Raporda, sık sık grizu patlamaları olan
Türkiye'deki maden ocaklarında yapılan
teknik incelemelerin uluslararası anlamda akredite olmayan mühendis ve kurumlar tarafından yapıldığı ortaya çıktı.
AK Parti Bursa Milletvekili ve
TBMM Madencilik Sektöründeki Sorunların Araştırılması Komisyonu Başkanı
Mehmet Altan Karapaşaoğlu, "Türkiye'de dünya standartlarında akredite olan mühendisler yok. Madenin tespit, çıkarılması ve işlenmesi için yeni bir
kanuni düzenleme şart" dedi.
AK Parti İl Başkanlığı'nda
basın toplantısı yapan Karapaşaoğlu, 2 bin 800 sayfalık
raporun Bursa'da yaşanan grizu facialarının ardından hazırlanmaya başlandığını söyledi. 6 ay içerisinde hazırlanan raporda çarpıcı verilere rastladıklarını kaydeden Karapaşaoğlu, raporun hazırlanmasında yaklaşık 20 uzmanın çalıştığını dile getirdi.
TÜRKİYE MADENİNE KANADA MODELİ
Raporun hazırlanması için dünyada önemli bir yere sahip olan
Kanada'da incelemelerde bulunduklarını ifade eden Karapaşaoğlu, "Kanada'da
metal ve kömür madenciliğinde incelemelerde bulunduk. Bu
modeli Türkiye'ye en kısa sürede getirmek istiyoruz. Bu modelin ülkede faaliyete geçmesi uzun sürmeyecek. Kanada'daki tünellerde 50 metrede bir sağında ve solunda çapraz olarak odalar var. Orada çalışan
işçinin ve mühendisin kalabileceği odalarda insanların ihtiyaçlarını karşılayabileceği yiyecekler var.
Odaların yer üstüne bağlantı kurmalarını sağladığı odalarda ise insanların hayat boşlukları oluyor. Kanada'da son 37 sene içinde herhangi bir
kaza olmadı. Bazı
küçük olaylar olmuş. Bunlar da bu odalar sayesinde kurtuldu. Bizde Uludağ'daki volframda bu tip odalar var. Bu büyüklükte değil. İçerisinde hiç bir şey yok. Sadece bağdaş kurup oturursunuz. Bu tedbirlerin alınmadığı bir noktadayız" diye konuştu.
ULUSLARARASI AKREDİTESİ OLAN MÜHENDİSİMİZ YOK
Karapaşaoğlu, Türkiye'de uluslararası akreditesi olan mühendis olmadığına dikkat çekti. Maden ocaklarındaki teknik incelemelerde mineral
sondaj gibi konuların akredite olmayan kurumlar tarafından yapıldığını anlatan Karapaşaoğlu, "Türkiye'de 5 sene önce
akreditasyon kurumu kuruldu. Ama madencilik bu kurum içerisine girmiyor. Bizim ocaklarımızda bizim tespitlerimize göre dünya standartlarında akreditasyon mühendisleri yok. Dünya standartlarına uygun olan 5 ya da 6 standart vardır. Bu standartlarından birisini Türkiye model olarak almalı. Kendi ihtiyaçlarını da ilave etmek üzere raporlarını bu yönde yapmalıdır. Kurumlar arası güvenli bilgi paylaşımı da yok. Bilgiler kişisel menfaatlere dayanıyor. Size verilen bilgiler kurumun akredite edilmiş bilgiler değil. Bilgilerin paylaşılması konusunda kurumlar tutuk davranıyor. Yatırımcıya yeterli bilgi verilmiyor. Niçin olmuyor. Akreditasyon meselesinden dolayıdır" şeklinde konuştu.
"MADENİN GELECEĞİ İÇİN YASAL DÜZENLEME ŞART"
Madenciliğin tespit edilmesi, çıkartılması ve işlenmesi konusunda Türkiye'de önemli problemlerin olduğuna işaret eden Karapaşaoğlu, "Madenin çıkarıldıktan sonra işlenmesi konusunda problemler var. Madenin tespiti, çıkarılması ve işlenmesi önemli. Yeni
yasa düzenleme şart. Hepsi için ayrı ayrı çalışma yapmak gerekiyor. Yasalarda yönetmelikler vardır. Bunu herkes bilir.
Çevre yönetmeliğinin madencilikle ilgili kısmı gibi. Kurumlar arasında
yetki çatışması var.
Madencilik için MTA'nın yanı sıra
Orman Bakanlığı'na ve
Çevre Bakanlığı gidip izin istemek gerekiyor. Türkiye'de bu yüzden madencilik gelişmiyor" ifadelerini kullandı.
Madenciliğin Bursa'daki örneklerinde bazı teknik sıkıntıları olduğunu dile getiren Karapaşaoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Türkiye'deki en önemli eksikliklerden bir tanesi akreditasyon belgesidir. Bu sorun Bursa'da var. Batıda bu belgesi olmayan ocağa alınmıyor. Ayrıcı batıda akreditasyon
yenileme senede 2 kere oluyor. Türkiye'de eksik iki kurumun faaliyete geçmesi gerekir. Madencilik akreditasyon kurumu ve madencilik akredite edilen mühendislerin devreye girmesi gerekiyor. Türkiye'de bu mümkün. Yerin altında hazinemiz var. Bu hazineyi yeterince kullanamıyoruz. Türkiye'de madenciliğin ihracatından elde ettiğimiz miktar 75 milyar dolara çıkabilir. Bu çok büyük miktar. Türkiye'nin
dış ticaret açığı 50 milyar dolar olduğunda bu rakama ulaşmak hayal değildir"
"10 YILDA 3 MİLYON İSTİHDAM"
Madencilik sektöründe gerekli kanuni düzenlemeler yapılması halinde 10 yılda bu sektörün 3 milyona yakın kişiyi istihdam edebileceğini kaydeden Karapaşaoğlu, "Madencilik sektörünün istihdam sağlayacağı işçi sayısı en kötü ihtimalle 10 yıl içinde 880 bindir. Bu en kötüsüdür. Orta seviyede bu işleri yaptığımız da 2 milyon 632 bindir. Devlet Planlama Teşkilatı'nın ve
Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre bu uygulamaları yaparsak istihdam sayısı 8 milyondur. Benim tahminime göre 10 yıl zarfında 3 milyon istihdam rakamını yakalarız. İşsizliğe en önemli çare olarak bunu görüyoruz" dedi.
Karapaşaoğlu, raporu yarın saat 16.00'da TBMM'de açıklayacağını, raporu hazırlarken her partiden milletvekillerinin desteğini aldıklarını sözlerine ekledi.
İHA