'Uçaktaki sarhoş yolcu canlı bombadır'

Uçak yolculuğunu kabusa çeviren sarhoş yolcularla ilgili önlem alınmaması tepkilere yol açıyor.

'Uçaktaki sarhoş yolcu canlı bombadır'

Uçuş güvenliğini tehdit eden yolcuları ‘canlı bomba’ olarak nitelendiren Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin, "Bu tür yolcuların uçuşa başlamadan önce görülüp, uçağa alınmaması gerekir.” dedi.

Sarhoş yolcular, havayolu şirketlerinin ve uçakla seyahat edenlerin adeta kabusu haline geldi. Geçen hafta İzlanda’dan New York’a giden bir yolcunun uçak içerisinde bir kişiyi dövmesi ve yolcuların üzerine tükürmesi üzerine şahıs koltuğa bağlanmıştı. Geçtiğimiz günlerde de İstanbul’dan İzmir’e giden 2 yolcunun uçakta sızması ve telefonunu kapatmaması, uçaktan indikten sonra da havalimanında yolcuları tartaklaması alkollü yolcuları gündeme getirdi. 

Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin, uçağa binen sarhoş bir yolcuyu canlı bombaolarak nitelendirdi. Uçağa binmeden önce gerekli önlemler alınması gerektiğine dikkat çeken Ayçin, “Uçağa binmeden önce sarhoş denebilecek bir yolcuyu sadece maddi açıdan düşünerek uçağa alırsanız, alkolün etkisiyle ne yapacağını belli olmayan her insan aslında uçağın içerisindeki bir canlı bombadır. Yani uçuş emniyetini riske etmek açısından da bir canlı bombadır. Uçuş esnasında görevini yapan kabin ve kokpit ekibi açısından da canlı bombadır. Ne zaman ne yapacağını bilemezsiniz. Değişik bahanelerle değişik saldırı biçimlerini hayata geçirebilir. Kabin ekibinin görev yapmasını engelleyebilir. Kokpiti zorlayabilir. Yolucular içerisinde paniğe yol açabilir. Birisine maddi manevi zarar verebilir. Yani saldırganlaştığı noktada verdiği zararın önünü almak zordur. Bu tür yolcuların uçuşa başlamadan önce görülüp uçağa alınmaması gerekir.” diye konuştu. 

'YOLCU KAPAYIM MANTIĞIYLA HAREKET EDİLİYOR'

Alkollü yolcuların rekabet düşüncesiyle uçağa alınmasının tehlikeli olduğuna vurgu yapan Ayçin, “Sarhoş kişilerin mutlaka bir takım önlem ve tedbirlerle o yolculuktan men edilmesi gerekir. Yerden mantar bitercesine özel şirketlerin kurulmasına izin verirseniz, bir takım şartların oluşmasını araştırmaz, incelemezseniz, sonuç itibariyle olay 'bir yolcu kapayım' mantığına havayolu taşımacılığından öte karayolu taşımacılığına dönerse, olacağı budur. Özellikle yolcu konusunda bir takım güvenlik önlemleri alınması gerekir. Aksi taktirde bu tür olayların önüne geçemezseniz." ifadesini kullandı. 

Havacılık Tıbbı Derneği Başkanı Doç.Dr. Muzaffer Çetingüç ise uçaklarda veya havaalanlarında yaşanan kavga, agresif tepkiler veya kural dışı davranışların bir kısmında alkolün rol oynadığını ifade etti. 

Davranış bozukluklarının yüzde 90'ı kişilik yapısıyla ilgili olduğunu kaydeden Çetingüç, “Bu tür olayların çoğu uçağa binmeden önce aşırı alkol almış kişilerin olaylarıdır ki bunu engellemenin imkanı yok. Alkolü yasaklamak yerine uçak içinde bedava alkollü içki dağıtımı kaldırılabilir, ayrıca satışta bir sınırlama getirilebilir. Uçağa alınma sırasında (bekleme salonu, körükten giriş) aşırı alkollü olduğu, taşkınlık veya davranış bozukluğu gösteren kişiler polis kontrolüne tabi tutulabilir. ABD, İsrail gibi bazı ülkelerde işlerlikte olan Air Marshal (uçak polisi) uygulaması ülkemiz için düşünülmelidir. Bu, hem kabin personelinin üzerindeki yükü alır, hem de agresif kişiler için caydırıcı olabilir.” şeklinde konuştu. 
<< Önceki Haber 'Uçaktaki sarhoş yolcu canlı bombadır' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER