MÜSİAD tarafından düzenlenen 10'uncu Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresinde konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin artık küresel sermayenin yöneldiği pazarlardan biri olduğuna işaret ederek, imkanlar ve fırsatlar ülkesi olarak nitelediği Türkiye'de bugün özellikle uluslararası yatırımcılar için çok uygun bir ortam sağlandığını anlattı.
Başbakan Erdoğan, son dört yılda yatırım ortamının iyileştirilmesi için atılan adımlardan bahsederek, yabancı-yerli ayrımının ortadan kaldırıldığını, küresel sermaye girişinin her bakımdan kolaylaştırıldığını aktardı.
Türkiye'nin bugün hem ekonomik potansiyeli yüksek bir ülke, hem de küresel rekabette geleceğine güven duyulan bir cazibe merkezi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, geçen yıl Türkiye'ye yapılan doğrudan uluslararası yatırımın 9,7 milyar dolara ulaştığını, özelleştirmeden pay alan firmalarla birlikte bu rakamın 17 milyar doları bulduğunu ifade etti.
Türkiye'ye bu yılın 9 ayında gelen yatırım miktarının 12,8 milyar dolar olduğunu kaydeden Erdoğan, yıl sonu itibariye bu rakamın 15-16 milyar doları bulabileceğini belirterek, ''Belki de 20'ye doğru çat kapı yapabiliriz'' dedi.
-''YATIRIM DESTEK AJANSI SAYESİNDE YATIRIMCI OYALANMAYACAK''
Bu yükselen grafiğin uluslararası piyasaların Türkiye'nin geleceğine duyduğu güveni ortaya koyduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'ye doğrudan uluslararası yatırımlardaki artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bu yöndeki özendirici politikalarını sürdürmekte kararlı olduklarını belirterek, buna yönelik olarak Yatırım Destek Ajansını kurduklarını ve böylece yeni ve önemli bir adım daha attıklarını dile getirdi.
Ajans sayesinde yatırımcı ve girişimcinin oyalanmasının önleneceğini anlatan Erdoğan, bu alandaki sürecin başlatıldığını kaydetti.
Sadece kurumsal altyapı güçlendirmenin yeterli olmadığını, bu yüzden yatırım ortamının her yıl bir öncekinden daha iyi olmasının gayreti içinde olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, bu alandaki mevzuatın değişen ihtiyaçlara uygun bir biçimde sürekli iyileştirilmesine yönelik çalışmalarına devam ettiklerini aktardı.
Erdoğan, şunları söyledi:
''Teşvik uygulamalarımızda hiç kimseye özel muamele yapılmamıştır, yapılmıyor, yapılmayacaktır. Zira bizim temel prensibimiz şeffaflıktır. Bütün yatırımcılar teşviklerden aynı şekilde yararlanacaktır.
Türkiye'yi küresel sermayenin tereddütsüz tercih edeceği, yatırım yapacağı bir ülke haline getirmekte kararlıyız. Bu doğrultuda, yazılı, şeffaf kuralları daha da geliştireceğiz. Hukuki düzenlemeler konusunda yapılması gereken ilave çalışmaları kısa zamanda tamamlamakta kararlıyız, tamamlayacağız.''
-''TÜM BANKALAR TÜRKİYE'DE PRİM YAPMAYA BAŞLADI''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB ile müzakerelerin başlamasının ekonomik kalkınmaya yeni bir ivme kazandırdığını belirterek, ''Attığımız doğru adımlarla bir bütün olarak izlediğimiz kararlı politikalarla son dört yılda ekonomimiz yüzde 30 oranında büyüdü'' dedi.
Makro ekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmeleri anlatan Erdoğan, Türkiye'nin küresel dalgalanmalardan eskisi gibi etkilenmediğini, Mayıs-Haziran aylarında dünyada yaşanan finans hareketlerini en az etkiyle atlatabildiğini, bunun da ekonominin direnç kazandığını, sağlıklı yapıya kavuştuğunu açıkça ortaya koyduğunu dile getirdi.
Türkiye'de siyasette ve ekonomide güven ve istikrarın sağlandığına işaret eden Başbakan, bu gelişmelerin sadece iç pazarda değil, uluslararası iş çevrelerinde de Türkiye'ye itibar kazandırdığını, Türk iş adamlarının dünyaya rahatça açılabildiğini söyledi.
Erdoğan, göreve geldiklerinde 38 milyar dolar olan ihracatın şu an 84 milyar dolara ulaştığını aktararak, bütün alanlarda büyük bir atılım, tarihi bir dönüşüm gerçekleştiğini kaydetti.
Mali piyasalarda ciddi iyileşmeler yaşandığını da belirten Başbakan Erdoğan, ''Artık tüm bankalar Türkiye'de prim yapmaya başlamıştır'' dedi.
