Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler,
nükleer santral konusunda
ihale çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ''Kendi uranyumumuzu, toryumumuzu çıkarıp değerlendirerek, dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracak çalışmalar yapıyoruz'' dedi.
Güler, Yurt
Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Uluslararası Kalıp Üreticileri Birliğince düzenlenen Maden
Türkiye ve Kalıp
Avrasya 2008 Fuarı kapsamında gerçekleştirilen ''Dünya Kalıp Fuarında Türkiye'nin Yeri'' konulu panele katıldı.
Panelin açılışında konuşan Güler, madenciliğin çok fedakarca çalışma gerektirdiğini, ancak birtakım haksız eleştirilere maruz kaldıklarını ifade ederek, bunun mutlaka giderilmesi gerektiğini, çünkü madensiz bir hayat düşünülemeyeceğini dile getirdi.
Birtakım eleştirilere uyup madencilikten vazgeçilmesi durumunda dünyada ne
demir, ne çimento, ne inşaat makinesi, ne
iğne, ne de iplik olamayacağını kaydeden Güler, ''Taş devrine dönmek istiyorsanız, yani ilk insanın kıyafeti gibi... Düşünün, böyle bir hayat, her şeyi çiğ yiyen, kılığı, kıyafeti dahi olmayan... Maden olmazsa hayat böyledir'' dedi.
Bakan Güler, madencilik
sektöründe bir eksiklik olduğuna işaret ederek, ''Bir
aile bütünlüğü içinde olduğumuz için söylüyorum. Halkla ilişkilerimiz biraz zayıf. Yaptıklarımızı iyi anlatamıyoruz. Yani biz sözü işe çeviriyoruz, ama işi söze çeviremiyoruz. Onun için de
madenciler gelenden gidenden gol yiyor. Bunu mutlaka gidermemiz lazım'' diye konuştu.
Bu amaçla, Maden Yasasında gerekli düzenlemeler üzerinde çalıştıklarını vurgulayan Bakan Güler, yasaların dinamik olarak görülmesi durumunda,
uygulamadaki aksaklık ya da eksikliklerin giderilebileceğini anlattı.
Güler, bu noktada verimliliği esas alacak çalışmalarla gerekli önlemlerin alınması durumunda madenciliğin ''
altın çağını'' yaşayacağına dikkati çekerek, sektörde
vergi, uygulama ya da girdi gibi birtakım sıkıntılar olduğunu, bunların karşılıklı ele alınarak düzeltilebileceğini ifade etti.
''YENİ KÖMÜR SAHALARI BULDUK''
Enerji politikasının büyük ölçüde
yerli kaynaklara bağlı olarak yeniden düzenlendiğini dile getiren Güler, bunun içinde de su,
rüzgar, güneş ve
jeotermal kaynakların başı çektiği yenilenebilir enerjinin bulunduğunu söyledi.
Güler, kömürün tekrar gündeme geleceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''MTA'yla yeni kömür sahaları bulduk. Bunu tekrar değerlendireceğiz. Nedense bazı kesim kömürü kirli, pis diye tanıttı, ama bugün
Amerika elektriğinin yüzde 50'den fazlasını kömürden elde ediyor.
Almanya ve
Rusya aynı... Biz de bu şekilde yapacağız. Bunun için Afşin
Elbistan dahil yeni bulduğumuz sahaları özel sektöre açacağız. Çayırhan'da mesela çok güzel bir
üretim yapıldı.
Yatağan, Kemerköy,
Yeniköy ve
Soma, bunlar da süratli şekilde ele alınacak ve yeni kömür santralleri yapacağız. Yapmaya da mecburuz.''
Nükleer santral konusuna da değinen Bakan Güler, ihale çalışmalarının devam ettiğini belirterek, ''Orada da kendi uranyumumuzu, toryumumuzu çıkarıp değerlendirerek, dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracak çalışmalar yapıyoruz'' dedi.
Güler,
mermer konusunda da Türkiye'nin
İtalya ile
rekabet ettiğine işaret ederek, artık Türkiye'de mermer makinesi inşa eden bir sektör ortaya çıktığını ve bu konuda çok iyi olduğunu söyledi.
Jeotermal enerji konusunda ise Türkiye'nin
rezerv olarak
Avrupa'da birinci, dünyada da yedinci sırada bulunduğunu dile getiren Güler, bu kaynağın yeterince kullanılmadığını, bunun için daha derinlere inecek
sondaj makinelerine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Güler, mevcut makinelerin 500-600 metreye kadar indiğini, hedefin ise 2 bin 500-3 bin metre olduğunu ifade etti.
''ALTINDA DÜNYADA 2. OLMA DURUMUMUZ VAR''
Güler, altın konusuna da değinerek, şunları söyledi:
''Dikkat ederseniz, bütün madenleri çıkarınca bir ses olmuyor, altına gelince millette bir hassasiyet başlıyor. Garip bir şey. Halbuki
Atatürk demiş ki; 'Ben MTA'yı yer altı zenginlikleri tespit etmek için kurdum. Çalışacaklar, onlardan mesut sürprizler bekliyorum' 1935 yılında MTA'yı kurmuş. Altın ve petrol
aramayla ilgili yapıyı da 1933 yılında oluşturmuş. Ulu
Önder Atatürk'ün dediğini yapacaksak, bunların hepsini arayacağız. Hakkını vereceğiz. Altın da bulacağız, kömür de, nikel de, kurşun da, jeotermal kaynakları da çıkaracağız. Bu konuda kararlıyız. Altın konusunda İstanbul'u mücevherat merkezi yapmak istiyoruz. Kaynaklarımızın tamamını kullanırsak dünyada altında 2. olma durumumuz var, eğer yapmazsak 9. oluruz. Bunu yaparken de tabii ki çevreye gayet uyumlu bir şekilde hareket etmek bizim boynumuzun borcu.''
Bakan Güler,
siyanür konusunda bilgi kirlenmesi olduğunu belirterek, siyanürün yalnızca yüzde 1'inin madencilikte, yüzde 99'unun ise başka sektörlerde kullanıldığını söyledi.
Maden arama konusunda daha derinlere ineceklerini vurgulayan Güler, MTA'nın ortalama yaptığı sondaj derinliğinin 180 metre olduğunu, bu rakamın
Avrupa Birliği ülkelerinde bin 200 metreyi bulduğunu,Türkiye'nin de çalışmalarını daha derinlere indirmek istediğini sözlerine ekledi.
AA