Zirvenin açılışında konuşan
TUSKON Başkanı
Rızanur Meral, önemli mesajlar verdi. Meral, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir, düsturu ile dünyadaki
terör ve şiddetin üstesinden gelelim." dedi. Dış
Ticaret'ten sorumlu
Devlet Bakanı Zafer
Çağlayan ise
Türkiye'nin, komşularıyla sorunsuz bir dış
politika yürüttüğünü anlattı. Bu kapsamda da birçok
ülkeyle vizelerin kaldırıldığını belirten Çağlayan, buna rağmen
Avrupa Birliği'nin Türk işadamlarına yönelik vize uygulamasını eleştirdi.
İşadamlarına
çağrı: Terör ve yoksulluğu birlikte bitirelim
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın koordinasyonunda ve Türkiye
İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) desteğiyle gerçekleştirilen 'Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü 2010',
İstanbul Sütlüce Kültür ve
Kongre Merkezi'nde görkemli bir törenle başladı. Yerli ve
yabancı binlerce
işadamı ve çok sayıda
bakanın katıldığı toplantı 'dünya medeniyetler ittifakı'na ev sahipliği yaptı. Açılışta konuşan TUSKON Başkanı
Rızanur Meral, toplantının yüksek hacimli ticari bağlantıların yanı sıra birçok yeni yatırım kararına da vesile olacağını söyledi. Dünyanın önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğine işaret eden Meral, bu süreçte etkinliğini en fazla artıran ve kapasitesini geliştirmekte olan ülkelerin kazanacağını dile getirdi. Dünya Ticaret Köprüleri'nin çok daha önemli sonuçlara gebe olduğunu kaydeden TUSKON Başkanı, "Sadece hızlı büyüyen ülkeler değil az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sesini duyabilen, duyurabilen, bu ülkelerle empati yapabilen ülkeler, geleceğin mimarı olacak." dedi. Meral, 2010 yılının Türkiye için önemli bir yeri olduğunu,
iş dünyası olarak bu yıl sonunda yüzde 7'lik bir
büyüme öngördüklerini kaydetti. Ticarette kısa vadeli değil, uzun süreli
ortaklıklar gerektiğini anlatan Meral, şöyle konuştu: "Bu sayede insanlara daha fazla iş daha fazla aş verilecek. Gelin dünya ülkeleri olarak ortaklığımızı artıralım. Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir, düsturuyla dünyadaki terörün ve şiddetin üstesinden gelelim."
TÜRKİYE'NİN EKSENİ DÜNYAYA KAYIYOR
Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı
Zafer Çağlayan ise konuşmasında, Türkiye'nin yüzünü Batı'dan Doğu'ya döndüğü yönündeki eleştirilere tepki gösterdi. TUSKON'un Ticaret Köprüsü'nü buna örnek gösteren Çağlayan, "Salona bakın, işte Türkiye'nin ekseni budur. Bu, dünya eksenidir. Eksen kaymasına en iyi
cevap 40 ülkeden resmi temsilcinin katılımıdır. 135 ülkenin toplantılara iştirakidir." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin komşularıyla sorunsuz bir
dış politika yürüttüğünü anlatan bakan, bu kapsamda da birçok ülkeyle vizelerin kaldırıldığını kaydetti. Buna rağmen Avrupa Birliği'nin Türk işadamlarına yönelik vize uygulamasını sert sözlerle eleştiren Çağlayan, "Uygulamayı kınıyorum. Malların serbest dolaştığı bir ortamda birlik çifte standart oluşturarak Türk işadamlarını vize problemleriyle karşı karşıya bırakmaktadır." şeklinde konuştu. Bugün açıklanan işsizlik rakamlarına da değinen Çağlayan, yeni istihdamlara katkı sağlayan TUSKON ve TİM'e teşekkür ederken, Türkiye
Odalar ve
Borsalar Birliği'ni (
TOBB) ise üstü kapalı eleştirdi.
