Vorkink, AB İlerleme Raporu'nda,
Türkiye siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşılamaya devam ettiğinin vurgulandığını belirterek, ilk kez ise ''İşleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğu'' tespitine yer
verildiğini, bunun çok önemli bir tespit olduğunu anlattı. Vorkink, ''Bu yeni tanımlama, Türkiye'nin artık yeni bir kategoriye girdiğini gösteriyor. AB, bu tanımlama ile Türkiye'nin AB ülkeleriyle
rekabet edebilecek bir yapıya geldiğini teyit ediyor'' dedi.
YENİ TANIMLAMANIN GETİRECEĞİ FAYDALAR...
İşleyen bir piyasa ekonomisine sahip olmanın, bir ülkede, fiyatlarda tam bir serbestinin olduğu, özel
sektörün güçlü ve belirleyici pozisyonda bulunduğu, rekabetçi bir
özel sektör yapısının var olduğu, devletin de piyasada düzenleyici olduğu bir
sistem anlamına geldiğini vurgulayan Vorkink, ''Bu Türkiye'de artık, ekonominin, devlet kontrollü bir ekonomiden, özel sektör öncülüğünde bir ekonomiye geçtiğinin bir göstergesidir.'' dedi.
TÜRKİYE EKONOMİSİ, REKABET AÇISINDAN AB İLE AYNI ...
Andrew Vorkink, AB tarafından ilk kez yapılan bu tanımlamanın, Türkiye'de henüz tam olarak farkına varılamamasına rağmen, özellikle uluslararası ekonomide etkilerini hissettireceğini, Türkiye'nin
öncelikle dış borçlanma maliyetinin azalacağını, Türkiye'ye
yabancı yatırımcı ilgisinin daha da artacağını, artan likidite ve güven sayesinde faizlerinde azalacağını kaydetti.
KREDİ NOTUNUN YÜKSELMESİNE KATKIDA BULUNACAK...
''AB, Türkiye ekonomisinin rekabet yapısı açısından AB ile aynı düzeyde olduğunu belirtiyor'' şeklinde konuşan Vorkink, Türkiye'de işleyen piyasa ekonomisi olduğunun AB tarafından teyit edilmesiyle, Türkiye'nin
kredi notunun da yükseleceğini, önümüzdeki haftalarda,
Türkiye'nin kredi notlarında bir yükselmenin beklenebileceğini bildirdi.
Bunun
yabancı yatırımcılara bir sinyal olarak da görülmesi gerektiğini belirten Vorkink, şöyle devam etti: ''Bu yeni tanımlama, Türkiye'nin artık yeni bir kategoriye girdiğini gösteriyor. AB, bu tanımlama ile Türkiye'nin AB ülkeleriyle rekabet edebilecek bir yapıya geldiğini teyit ediyor.'' AB'nin, Türkiye'ye 'işleyen piyasa ekonomisi'' tanımlamasında bulunması, yakın zamanda Türkiye'nin kredi notunun yükselmesine de
katkıda bulunacaktır.'' Artık bundan böyle Türkiye''nin daha farklı bir
ekonomik
kategoride değerlendirilmesi gerekeceğinin altını çizen Vorkink, borçlanma maliyetinin azalmasından tasarruf edilecek kaynağın, eğitim, sağlık gibi sosyal alanlara aktarılabileceğini ifade etti.