Dünyanın Türkiye'deki bu reform sürecinden sessiz devrim olarak söz ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, kongre sırasında gösterilen sinevizyon filminde yer alan ahlaki, ilmi, iktisadi ve siyasi önderlik kavramlarının önemine de işaret ederek, ''Bunlar birbirinin adeta tamamlayıcısı. Bunu başarmak, halletmek zorundayız'' dedi.
Erdoğan ahlaki noktadaki en büyük kaybın yolsuzluklardan kaynaklandığını ifade etti.
Türkiye'de enflasyonun üç haneli rakamları gördüğünü, kendileri göreve geldiğinde yüzde 30 civarında olan enflasyonun bugün tek haneli rakamlara indiğini aktararak, ''Bu, inançlı, kararlı ve işini bilen bir yönetimle oldu'' diye konuştu.
MÜSİAD BAŞKANI ÖMER BOLAT'IN KONUŞMASI
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Bolat, İslam ülkeleri arasında imalat sektöründe, organik tarım ve hayvancılıkta, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bölgesinde, bilgi teknolojileri sektöründe, lojistik, taşımacılık, müteahhitlik gibi hizmetler sektöründe ve KOBİ'ler arasında da ortaklıklar ve güç birliği kurulması gerektiğine inandıklarını bildirdi.
MÜSİAD tarafından düzenlenen 10'uncu Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresinin açılışında konuşan Bolat, İstanbul'da 50 kadar ülkeden bin 500 iş adamını bir araya getiren kongrenin, 1995'den bu yana İslam dünyasından iş adamlarını her yıl bir araya getiren, ticaret ve yatırım köprüleri oluşturan bir platform olduğunu söyledi.
-''GEÇ BAŞLADIK''-
Bolat, İslam dünyası adına hem kaygılı hem de umut dolu olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Kaygılıyız. Çünkü İslam ülkeleri olarak yarışa oldukça geç başladık ve halen oldukça gerideyiz. Dünya nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan Müslümanlar olarak dünya üretiminin yüzde 5'ini, dünya ticaretinin yüzde 8'ini, dünyadaki doğrudan yabancı yatırım girişlerinin yüzde 6'sını temsil ediyoruz. Aramızdaki dayanışma ve iş birliği de pek iyi sayılmaz.
Bunun yanında küresel güçlerin iktidar mücadelesi ve ekonomik güçlerinin motoru olan enerji kaynaklarını kontrol ve paylaşma mücadelesi İslam toprakları üzerinde sürdürülmektedir. Bu durum bazı ülkelerde kan ve gözyaşı seline dönüşmüştür. Batı dünyasında İslam karşıtlığı bazı ülkelerde siyaset-medya-yargı üçgeninde adeta körüklenmektedir.''
Kongrenin ülkeler arasında sektörel iş birliği ve dayanışma için fırsatlar yarattığını ifade eden Bolat, dünyadaki ham madde kaynaklarının yüzde 40'ının, enerji kaynaklarının yüzde 65'inin İslam dünyasının toprakları üzerinde bulunduğunu, İslam ülkelerindeki gelişmenin karşılıklı ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirmek için bir fırsat oluşturduğunu ifade etti.
-GÖZDE YATIRIM ALANLARI-
Ömer Bolat, geçen yıl Arap yatırımcıların komşu İslam ülkelerine doğrudan yatırımlarının 25 milyar doları aştığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Artan doğrudan yatırımlarda, petro kimya tesisleri, telekom sektörü, gayrimenkul geliştirme ve inşaat, yatırım ve katılım bankacılığı, turizm, sağlık sektörü, hava limanı işletmeciliği, alışveriş merkezleri, enerji dağıtım tesisleri, çimento ve teknoparklar gibi sektörler gözde yatırım alanları olarak öne çıkmaktadır.
MÜSİAD olarak biz imalat sektöründe, organik tarım ve hayvancılıkta, GAP bölgesinde, bilgi teknolojileri sektöründe, lojistik, taşımacılık, müteahhitlik gibi hizmetler sektöründe ve KOBİ'ler arasında da ortaklıklar ve güç birliği kurulması gerektiğine inanıyoruz.''
İslam ülkeleri ile dış ticaret ve yatırım ilişkilerinin arttığını ifade eden Bolat, Türkiye'deki Arap yatırımlarının telekom, katılım bankacılığı, gıda, enerji, inşaat ve alışveriş merkezleri sektöründe yoğunlaştığını, önümüzdeki dönemde bu sürecin hızlanmasını beklediklerini kaydetti.
Bolat, konuşmasını ''Geleceği birlikte inşa etmek için yarını beklemeyelim. Gün bugündür'' diyerek tamamladı.
Bu arada, Kuranı Kerimi ezberden okuma Dünya Birincisi Selman Okumuş'un Kuranı Kerim okumasıyla başlayan forumda, İstiklal Marşı'nın ardından ilk öğretim okulu öğrencileri tarafından Silifke yöresine ait folklor gösterisi sunuldu.
Açılışta, MÜSİAD tarafından sinevizyon film gösterimleri de yapıldı.