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi ise salondaki görüntüyü
Birleşmiş Milletler'in (BM) ekonomi toplantılarına benzetti. Dünyanın 135 farklı ülkesinden binlerce işadamını Türkiye'ye getirmenin büyük bir başarı olduğunu kaydeden Büyükekşi, dünyada sağlanacak kalıcı barışların dünya ticaret köprüleriyle sağlanacağını kaydetti. Yapılan organizasyonla Türkiye'nin
dış ticaretine geçen yıl olduğu gibi bu yıl da büyük katkılar sağlayacağını vurgulayan TİM Başkanı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye, 'barış ve refahı' kendine misyon edinmiş bir ülke. Bu çerçevede komşularıyla sorunlarını sıfıra indirme
hedefini yerine getiriyor.
Vizeler bir bir kaldırılıyor. Dünyaya barış konusunda örnek bir ülke olmayı hedefliyoruz. Barış adası olmak istiyoruz. Türkiye, Doğu ile Batı'nın ortasında Doğuludan daha Doğulu ve Batılıdan daha Batılı bir konumda." Yüzlerce Türk işadamının dünyanın birçok bölgesinde yatırım ve ticaret faaliyetleri yürüttüğünü ifade eden Büyükekşi, Batı'nın dış ticaret içindeki payının büyük olmasına rağmen
Afrika'nın önemi, Asya'nın gücü ve zenginliğinin farkında olduklarını vurguladı.
Mehmet Büyükekşi, Türkiye dış ticaretinin liberalleşmeye gittiği için rekabetçi gücünü artırdığını belirterek, "Bugün çok iyi bir noktadayız. Avrupa'ya
satış yapıyoruz. Sanayisini geliştirmek dünyaya açılmak isteyenler için önemli bir potansiyeliz. İşbirliği potansiyelinin geliştirilmesi sürekli
iletişim ve diyalogdan geçiyor. Köprünün direkleri sağlam, derin, binlerce insanın emeği ve katkısı söz konusu. Toplantıyı organize edenlere teşekkürü bir borç bilirim." dedi.
Avrupa Halklar Partisi Başkanı Wilfried Martens ise Türkiye ve AB'nin
ekonomik bağlarının daha da güçlendirilmesi için çaba göstermesinin sonucunda siyasi
işbirliğine dönüşeceğini ifade etti. Avrupa'nın Türkiye ile ekonomik entegrasyonu desteklediğini açıklayan Martens, Türkiye'nin 10 yıl içinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olacağını belirtti. Türkiye'nin krizden başarıyla çıktığını ve son 10 yıldır ekonomisini başarıyla reforme ettiğini söyleyen
Belçika eski Başbakanı, "Türkiye, birçok Avrupa politika yapıcısına örnek teşkil ediyor." şeklinde konuştu. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilere de değinen Martens, bu konuda oluşan bazı yanlış anlamaların ortadan kaldırılması için iletişimin artırılmasını istedi. Martens, ekonomik açıklığın ekonomik başarıyı getirdiğine, ancak daha ileriye dönük siyasi amaçlar bulunduğuna işaret ederek, "Türkiye ve AB'nin ekonomik bağlarının daha da güçlendirilmesi için çaba göstermesi, nihayetinde siyasi işbirliğine dönüşecektir." dedi.
TİCARETİ 100 MİLYAR DOLARA ÇIKARALIM
Rus
Sanayici ve Girişimciler Birliği Başkanı Alexander N. Shokhin de, Türkiye ile
Rusya arasındaki ilişkilerin geliştiğine değinerek, işbirliği potansiyelinin büyüklüğünün altını çizdi. İki ülke arasındaki ticaret hacminde yüksek rakamlara ulaşmayı hedeflemek gerektiğini söyleyen Shokhin, "Geçen yıllarda iki ülke arasında 35 milyar dolarlık bir hacim vardı. Bu yeterli bir rakam değil. Ancak ticaret hacmimizi 100 milyar dolara çıkarmak gerçekleşebilir bir hedef." diye konuştu. Shokhin, Rusya ile Türkiye arasında lokomotif sektörün enerji olduğunu ve yeni teknolojilerin, işbirliğinin geliştirilmesine fırsat oluşturacağını söyledi.
