Bankaların elindeki
batık kredilerin üstlenilmesini sağlayacak 700 milyar dolarlık
yardım 205'e karşı 228 oyla reddedilince uluslararası piyasalarda deprem yaşandı.
New York Borsası'nda Dow Jones
endeksi yüzde 6,98 oranındaki tarihi düşüşle 10 bin 365 seviyesine indi.
Brezilya borsasında kayıp yüzde 13'ü aşınca işlemler durduruldu. Başkan
Bush, paketin geçmemesinin ekonomiye felaket etkisi yapabileceğini söylemişti.
Piyasaların şoka girmesine yol açan diğer bir gelişme de
finansal
krizin
Avrupa'ya yayılmaya başlaması oldu.
İngiltere,
Almanya,
Belçika,
Hollanda,
Lüksemburg ve
İzlanda'da zordaki
bankalar kamulaştırılarak krizin yayılması engellenmeye çalışıldı. Bu gelişmeler Avrupa'da yüzde 5'e varan düşüşlere yol açarken
Türkiye bayram tatili sayesinde gelişmelerden en az etkilenen
ülke oldu.
Amerika'da yüksek riskli
konut kredisi sektöründe başlayan kriz, dünyanın en büyük ekonomisinden sonra Avrupa'yı da vurdu. Likidite sıkıntısının baş göstermesi sebebiyle zor duruma düşen bankalara ABD'nin ardından Avrupa'da da hükümetler müdahale etmeye başladı. Avrupa'nın 2 büyük bankası devlet kontrolüne giriyor.
İngiliz hükümeti, ülkenin en büyük emlak kredisi bankalarından Bradford and Bingley'i (B&B) kamulaştıracağını açıkladı. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg da, Avrupa'nın ilk 20 bankası arasında gösterilen Fortis Bank'la ilgili endişeler üzerine harekete geçti ve Fortis'in belli orandaki hisselerini alacaklarını duyurdu.
Almanya'da zordaki emlak kredisi bankası Hypo
Real Estate, bir bankalar konsorsiyumuyla son dakika anlaşması yaparak iflastan kurtulurken, İskandinav ülkelerindeki bankalar da sıkıntı yaşıyor. İsveç'in Nordea AB ve
Danimarka'nın Spar Nord Bank ile Arbejdernes Landsbank, mali sıkıntıdaki Danimarka bankası Roskilde Bank'ın 21 şubesini 108 milyon dolara,
mevduat hesabıyla, bankanın kredi hesabını da 3 milyar dolara satın alacakları belirtildi. İngiltere'de B&B bankasının devletleştirilme kararının ardından, Avrupa'nın en büyük bankalarından olan Fortis'e, 11 milyar
Euro'nun üzerinde mali
kurtarma paketi sağlamaları, Hollanda'nın en büyük bankası olan Fortis bünyesindeki ABN Amro'nun mali yüklerinin artması, krizin Avrupa bankalarını da etkilemeye başladığının en büyük delili olarak gösteriliyor.
Fransız ve Alman bankalarında henüz olumsuz bir durum gözükmezken likidite sıkışıklığının devam etmesinin, bu ülkelerin bankalarını da olumsuz yönde etkileyebileceği ve bu ülke hükümetlerinin de kurtarma paketleri hazırlayacabilecekleri vurgulanıyor. Bu arada Avrupa
Merkez Bankası, piyasalara likidite sağlamaya devam edeceğini açıkladı.
Merkez Bankası Başkanı
Jean-Claude Trichet, AB'ye üye ülkelerin hükümetleriyle görüştü. İngiltere
Maliye Bakanı Alistair Darling, Bradford&Bingley bankasını kamulaştıracaklarını ve bankanın faaliyetlerinden bir bölümünü
İspanyol bankası Santander'e satacaklarını açıkladı. B&B, bu yıl içind
e devletleştirilen ikinci İngiliz bankası ve Avrupa ile ABD'de küresel kredi darlığına
kurban giden itibarlı bankalar zincirine eklenen son halka olacak. Kurtarma planı uyarınca devlet, B&B'nin 50 milyar sterlin (92 milyar dolar) değerindeki mortgage borçlarını üstlenirken Santander de B&B'nin 20 milyar sterlinlik bireysel tasarruf mevduatları ve şube ağı için 400 milyon sterlin ödeyecek. Bankanın normal faaliyetini sürdüreceği ve mevduat sahiplerinin paralarının kesinlikle güvence altında olduğu açıklandı. İngiltere yedi ay önce de B&B ile aynı modelde mortgage kredisi veren Northern Rock bankasını kamulaştırmıştı.
