BM Genel Kurulu'ndan sonra ikinci en fazla katılımlı BM toplantısı olan konferansın açılış konuşmasını, konferansın başkanı seçilen Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül yaptı.
GÜL KONFERANSIN BAŞKANI SEÇİLDİ
Konferansın açılışında konuşan BM Genel Sekreteri
Ban Ki-Moon, konferansın geçici başkanı olarak görev yaptığını belirtti ve konferansa başkanın seçilmesiyle devam edilmesi teklifinde bulundu. Ardından "Cumhurbaşkanı Gül'ün başkan seçilmesi konusunda fikir birliği olduğu kanaatinde" olduğunu söyledi. Gül'ün başkan seçilmesi salondan alkış aldı. Ban Ki-moon, konferans başkanı bulunmadığı sürece başkanlığı da
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu'nun üstleneceğini belirtti. BM Genel Sekreteri, ardından Cumhurbaşkanı Gül'e başkanlığı temsilen tokmağı teslim etti.
Konferansın başkanlığını üstlenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaptığı açılış konuşmasına "
Türkiye hükümeti ve halkı adına toplantıya katılan heyetlere hoşgeldiniz demek istiyorum." diyerek başladı. Gül, ardından
BM Genel Kurulu 63/207 kararıyla toplanan konferansta ulaşılması öngörülen hedefleri açıkladı. Cumhurbaşkanı Gül, ilk olarak en az gelişmiş
ülkelerle ilgili faaliyet alanlarının uygulamalarının değerlendirilmesi, uluslararası politikaların yeniden belirlenmesi, bununla ilgili sorunların ortaya çıkarılması gerektiğini kaydetti. Gül ayrıca en az gelişmiş ülkelerin sorunlarına
cevap verilebilmesi için küresel taahhüdün bir kez daha tekrarlanması gerektiğini vurguladı. "Kalkınma ile küresel çalışmaların bir arada yürütülmesinden
destek alarak en az gelişmiş ülkelere desteğin ve desteğin sürmesine yönelik taahhüdün tekrarlanmasını umuyorum." diyen Gül, Ban Ki-Moon'a da uluslararası
toplumun dikkatini en az gelişmiş ülkelere çevirdiği için teşekkür etti.
"ULUSLARARASI TOPLUM GÜNDE 1 DOLARDAN AZ GELİRLE YAŞAYAN 1 MİLYAR İNSANI GÖRMEZDEN GELEMEZ"
En az gelişmiş ülkelerin dünya nüfusunun yüzde 13'ünü oluştururken,
ekonomik çıktının ise sadece yüzde 1'ini oluşturduğunu söyleyen Gül, gelişmiş ülkelerle en az gelişmiş ülkeler arasındaki
kalkınma alanındaki farkın da giderek artmakta olduğuna dikkat çekti. Gül bu farkın daha birçok unsurda da kendisini gösterdiğini dile getirdi. 1970 yılında 25 en az gelişmiş ülke varken bu rakamın şimdi 48'e çıktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Bu durum bu şekilde devam edemez. Günde 1 dolardan az gelirle yaşayan 1 milyar kişi varken uluslararası toplum bunu görmezden gelemez. Bu sadece siyasi değil ahlaki olarak da
alarm verici, endişelendirici bir durum." dedi.
"KISIR DÖNGÜYÜ KIRMA ZAMANI GELDİ"
Günümüz
iletişim çağında herkesin dünyanın diğer alanlardaki gelişmeleri takip etmekte olduğunu belirten Gül, "Bu kısır döngüyü kırma zamanı geldiğini ifade etmek lazım. Bu durumu aşabilmek için
İstanbul'da bir araya geldik. En az gelişmiş ülkelere desteğimizi sunmak için bunları aşmak istiyoruz." diye ekledi. "900 milyonun hayallerini gerçekleştirebilme
ümitlerini burada yineliyoruz." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Gül, kalkınma ile barış ve güvenlik arasındaki ilişkinin de gözardı edilemeyeceğini ifade etti. "En az gelişmiş ülkeler daha marjinal hale geldiğinde barıştan söz edilemez." diyen Gül, bu ülkelere yatırım yapmanın sadece tek taraflı olmadığını, kazan-kazan durumunun ortaya çıkarılabileceğini dile getirdi.
Yatırımların ülkelerin sürdürülebilir kalkınmalarını da sağlayacağını dile getiren Gül, "Yeni bir vizyona ulaşmamız lazım. Bu yeni vizyon bazı yeni parametreler ortaya koymalı."şeklinde belirtti.
"EN AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER ÜLKELER ŞİMDİ DAHA FAZLA RİSK ALTINDA"
Zirvede 10 yıllık bir faaliyet planınıN kabul edileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bunun sonucunda 1 milyar kişinin hayatında değişiklik yapabilmeliyiz. Yeni bir
işbirliği ruhu
doğurmamız gerekiyor. Hem en az gelişmiş ülkeler hem de uluslararası toplum bu projelere daha fazla sahip çıkmalı. Süreci hızlandırmamız gerekiyor, gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlememiz gerekiyor." ifadelerini kullandı. Bazı az gelişmiş ülkelerin güçlü
büyüme performansları yakalayabildiklerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Ama yarısından fazlası çok az veya negatif büyüme yaşadı. Bu çok da ümit vermeyen tablo iç savaşlar, küresel
kriz,
gıda ve
yakıt fiyatlarını artması ve salgın hastalıklarla daha da kötü hale geldi. En az gelişmiş ülkeler ülkeler şimdi daha da risk altındalar." diye vurguladı."
