi hak ve yetkileri
Ulaştırma Bakanlığı tarafından kullanılmaktadır.''
Açıklamada, Abdullah Tivnikli ile Oger Telecom'un kurumsal ilişkisinin
Şubat 2005'de
Kuveyt Türk ile Oger Telecom arasındaki yatırım bankacılığı
hizmeti çerçevesinde başladığı kaydedilen açıklamada, Türk Telekom'un özelleştirilmesi sürecinde
Kuveyt Türk Bankası'nın, Oger Telecom'a finansal danışmanlık hizmeti veren konsorsiyumun içerisinde yer aldığı bildirildi. 1 Ocak 2006'da taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince Tivnikli'nin Oger Telecom'a yatırım, finansman ve yönetim konularında danışmanlık hizmeti verdiği belirtilen açıklamada, ''Kendisinin bahsi geçen şirketlerde hissesi bulunmamaktadır'' ifadesine yer verildi.
ULAŞTIRMA BAKANI TARAFINDAN AÇIKLANDI
Açıklamada,
Dubai International Financial Center'a (DIFC) kayıtlı bir şirket olan Oger Telecom'un ortaklık yapısının DIFC'nin internet sitesinden öğrenilmesinin de mümkün olduğu hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:
''Türk Telekom'da tüm satın alma ve ihale süreçleri şeffaf ve iyi belirlenmiş ilkeler çerçevesinde yürütülmektedir. Bu politikalar ve Türk Telekom insan kaynakları uygulamaları çerçevesinde, yönetim ve denetim kademelerinde görev alanlar ile üst düzey çalışanlara araç tahsis edilmektedir. Bu kişiler dışında araç tahsisi söz konusu değildir. Özelleştirme öncesinde olduğu gibi araç tahsisi, Türk Telekom Yönetim ve Denetim Kurullarına atama yetkisine sahip olan hissedarların temsilcilerinin kullanımı için oluşturulan araç havuzundan gerçekleşmektedir. Yönetim Kurulu üyelerinin yarıya yakınının yurtdışında olması nedeniyle önceki dönemlere kıyasla havuzdaki araç sayısı ve mevcut araçların kullanımı önemli oranda azalmıştır.
Ulaştırma Bakanlığı temsilcilerinin araç kullanımına ilişkin husus Sayın
Ulaştırma Bakanı tarafından açıklanmış bulunmaktadır.''