Yunanistan'da
Papandreu hükümetinin tasarruf önlemlerine ne kadar kuşku ile bakılırsa bakılsın,
ülkenin para birliğinden ayrılmasını kimse cidden
tartışma konusu yapmıyor.
Yunanistan’ın tüm siyasi partileri ülkenin
Euro Bölgesi'nde kalmasını ulusal bir görev addediyorlar. Tek istisna, bir zamanlar Sovyet yanlısı olan komünistler. Onlara kalsa AB’yi toptan lağvedecekler. Sağ popülist Yorgos Karacaferis ise Euro'ya paralel olarak “Euro-Drahmi” önerisini ortaya atıyor.
‘Drahmi,
intihar olur'
Ne var ki Atina’daki
finans uzmanlarının çoğunluğu Yunanistan’ın eski para birimi Drahmi’ye geri dönüşünün
ekonomik açıdan intihar olacağında hemfikirler. Paranın değerinin düşürülmesinin de Yunan ekonomisindeki yapısal sorunlara hiçbir çözüm getirmeyeceği vurgulanıyor.
Öte yandan Yunanistan, Euro Bölgesi'nden kalmaya devam ettiği takdirde,
ücret ve fiyatları aşağı çekerek, para değerini kendi içinde düşürmek zorunda kalacak. Para
piyasaları uzmanı Kostas Melas, denenecek bu yolun acı bir reçete olacağını, bu yüzden politikacıların bu durumu kamuoyundan saklandıklarını söylüyor:
“Şöyle ya da böyle, Yunanistan’ın
rekabet yeteneğini koruyabilmesi için dolaşımdaki paranın değerini en az yüzde 40 oranında düşürmesi gerekiyor. Şimdiden ücretler, maaşlar,
emekli ödentileri düşürülmeye başlandı ve bu süreç daha uzun sürebilir.
Kamu sektöründeki birçok çalışan yıllık gelirlerinin yüzde 40’ından feragat etmek zorunda kaldı. Benzer bir gelişmenin şimdilerde özel sektörde de yaşanması bekleniyor.”
Söylentilerin kaynağı kim?
Atina’da birçokları Yunanistan’ın para birliğinden ayrılacağı söylentisinin, Yunan hükümetine baskıları artırmak için
Avrupalıların bilerek yaydıkları görüşünde. Yunanistan
Ekonomi Bakanı
Evangelos Venizelos, AB,
Uluslararası Para Fonu ve Avrupa
Merkez Bankası’nın oluşturduğu üçlü, yani Troyka ile hiçbir zaman bir çekişmeleri olmadığını söylese de,
Selanik Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Stelios Katranidis, söylentilerin çıkmasında Venizelos’un da sorumlu olduğu görüşünü savunuyor:
“Durumun
patlama noktasına gelmesine, maliye bakanının tasarruf önlemleri konusunda Troyka ile yeni tur görüşmeleri kabul ettirme girişimi sebebiyet verdi. Oysa ki kendisi hep ikaz ediliyordu. Yeni tur görüşmelere ancak belirli şartları yerine getiren, yani güvenilir ve görüşmelerde güçlü duruşu olan, ayrıca zamanlama konusunda da antenleri açık bir kişi girebilir. Karşısındakilere sadece elini uzatan kişi, yeni tur görüşmeleri zorlayacak pozisyonda olamaz.”
Papandreu'dan
çağrı
Başbakan Papandreu ise vatandaşlarına seslenerek, çaresiz gibi görünen durumla mücadeleyi bırakmamalarını, ülkenin iflasını önlemelerini, böylece ülke içinde ve dışında Yunanistan’a ilişkin kuşkulu yaklaşımları ve yalanları cezalandırmalarını istiyor. Papandreu şunları kaydediyor:
“Bazıları Yunanistan’ın Euro Bölgesi'nden çıkartılması talebinde bulunuyor. Avrupa’da kimileri ve ülkemizdeki bazı çevreler kendi siyasi ve ekonomik amaçları uğrunda bizim başarısız kalmamız üzerine bahse giriyorlar. Ya da alelacele dış ülkelere kaçırdıkları paralarla ucuzluk ülkesi Yunanistan’da hoş bir hayat yaşamak için Yunanistan’ın iflasını arzu ediyorlar. Vatandaşların şimdi doğru yanıtı vermeleri ve Yunanistan’ın zorlukların üstesinden gelebileceğinin kanıtını göstermeleri gerekiyor.”
Başbakan Papandreu’nun çağrıları bir yana, Yunanistan vatandaşları öncelikle kendini
kurtarma çabası içinde. 2010 yılı içinde gelirlerinde yüzde 30 oranında kayba uğrayan Yunan aileleri, geçen yıl bir aylık maaştan daha feragat etmek zorunda kalmıştı. Bu yılın sonuna kadar ek tasarruf önlemlerinin gündeme gelmesi de olasılık dâhilinde.
Deutsche Welle
Türkçe