Kamerun'a ekmek fırınları götüreceğim
Altı milyon
Euro ciroya sahip RW King şirketinin sahibi Kamerunlu işadamı Martin Azemkouo, ülkesinde elektrik ve
dizel enjektörleri alanında faaliyet gösterdiğini, ancak Türkiye'ye gelme amacının kendi faaliyet alanlarıyla ilgili yenilikleri görmenin yanı sıra ekmek fırınları alıp Kamerun'a götürmeyi düşündüğünü söyledi. Kamerun'un ve Afrika'da birçok ülkenin ekmekle yeni tanıştığını aktaran Azemkouo, ekmek fırınlarıyla ilgili şirketlerle görüşeceğini ve o firmaları hem ülkesinde ortak yatırıma davet edeceğini hem de distribütörlük
teklif edeceğini kaydetti.
'
Kazan kazan' ilişkisi ticareti artırıyor
Afrika Birliği Ticaret Komiseri
Elizabeth Tankeo, Ticaret Köprüsü'nün, Türkiye'nin bütün dünyayla ilgilendiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. THY'nin Afrika uçuşlarının aradaki uzaklığı ortadan kaldırdığını dile getiren Tankeo, "Türkiye büyükelçilikleri çoğaldı. 'Kazan kazan' ilişkisiyle çok önemli bir ortaklık kuruluyor. Afrika'dan daha çok
hammadde ihraç ediyorlar, ancak nihai ürünler de ihracatımızı artırıyor." dedi. Zirvenin uzun soluklu ticari ilişkilerin tesisi için önemine dikkat çeken Tankeo, Afrika'nın dünya ticaretine katılımı için gösterdiği çabalardan dolayı TUSKON'a teşekkür etti.
'Türk malları hem kaliteli hem de Avrupa'dan
ucuz'
Zirveye katılan yabancı işadamlarından Sırbistanlı Galenika isimli ilaç firmasının Direktörü Guljbehar Sabovic, 100 milyon Euro cirolu, Balkanların 'en büyük' şirketlerinden biri olduklarını ve 25 ülkeye ihracat yaptıklarını belirterek, Türkiye pazarını en az Rusya kadar değerli ve büyük hacimli gördüklerini söyledi. Arjantin'de
temizlik ve güvenlik sektöründe faaliyet gösteren Grupo Goits'in sahibi
Raul Alberto Benedini de, Türkiye'den 800 bin dolarlık alım yapmak istediklerini, aynı zamanda
silah alımı için de görüşmelerde bulunacağını kaydetti. Perulu
demir çelik şirketi Tradi S.A.'nın ortağı
Oscar Peschiera ise, "Daha önce Türkiye'den ithalat yapmıştık. Çin,
Japonya,
Kore,
Brezilya, Meksika'dan mal alıyoruz. Türkiye, iyi fırsatlar sunuyor ve bu fırsatları değerlendirmek istiyoruz." diye konuştu. Perulu diğer bir şirket olan ve
tekstil makineleri alanında faaliyet gösteren Logusa'nın sahibi Early
Malaga, Türkiye'ye tekstil makineleri distribütörlüğünü almak için geldiklerini söyledi. Geçen yıl iki makine alıp Peru'da sattıklarını kaydeden Malaga, "Bu sene 1 milyon dolarlık alım yapmak istiyoruz. Türkiye'deki mal çok kaliteli, aynı zamanda
Almanya ve İsveç'te üretilen makinelere göre daha ucuz. Dolayısıyla Türkiye'ye doğru bir yönelişimiz var." diye konuştu.