'Müdahale edilmese Fortis ayakta kalamazdı'
Diğer yandan Benelüks finans grubu Fortis, finansal krizden aldığı darbenin ardından, sorunun ABD'de olduğu gibi diğer finans kurumlarına yayılmaması için yapılan olağanüstü toplantının ardından hafta sonunda devletleştirildi. Belçika, Hollanda ve Lüksemburg hükümetleri, Fortis'e toplam 11,2 milyar Euro (16,4 milyar dolar) enjekte etmeyi kararlaştırdılar. Müdahale sonrasında her devlet kendi ülkesindeki Fortis bankalarının yüzde 49'unu alacak. Belçika 4,7 milyar, Hollanda 4 milyar, Lüksemburg da 2,5 milyar Euro katkıda bulunacak. Fortis'in sorunlarının
Royal Bank of Scotland ve İspanyol Santander ile ortak olarak geçen yıl 70 milyar Euro'ya ABN'yi satın almasından kaynaklandığı görüşü yaygın. Piyasa şartlarının olumlu olmamasına rağmen Fortis bu alım için 24 milyar Euro vermişti. Fortis'in CEO'su geçen sene aldıkları ABN Amro'yu mevcut piyasa şartlarında elde tutmalarının tedbirsizlik olacağını söyledi. Fortis'i satın almak için gayri resmi
öneri sunan ve gelecekteki muhtemel yeni zararlar için Belçika hükümetinden garanti isteyen Fransız BNP Paribas ve Hollandalı ING'nin teklifleri reddedildi. Kaynaklar Belçika, Hollanda ve Lüksemburg hükümetlerin Fortis'i kısmen satın alma kararını, yatırımcı güveninin geçen hafta tamamen çökmesi ve banka ile ilgilenen iki alıcıdan gelen tekliflerin çok düşük olması üzerine aldıklarını belirttiler. Hollanda
Maliye Bakanı Wouter Bos, "Müdahalede bulunmayabilirdik. Ancak (o durumda) Fortis'in ayakta kalacağı kuşkuluydu." dedi.
Bu arada Fortis Bank Türkiye hisseleri, yüzde 5,9'luk yükselişle güne başladı. Daha sonra
satışların gelmesine karşın hisseler yüzde 1,96'lık primle 1,04 YTL'den kapandı.
Brüksel borsasında ise bir yıl önce 24 Euro'dan işlem görmesine rağmen geçen cuma 5,20 Euro'dan kapanan Fortis hisseleri, dün yüzde 15 artışla 6 Euro'ya tırmandı. Fortis Türkiye'den yapılan açıklamada ise şöyle denildi: "Müdahale, Fortis Grup'un tüm yükümlülüklerini karşılama yeterliliğine sahip olduğunun açık ve net bir teyidi niteliğindedir.
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, düzenleyici kurumların denetiminde faaliyetlerini sürdüren bir finans kuruluşu olan Fortis Türkiye, dünyanın en büyük finans kurumları arasında gösterilen Fortis Grup'un desteğinden, güçlü bir şekilde yararlanmaya devam edecektir."
Temsilciler Meclisi kurtarma paketini reddetti, Bush hayal kırıklığı yaşıyor
Bütün dünyanın kilitlendiği ABD Temsilciler Meclisi'ndeki
oylamadan beklenen karar çıkmadı. Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, Başkan George W.Bush ve 2 büyük partinin yöneticilerinin bütün uyarılarına karşın 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketini az farkla da olsa reddetti. Yapılan oylamada paket 205'e karşı 228 oyla reddedildi.
