PwC'den
rapora ilişkin yapılan yazılı açıklamada, 2050 yılında dünya ekonomisine ilişkin öngörüleri içeren raporun,
Brezilya, Çin,
Endonezya,
Hindistan,
Meksika,
Rusya ve
Türkiye'den oluşan E7 ülkelerinin
ekonomik büyüklükte G7 ülkelerini geçeceği, yıllık ortalama yüzde 5,1 oranında ekonomik
büyüme ile Türkiye'nin
İtalya'yı yakalayacağı belirtildi.
Raporda, 2050 yılında küresel ekonominin birinci ligini E7 olarak anılan yükselen ekonomilerin oluşturacağı, bununla birlikte E7 dışında kalan 13 yükselen ekonominin de ekonomik gelişimini tamamlamış
OECD üyesi ülkelerden (Türkiye, Meksika ve
Güney Kore dışındaki üyeler) çok hızlı bir şekilde büyüyeceği öngörüldü.
Türkiye'nin 2050'ye kadar cari
kura göre yıllık ortalama yüzde 5,1, satın alma gücü paritesine göre yüzde 4,2 oranında büyüyeceği öngörülen raporda, 2050 yılında Türkiye'nin, milli gelirini cari kura göre 3 katından fazlasına, satın alma gücü paritesine göre 2 katına çıkarmış olacağı ve ekonomik büyüklükte İtalya ile aynı düzeyi yakalayacağı vurgulandı.
''2050'de Dünya'' çalışmalarını yürüten PwC Makroekonomi Bölümü Başkanı John Hawksworth, küresel ekonominin ağırlığının Çin, Hindistan ve diğer büyük yükselen ekonomilere kaydığı, yaptıkları analizin bu sürecin daha da ileriye gideceğini ortaya koyduğunu kaydetti.
Yükselen ekonomilerin hızlı büyümesinin, gelişmiş OECD ülkelerinin sonu anlamına gelmediğinin altını çizen John Hawksworth, şu görüşleri aktardı:
''Aslında bu durum, gelişmiş ülkeler için ihracat gelirleri ve yatırımlar açısından yeni bir
açılımı da beraberinde getirecektir. Bununla birlikte ülkeler düzeyinde bir kazan-kazan durumundan söz etsek de, yeni dünya düzenine geçiş sürecinde şirketler açısından kazananların ve kaybedenlerin olması kaçınılmaz.''
PwC Türkiye Başkanı
Cansen Başaran Symes de küresel ekonomiyle gün geçtikçe daha fazla bütünleşen yükselen ekonomilerin ağırlığının artmasının
sürpriz olmayacağını, Türkiye gibi ülkelerin artık sadece
ucuz iş gücü, yeni
pazar fırsatları olarak kalmayıp, küresel ekonomi içinde yatırım yapan ve dış pazarlara açılan ekonomiler olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Küresel ekonomide güç dengelerinin değiştiği bir süreçten geçildiğini ifade eden Symes, "Türkiye'de farklı kuruluşların 50 yıllık projeksiyonlarında dikkate alınması gereken ve yükselme şansı olan ülkeler arasında sayılıyor. İçinde bulunduğumuz bu süreç, Türkiye için büyük bir fırsat. Bu noktada önemli olan, bu sürece uygun bir stratejinin oluşturulması'' görüşünü dile getirdi.
AA