Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi’nin (TEPAV) hazırladığı sektör raporuna göre, bir tüketici 43 bin 409 liraya satın aldığı bir araca 5 yıl içinde 41 bin 771 lira vergi ödüyor. Sadece yakıt için ödediği KDV ve ÖTV tutarı yıllık 3 bin 360 lira.
Türkiye’de dolaysız vergiler, tüm vergi gelirlerinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Tüketicinin ödediği KDV, ÖTV ve MTV gibi vergiler devletin esas gelir kaynağını oluşturuyor. Bu durumda oto sahibi olmak isteyenler dünyanın en yüksek vergileriyle karşı karşıya kalıyor. Zaman'ın haberine göre, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Merkezi’nin (TEPAV) yaptığı ‘Dünya ve Türkiye Otomotiv Sektörü 2013’ çalışmasının sonucuna göre bir araç sahibi satın aldığı araca 5 yıl içinde araç fiyatının yaklaşık 2 katı kadar vergi ödüyor. TEPAV Proje Koordinatörü Ozan Acar, yaptıkları hesaplamayı şu şekilde anlattı: 43 bin 409 liraya alınan bir otomobil, net satış bedeli 25 bin 835 lira. Araca ödenen satın alma ve kullanılacak kredinin dosya masraflarıyla alınan verginin tutarı 20 bin 892 lira. Araç sahibi araçta kullandığı yakıt için yıllık 3 bin 360 lira KDV ve ÖTV ödüyor. Yıllık 414 lira ile 827 lira arası MTV ödeyen araç sahibi, kasko ve trafik sigortasına yıllık 84,5 lira vergi veriyor. Bunun üzerine muayene ve bakım ücretlerinde ödediği vergiler de eklendiğinde 5 yılın sonunda sürücüye 41 bin 771 liralık fatura çıkıyor.
Raporun, otomotiv sektörü hakkında etraflı bir çalışma olduğuna dikkat çeken ODD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar de dünya ve Türkiye’deki sektör eğilimleri hakkında konuştu. Hem pazarın hem de üretimin Batı’dan Doğu’ya kaydığını aktaran Bayraktar, bu dönüşüm içerisinde Türkiye’nin pozisyon alması gerektiğini vurguladı. Türkiye’de otomotiv sahipliğinin Amerika’nın altıda biri, Avrupa’nın da dörtte biri olduğuna dikkat çeken Bayraktar, şu an 1.000 kişiye düşen araç miktarının 151 olduğu, mevcut gidişatla bunun 15 yıl içinde 256’ya çıkacağı bilgisini verdi. Bu rakam Amerika’da 919, Doğu Avrupa ülkelerinde 611i Kore’de ise 356. İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya’da araç parkı yaşının 7-10 yıl arasında olduğu bilgisini veren Yönetim Kurulu Başkanı, “Avrupa’da yaş ortalaması 40 iken Türkiye’de 29. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olan Türkiye’de araç parkı yaşı 16 gibi yüksek bir rakam.” dedi.
ODD Genel Koordinatörü Hayri Erce de Türkiye’nin üretim merkezi haline gelmesi için içi pazarın güçlü olması gerektiğine dikkat çekti. Ancak vergilerin artırılmasıyla Türkiye’nin bu potansiyele ulaşmasının geciktiğini sözlerine ekledi. Türkiye’de vergilerin yüksek olduğunu anlatan Erce, “Bu yüzden en ucuz arabaları alıyoruz.” diye konuştu. Türkiye’de araç motor hacmine göre vergi alınıyor. 1600 cc motorun altındaki araçlar için yüzde 40, 1600-2000 cc arası için yüzde 80 ve 2000 cc üzeri araçlar için yüzde 130 vergi uygulanıyor.
Hafif ticari dünyanın tersine bizde düşüyor
Dünya ve Türkiye otomobil sektörü raporunda dikkat çeken bir konuda hafif ticari araç satışlarının dünya pazarlarında yükselirken bizde gerileme içinde olması. Raporda, 2013’te 81,2 milyon adet olan küresel binek otomobil üretiminin 2028 yılında 78,6 milyon adete gerileyeceği belirtilirken, 5,2 milyon adet olan hafif ticari araç üretiminin ise 2028 yılına kadar 2 milyon adet artacağına dikkat çekiliyor. 2012 yılı itibarıyla dünya hafif ticari araç üretiminin yüzde 2,22 gibi görece yüksek bir bölümünü gerçekleştiren Türkiye’nin 2028 yılına kadar yükselecek olan bu pazardan pay alabilmek için üretimi ve yeni model yatırımları artıracak şekilde özellikle iç pazarını da canlı tutması gerekiyor.
Hedef ve stratejiler tekrar gözden geçirilsin
Otomotiv sektörü, hükümetin otomotiv sanayi strateji belgesinde yer alan hedef ve stratejilerin dünya otomotiv sektöründeki dönüşüm ve değişiklikler göz önüne alınarak revize edilmesini talep ediyor. ODD ve TEPAV işbirliği ile hazırlanan raporun ‘Hedef ve stratejiler’ bölümünde hükümetin otomotiv sanayi strateji belgesi, yıllık 1,5 milyon adetlik üretim öngörülen ‘Onuncu 5 yıllık kalkınma planı’ ve 4 milyon adetlik bir üretim hedefinin olduğunun altı çizilirken 2023 yılı hedeflerinin konsolide edilmesi, yeni ve hayata geçirilebilir hedefler konulması gerektiği belirtiliyor.