Kömür işletmeciliğine başlandığı 1848'den bugüne kadar yaklaşık 265 milyon ton kömür üretilen havzada, satılabilir bazda en fazla kömür 1967'de 5 milyon 30 bin 864 ton olarak gerçekleşti. Bölgede kömür
üretimi sırasında meydana gelen iş kazalarında 4 bini aşkın çalışan da hayatını kaybetti.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Uzunmehmet'in Neyren köyü civarında bulunan değirmenin yakınındaki dere kenarında bulduğu ''
siyah taşların'' ocakta yandığını fark etmesiyle havzada bulunduğuna inanılan taş kömürü, sanayinin en önemli kaynakları arasında yer alıyor.
1802'de İskoçların ilk buharlı gemiyi sefere çıkarmasıyla insanoğlunun ilgisini çekmeye başlayan taş kömürüne,
demir-çelik sanayinin vazgeçilmez girdisi olması nedeniyle her geçen gün talep artıyor.
Bölgede 1848'den itibaren uzun yıllar
İngiliz,
Fransız ve İtalyanlar tarafından üretilen ve günümüzde özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'nin etkisiyle dünya piyasalarında tonu 130 dolara kadar yükselen taş kömürünün kentte bulunuşunun yıl dönümü, her 8
Kasımda törenlerle kutlanıyor.
Hazineihassa idaresi dönemi olarak bilinen 1848-1865'de
yabancı ve
yerli yatırımcıların kontrolü altında 5 yılda 40 bin ton üretim gerçekleştirilen havzada, ilk kez
makine ve teçhizat kullanılmaya başlanan maden ocaklarının üretiminin arttırılmasına yönelik günümüzde de yatırımlar devam ediyor.
1865'den 1935'e kadar özel işletmelerin hakim olduğu 70 yıllık dönemde kömür işletmeciliği yapan 83 firmanın, 123 ayrı ocaktan 35 milyon 536 bin 835 ton kömür ürettiği havzada, devleştirmenin başlamasıyla artan üretimin sürdürülmesi amaçlanıyor.
-KÖMÜR REZERVİ-
Havzadan 1942'den 2008'in ekim ayına kadar yer altından çıkarılan satılabilir bazda 221 milyon 966 bin 749 ton taş kömürünün son dönemlerde düşen yıllık üretiminin, TTK'ye alınacak yeni
işçilerle yükseltilmesi planlanıyor.
Maden Mühendisleri Odasınca yıllık taş kömürü talebi 20 milyon tona ulaştığı bildirilen Türkiye'nin bu ihtiyacını, TTK, yılda ortalama 800 bin ton üretim yapabilen özel sektörle birlikte 8 yılda giderebiliyor.
Alman araştırıcı Hern Schlehan, Bartın'ın
Amasra ilçesine gelerek 1852'de Anadolu'nun bilinen en eski jeolojik haritasını yapmasının ardından 1930'lu yıllardan sonra taş kömürü rezervi konusunda ciddi çalışmalar başlatılarak, günümüzde yapılan tespitlerle görülür ve muhtemel olmak üzere 1 milyar 100 milyon ton civarında taş kömürü rezervinin varlığı kabul ediliyor.
Son yıllarda kurumda 1,5-2 milyon ton arasında seyreden yıkanmış kömürün, yaklaşık yüzde 66'sı Çatalağzı Termik Santraline, yüzde 21'i demir-çelik fabrikalarına, yüzde 6'sı çimento, çay,
şeker fabrikalarına ve yüzde 7'si de
ısınma amaçlı olarak pazarlanıyor.
-İŞÇİ SAYISI DÜŞÜYOR-
Yaşanan emeklilikler nedeniyle işçi sayısı her geçen gün düşen TTK'nin, 22 bin 203 personelle 1986'de 3 milyon 526 bin 283 ton üretimi, 2007'de 10 bin 500 civarındaki çalışanla 1 milyon 675 bin ton oldu.
Kurumda 1986-2007 yılları arasında toplam 53 milyon 995 bin 404 ton olan taş kömürü üretimi, bu yılın 10 ayında da 1 milyon 340 bin 496 ton olarak gerçekleşti.
Yer altında üretim işçisi açığının giderilmesine yönelik alınacak 1500 artı 1500 gruplu işçi için mülakatların devam ettiği TTK'da, üretime yönelik çalışan
madenci sayısının ve verimliliğinin artırılması amaçlanıyor.
-YILDA 5 MİLYON TON ÜRETİM HEDEFİ-
TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgenin kömür üretimiyle
ülke sanayisine önemli hizmetlerde bulunduğunu, bunun da artarak devam etmesi için çalıştıklarını söyledi.
Kurama yeni alınacak 3 bin işçinin 2009'dan itibaren işbaşı yapmasının üretim oranını yükselteceğine dikkati çeken Dağdelen, şöyle konuştu:
''TTK'de yaklaşık 5 yıl önce günlük 1910 kilogram olan kişi başına üretim 3 ton civarına yükseldi.
Yatırımlarımız da devam ediyor. Ağırlıklı olarak galeri ve yeni kuyuların açılmasının yanı sıra yeni teçhizat alımlarına yöneliyoruz. 2008'deki yatırım oranımız 25 milyon YTL civarındadır. Şantiye konumundaki kurumumuzun geleceği aydınlıktır. Kurumun yılda 5 milyon ton üretime ulaşmasına yönelik çalışmalarımız sürüyor. Ağırlıklı üretime yönelik işçi sayısının da 13 bine yükselmesini amaçlıyoruz.''
Dağdelen, madenciliğin çok özverili bir iş olduğunu, havzada uzun yıllardır kömür üretiminde şehit düşen madencileri saygıyla andıklarını kaydetti.
-UZUNMEHMET'İN ÖYKÜSÜ-
Uzunmehmet ve kömürün bulunuşuyla ilgili öykü, 1820-1829 yılları arasında geçiyor.
Öyküde, Uzunmehmet hikayesi şöyle anlatılıyor:
''Uzunmehmet, Ereğli'ye bağlı Kestaneci köyündendir. 1820'li yıllarda Ereğli'nin belli başlı ailelerinden K
aramahmutzadeler sülalesinden olduğu bilinir. Uzunmehmet, askerliğini bahriye eri olarak yapmıştır. Terhis olurken kendisine subayları tarafından kömür numunesi gösterilmiş ve memleketine dönünce siyah taşlardan araması istenmiştir.
Uzunmehmet, bir gün Neyren köyü civarındaki değirmene gider.
Hasat sonu olduğu için değirmen tamamen doludur. Uzunmehmet, dere kenarında dolaştığı sırada siyah taşlar bulur. Bir anda askerde kendisine gösterilen siyah taş (yanan taş) aklına gelir.
Bunlardan biraz toplayarak değirmende yanan ocağa atar. Taşların yandığını görünce çok sevinir. Ertesi gün aynı yere gizlice giderek daha geniş arama yapar. Bazı yerleri kazan Uzunmehmet, çuvala koyduğu kömür numunelerini İstanbul'a götürür. Padişah İkinci Mahmut, kömürün bulunuşuna sevinerek Uzunmehmet'i 50 altınla ödüllendirir. Böylece kömürün bulunuşu 8 Kasım 1829 olarak tarihe geçer.
Dönemin Ereğli Ayanı
Hacı İsmail Ağa, Uzunmehmet'in kömürü bulmasını hazmedemez. İstanbul'a Fen Heyeti'ne gitmek için yola çıkan Uzunmehmet'i, Leblebici Hanı'nda öldürtür.''
AA