Demokrat Parti milletvekillerinin çoğunluğu olumlu oy kullanırken Cumhuriyetçi Partili milletvekillerinin çoğunluğu ise pakete karşı oy verdi.
Plan, ABD Hazinesi'ne, ülkedeki sorunlu bankaların
şüpheli alacaklarını satın almak amacıyla 700 milyar dolara kadar harcama yetkisi veriyordu. Başkan George W.Bush, paketin geçmemesinin ekonomiye felaket etkisi yapabileceğini söylemişti. Bush'un uyarılarına karşın Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi muhafazakarlar 'bir çeşit sosyalizm' olarak adlandırdıkları pakete karşı çıkmayı son anda da sürdürdü. Başkan Bush'un bu gelişmeden büyük hayal kırıklığına uğradığı açıklandı.
Beyaz Saray sözcüsü Tony Fratto, "Ülkenin çaresi bulunması gereken zorlu bir krizle karşı karşıya olduğundan kuşku yok. Başkan, oylama sonucundan büyük hayal kırıklığına uğradı." dedi. Oylamadan hemen sonra ABD Başkanı Bush, Beyaz Saray'da ekonomi heyeti ile acil bir toplantı düzenledi. Temsilciler Meclisi'nde yapılan ilk açıklamalarda Cumhuriyetçi Partililer, sonucun negatif çıkmasından kısa süre önce 'partizanca' bir konuşma yaptığını savundukları Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'yi sorumlu tuttular. Demokrat Parti'nin
başkan adayı Barack Obama ise paketin başarısızlığa uğramasına karşın ekonomiyi bu zor dönemeçten çıkaracak ve Kongre'den geçebilecek bir paketin mutlaka çıkarılması gerektiğini söyledi. Obama, "Bu pakette eksiklikler vardı. Bizim için öncelik ABD halkıdır. Paket üzerinde daha çalışacağız." dedi.
Washington, Zaman
Merkez bankalarından 620 milyar dolar
ABD Merkez Bankası (FED) öncülüğündeki dünya merkez bankaları, piyasalara, öncekinin neredeyse iki katı miktar olan 620 milyar dolar verecek. FED, döviz
takas sistemi çerçevesinde, piyasalara 330 milyar dolar pompalarken,
Avrupa Merkez Bankası ve diğer sekiz merkez bankası, piyasalara 290 milyar dolar verecek. Merkez bankalarının likidite sağlamaya yönelik ortak müdahalesi, küresel finansal krizin daha da kötüleşmesini önlemeyi amaçlıyor.
Dünya borsaları yerlebir, Türkiye'yi bayram kurtardı
Küresel krizin Avrupa'ya yayılmaya başladığını gösteren işaretler ve ABD Temsilciler Meclisi'nin 700 milyar dolarlık kurtarma paketini
sürpriz bir şekilde reddetmesi, uluslararası piyasalarda adeta deprem etkisi yaptı.
Amerikan borsaları tarihinin en büyük düşüşlerini kaydederken, Brezilya'da kayıp yüzde 13'ü geçince işlemler durduruldu.
Avrupa borsaları yüzde 5 civarında düşüşle kapanırken,
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Ramazan Bayramı tatili sebebiyle tek seansla sona eren işlemlerin ardından yüzde 1,38 düştü, endeks 36 bin 51 puana indi. İnfo Yatırım'dan Selim Işıklar, ABD'de başlayan finansal krizin Avrupa finans piyasalarına yayılmakta olduğu yönündeki artan endişeler ve ABD'de kurtarma paketinin reddinin global borsalarda satışlara neden olduğunu, İMKB'nin ise tatilden dolayı sert kayıptan kurtulduğunu söyledi. Finansal krizin Avrupa'da etkili olmaya devam edebileceği endişelerinin dolar talebini artırmasıyla YTL, yüzde 0,8'in üzerinde değer kaybetti. Bankalararası piyasada en iyi dolar alış ve satış kotasyonları gün içerisinde en yüksek 1,25 YTL seviyesine kadar yükseldi. Serbest piyasada dolar 1,2530, Euro ise 1,7970 yeni liradan kapandı. Euro/dolar kuru son 10 günün en düşüğü olan 1,43'lü seviyelere kadar geriledi. Altının onsu yüzde 3'ten fazla artışla 908 dolardan işlem görürken, petrol fiyatları yüzde 10'dan fazla düştü. Brent petrolü 93, ABD ham petrolü ise 95 dolar seviyesine kadar indi. Bono bileşik faizi ise yüzde 19,42'den kapandı.
