Bankacılık Kanunu'nda yapılacak değişiklik konusunda görüşü sorulan birlik,
kanunun 160. maddesinde kredilerin herhangi bir sebeple geri dönmemesi halinde 'başkasının zimmetine para geçirdiği' iddiasıyla
banka çalışanlarının suçlandığını kaydetti. Zimmetin suç olmaması halinde, bankacılar Türk
Ceza Kanunu'na göre yargılanacak. TCK'da zamanaşımı süresi 7,5 yıl olduğu için 2001
krizinde
batık bankalara açılan
davalar düşecek. Ancak sektörün otoritesi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, maddenin değiştirilmesine karşı. Sürpriz talep iki hafta önce Bankalar Birliği'nin
Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ziyaretinde de gündeme gelmişti. Bu buluşmada, Başbakan'ın, "Kriz gerekçesiyle şirketlerden kredileri geri çağırmayın." talebine 'zimmet' gerekçesinin öne sürüldüğü kaydedildi.
Batık bankacıların korkulu rüyası 'zimmet suçu'nun düzenlendiği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda değişikliğe ilişkin tasarı Başbakanlık'ta bulunuyor. 'Bankacılık Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na ilişkin ilgili sektörlerin görüşleri alındı.
Türkiye Bankalar Birliği, kanundaki ceza hükümlerinin değişmesini
teklif etti. Kanunun zimmet suçunu düzenleyen 160. maddesinin tamamen kaldırılmasını isteyen birlik, bunun gerekçesinde yasal hükümler çerçevesinde 'başkasına menfaat sağlama' anlamı taşıyan kredilerin herhangi bir sebeple geri dönmemesi halinde 'başkasının zimmetine para geçirdiği' iddiasıyla banka çalışanlarının suçlandığını kaydetti. Gerekçede, "Hiçbir
Avrupa Birliği ülkesinde olmayan özel bir anonim şirket çalışanı için öngörülen, banka çalışanlarını tedirgin eden, bir risk
yönetimi olan banka faaliyetleri ile bağdaşmayan, geri dönmeyen her krediyi zimmet sayabilen uygulamalar nedeniyle 'zimmet' maddesinin Bankacılık Kanunu'ndan çıkarılması önerilmektedir." denildi.
Bankalar Birliği, daha sonraki aşamada sunduğu bir diğer görüşte de 'zimmet' suçunun tamamen çıkarılma teklifinin kabul edilmemesi halinde ise 160. maddenin birinci fıkrasında "risk değerlendirmeleri ve analizlerdeki hatalı ve kusurlu işlemler istisna olmak üzere kasten kendisinin zimmetine geçiren banka yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile diğer mensupları" şeklinde değişiklik yapılmasını talep etti. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nda 6 yıldan 12 yıla kadar
hapis, 5 bin güne kadar
hapis cezası ve bankanın uğradığı zararın üç katı tazminat öngörüyor. Bu suça ilişkin zamanaşımı da 20 yıl. Bankacılık Kanunu'nda zimmet suçu çıkarılması halinde banka davalarına
Türk Ceza Kanunu (TCK) uygulanacak. Suç tarihleri 2005 yılından önce olduğu için de 765 sayılı TCK'nın '
hizmet nedeniyle emniyeti suistimal' ve 'nitelikle
dolandırıcılık' maddeleri uygulanacak. Bu maddelere ilişkin suçlar 5 yıla kadar olduğu için zamanaşımı en fazla 7,5 yıl olarak hesaplanacak. Mahkemelerin de, batık bankalarla ilgili süren tüm davalarında zamanaşımına bağlı olarak ortadan kaldırılması kararı vermesi gerekecek.
Bankalar Kanunu'nda düzenlenen zimmet suçu dışındaki 'gerçeğe aykırı muhasebeleştirme, izinsiz faaliyette bulunma, düzenleyici/iyileştirici/kısıtlayıcı önlemleri almamak, sırların açıklanması' gibi tüm bankacılık suçlarının da zamanaşımı süresi
dolmuş bulunuyor.
İmar Bankası gibi kesinleşen davaların yeniden ele alınması, verilen cezaların düşürülmesi gündeme gelebileceği gibi, yine aynı dava kapsamında aranan Kemal
Uzan ve çocuklarına ilişkin davanın da zamanaşımından düşmesinin gündeme geleceği belirtiliyor. Zimmet suçu, 23 Haziran 1999'da yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nda ilk defa yer aldı. Daha önce uygulamada olan 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nda bulunmuyordu. Dolayısıyla bankaya ait bir paranın ya da diğer varlıkların zimmete geçirilmesi eylemi söz konusu olduğunda, banka çalışanının 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 279. maddesi çerçevesind
e devlet memuru sayılıp sayılmamasına göre zimmet ya da hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçu oluşmaktaydı.