Küresel bir kriz anında küresel bir cevap kapasitesinin harekete geçirmemiz gerekiyor." diye devam eden Gül, gıda sıkıntısı ve salgın hastalıklar gibi sorunların ancak bu şekilde aşılabileceğini dile getirdi.
"İSTANBUL ZİRVESİNİN BİR MOMENTUM GETİRECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Ekonomileri tarıma dayalı ülkelerin düşük verimlilikle karşı karşıya olduklarını ve ticaretteki paylarının çok da düşük olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bu ülkelerin
üretim kapasitelerinin ve tedarik kapasitelerinin geliştirilmesinin ekonomik sıkıntılarını aşmalarına fayda sağlayacağına dikkat çekti. "İstanbul zirvesinin bir momentum getireceğini düşünüyorum." diye devam eden Gül, dördüncü zirvenin sadece mali kaynakların harekete geçirilmesi ile ilgili olmadığını kaydetti. Gül, "Önemli atılımlar içinde olmalıyız. Üretken bir kapasite gerçekleştirilmesi önemlidir." şeklinde konuştu. Özel
sektörün bu açıdan önemli olduğunu vurgulayan Gül, "Yatırım ortamı oluşturmak da fakirliğin kalkmasına katkıda bulunacaktır. Yenilikçi inisiyatiflerin oluşturulması lazım. Yatırım alanlarının gerçekleştirilmesi lazım. Alytapı çalışmaları için teşvikler verebilir." gibi önerilerde bulundu.
Eğitimin de fakirliğin kaldırılması için son derece önemli bir adım olduğunu ifade eden Gül, eğitimin sürdürülebilir bir değişim ortamı oluşturmak için çok önemli olduğunu kaydetti. Ayrıca sağlık ve beslenme ile kadınların konumunun geliştirilmesi konularının da önemine işaret eden Gül, kadınların bütün kalkınma alanlarının merkezinde bulunduğunu dile getirdi.
"TÜRKİYE, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN DESTEĞİYLE YILDA 2 MİLYAR DOLAR YARDIM YAPTI"
Konuşmasında güney ve kuzey arasındaki işbirliği üzerinde de durmak istediğini aktaran Cumhurbaşkanı Gül, kuzey ve güney arasındaki
teknik işbirliğinin etkin bir kalkınma stratejisi haline geldiğini dile getirdi. En az gelişmiş ülkeler ve
gelişmekte olan ülkeler arasında tam ortaklığın gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü kaydeden Gül, "Türkiye gerçekten en az gelişmiş ülkelerin fakirlikle mücadele çalışmasında elinden geleni yapmaktadır. Resmi kalkınma
yardımımız artırdık. Türk
sivil tolum
örgütlerinin desteğiyle sağladığımız yardım yıllık 2 milyar dolara ulaşmış durumda." bilgisini verdi.
"ARA DEĞERLENDİRME KONFERANSI DA İSTANBUL'DA OLABİLİR"
Gül, işbirliğinin sağlıklı sürmesi için devam eden takip mekanizmaları kurulması gerekeceğine de değindi. Türkiye'nin bu süreçte üstüne düşeni zamanında yapmak için elinden geleni yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, ara değerlendirme konferansının yine İstanbul'da yapılması için çalışmaların gerçekleştirebileceğini dile getirdi.
"Eşitsizliklerle çalışmalarımıza devam edemeyiz." diye sözlerini sürdüren Gül, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Değerlerimizin ortak bir zemine oturtulması gerekiyor. Halklarımızın gelecekte daha iyi olabilmesi için çalışmalarımız birleştirmemiz gerekiyor. Eğer bu zirve ve takip eden süreçte İstanbul'un 1 milyar kişinin kaderinin değiştirildiği bir şehir olarak anılması bizim için gurur vesilesi olacaktır. İstanbul adil bir dünya için çağrıların yapıldığı şehir olarak anılacaktır."
Lütfü Kırdar
Kongre Merkezi'nde 5 gün sürecek olan konferansta 197 ülke ve 47 uluslararası örgüt temsil ediliyor. Konferansa 40 ülkenin devlet veya hükümet başkanları ve on ülkenin baş
bakan yardımcılarının yanı sıra 94 bakan ve 2 bin sivil toplum kuruluşu katılıyor. EN Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı daha önce de iki defa Fransa'da, bir defa da AB adına Brüksel'de gerçekleştirilmişti. Ancak bu toplantıda somut ve gözle görünür farklılıkların ortaya çıkması bekleniyor.
Konferans hükümetler arası, sivil toplum kuruluşları arası,
özel sektör kuruluşları arası, parlamenterler arası ve entelektüeller arası diyaloglar olmak üzere beş ayrı platformda gerçekleştiriliyor. Toplamda 10 bin civarında kişinin iştirak edeceği konferans boyunca en az gelişmiş ülkelerin sinema gösterimleri de dahil olmak üzere 50'yi aşkın programın hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Son üç yıllık kişi başına yıllık geliri 905 doların altında olan ülkelerden oluşan 'En Az Gelişmiş Ülkeler' grubunda 48 ülke bulunuyor. Konferans öncesinde bir açıklama yapan
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, konferans sonrasında ciddi çağrılarda bulunan bir İstanbul Deklarasyonu'nun ilan edileceğini söylemişti. Davutoğlu, bu deklarasyonun yanı sıra Türkiye'nin tek taraflı taahhütlerini içeren bir
bildiri de yayınlayacaklarını kaydetmişti. Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin bu faaliyetleriyle uluslararası vicdanın sesi olmak istediğini kaydetmişti.