Citigroup, Wachovia Grubu'nu satın alıyor
Citigroup, ABD hükümeti tarafından el konulan Wachovia finans grubunun bankacılık kesimini satın almak üzere anlaştı. Citigroup 2,1 milyar dolar öderken, Wachovia'nın 52 milyar dolara ulaşan borçlarını üstlenecek. Citigroup, 700 milyar doları aşan aktifleri ve pasifleri devralacak. Böylece mevduat hacmi 1,3 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşacak olan Citigroup, ABD'nin en büyük bankası haline gelecek.
Fransa'da acil kriz toplantısı
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy, bugün Fransa'nın önde gelen banka ve
sigorta şirketlerinin başkanlarıyla bir araya gelecek. Küresel finansal kriz ve Fransa'ya etkilerinin görüşüleceği toplantıya,
Başbakan Francois Fillon,
Maliye Bakanı Christine
Lagarde ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Christian Noyer de katılacak. Toplantıda, bireysel ve ticari kredi piyasasının durumu üzerinde durulacağı kaydedildi. Diğer yandan İzlanda hükümeti de sıkıntıdaki ülkenin üçüncü büyük bankası Glitnir'i devletleştirdi.
Hükümet, zor durumdaki bankanın yüzde 75'lik hissesini devraldı. Glitnir Bank'ın 10 ülkede faaliyet gösterdiği belirtiliyor.
İNGİLTERE'DE DEVLETLEŞTİRİLEN İKİNCİ BANKA
İngiliz hükümeti, Northern Rock'tan sonra ülkenin en büyük emlak kredisi bankalarından Bradford and Bingley'i (B&B) de kamulaştıracağını açıkladı. Bankanın faaliyetlerinden bir bölümü ise İspanyol bankası Santander'e satılacak. Kurtarma planı uyarınca devlet, B&B'nin 50 milyar sterlin (92 milyar dolar) değerindeki mortgage borçlarını üstlenecek. Santander de B&B'nin 20 milyar sterlinlik bireysel tasarruf mevduatları ve şube ağı için 400 milyon sterlin ödeyecek.
FORTİS BANK'IN YENİ SAHİBİ ÜÇ ÜLKE
Belçika, Hollanda ve Lüksemburg hükümetleri, Avrupa'nın 20 büyük bankasından biri olan Fortis'e toplam 11,2 milyar Euro (16,4 milyar dolar) vermeyi kararlaştırdı. Müdahale sonrasında her devlet kendi ülkesindeki Fortis bankalarının yüzde 49'unu alacak. Belçika 4,7 milyar, Hollanda 4 milyar, Lüksemburg da 2,5 milyar Euro katkıda bulunacak. Fortis Türkiye'den yapılan açıklamada, "Bu müdahale, Fortis Grup'un, tüm yükümlülüklerini karşılama yeterliliğine sahip olduğunun açık ve net bir teyidi niteliğindedir. Fortis Türkiye, Grup'un desteğinden, güçlü bir şekilde yararlanmaya devam edecektir." denildi.
ALMAN BANKASI İFLASTAN KURTULDU
Almanya'da zordaki emlak kredisi bankası Hypo Real Estate, bir bankalar konsorsiyumuyla son dakika anlaşması yaparak iflastan kurtuldu. İskandinav ülkelerindeki bankalar da sıkıntı yaşıyor. Likidite sıkışıklığı devam ederse zincirleme olarak Alman ve Fransız bankalarının da olumsuz yönde etkilenebileceği ve bu ülke hükümetlerinin de kurtarma paketleri hazırlayabilecekleri vurgulanıyor.