Bakan Güler, İzmir'deki temasları çerçevesinde Bergama'daki Agrobay Şirketi'ne ait seraları gezdi. Jeotermal enerjiyle ısıtılan ve
Türkiye'nin en büyüğü olduğu bildirilen seralarda incelemelerde bulunan Güler, yetiştirilen ürünlerden tattı. Bakan Güler, burada yaptığı konuşmada,
jeotermal enerjinin tarım sektörünün önünü açacağını söyledi. Agrobay Şirketi'nin ayda 60 TIR tarımsal ürünü Avrupa'ya
ihraç ettiğini kaydeden Bakan Güler, şunları söyledi: “Türkiye'nin jeotermal potansiyelinin yüzde 75'i Ege Bölgesi'nde. Ama bunun yüzde 5'ini kullanabiliyoruz. Yaptığımız çalışmalarla jeotermal kaynakları hayata geçireceğiz ve bu sayede Türk tarımı sıçrama yapacak.”
Bakan Güler, daha sonra Koza Altın Şirketi'nin işlettiği
Ovacık Altın
Madeni'ne geldi. Altın madenini gezerek incelemelerde bulunan Güler, hükümetin
altın arama çalışmalarını desteklediğini söyledi. Türkiye'nin her yıl 250-300 ton altın
ithal ederek, 4-5 milyar dolar dövizi yurtdışına
transfer ettiğini, ülkenin 6 bin 500 ton bilinen
altın rezervi bulunduğunu kaydeden Güler, Ovacık'ta bu yıl 6,5 ton altın üretilerek 120 milyon dolar ciro elde edildiğini bildirdi.
Koza Şirketi'nin başarılı çalışmalar yaptığını söyleyen Güler, şöyle konuştu: “Pırıl pırıl bir çevre koruma sistemine sahip bu tesisin hiçbir problemi söz konusu değil. Buraya ikinci kez geliyorum. Çalışmalarını çok başarılı görüyorum. Şimdiye kadar 21,5 ton altın üretilen madende Koza Şirketi, 6,5 ton
üretim yaptı. Bu tip yatırımları sonuna kadar destekliyoruz. Buranın çevreye duyarlı olduğunu biliyoruz. MTA olarak altın aramalarına büyük ağırlık verdik. Maden Yasası ile bu konuda bir atılım yaşanıyor. Altını son gramına kadar çıkaracağız, bunda kararlıyız. Aranmamış çok yerimiz var, ileri ülkeler hangi metodları uyguluyorsa biz de onları uygulayıp ülkemizin zenginliğine zenginlik katacağız.”
-ÇEVRECİLERİN TEPKİLERİ-
Bakan Güler, gazetecilerin altın arama çalışmalarına çevreci örgütlerin tepkilerini hatırlatması üzerine, şöyle devam etti:
“Buradaki madenin atık havuzunda yetişen
zeytin ağaçlarından zeytinyağı yapılıyor ve bu kalite ödülü alıyor.
Çevreye duyarı bir parasal zenginlikten bahsediyoruz. Bu bir çıkar meselesi, bu çıkarlar bazı kişileri etkileyebilir. Samimi çevreci arkadaşların yeteri kadar bilgiye sahip olmaması nedeniyle hassasiyetleri vardı. Şimdi onlara bilgi veriyor, burada üretilen zeytinyağını gösteriyoruz. Bunları iyi anlatmalıyız, bunca zaman iyi anlatılamadığı için tepkiler aldı.”
Bakan Güler, Bergamalı köylülerin AİHM'ye açtıkları ve tazminat kazandıkları davanın bu işletmeyle bir ilgisi olmadığını, kararların uygulanmamasından kaynaklandığını belirterek, bu ikisinin karıştırılmaması gerektiğini söyledi.