Türk yemek kültüründeki geçmişi yaklaşık 200 yıl öncesine uzanan ve 1960'lı yıllarda fast food menüsüne giren
döner, her yöreye özgü lezzetiyle tüketicinin beğenisine sunuluyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kökleri Erzurum'un ''Oltu kebabı''na dayanan döner, 19. yüzyılda Bursa'da İskender
kebap ile günümüzdeki şeklini aldı.
İstanbul'da 1960'lı yıllarda ekmek arasında satılmaya başlayan ve bu sayede fast food menüsüne giren döner, ''gurbetçi'' Türkler sayesinde de diğer ülkelerde tanınmaya başladı.
Başta
Almanya ve
Arap ülkeleri olmak üzere değişik ülkelerde açılan döner salonları ile müşterisi artan Türk döneri, özellikle Almanya'da sosisin ''hükümdarlığı''na da son verdi. Dönerin,
yurt içinde yaygınlaşması ise 1990'lı yıllarda başladı.
Son yıllarda artan dönerci sayısı nedeniyle müşteri telaşı yaşayan firmaların çabaları ise dönerin yapım şekli ile sunumuna yenilik kattı.
''Dönerci ustaları''nın maharetleri sayesinde çoğu
iş yeri ''köz'' ve ''ızgara'' gibi tekniklerle pişirme yönteminde fark yaratmaya çalışırken, bazıları da dönerin ekmeğiyle ve içine koyduğu garnitürlerle farklı lezzetleri yakalayıp müşteri beğenisini kazanmaya çalışıyor.
Türk döneri genellikle
pide, lavaş dürüm veya ekmek arasında
servis edilirken, çoğu yerde iç malzemesini
marul, soğan,
turşu, patates kızartması ve domates oluşturuyor.
-''ANKARA DÖNERİ''-
Hazırlanışıyla en çok dikkati çeken dönerlerden biri olma özelliğini elinde bulunduran ''
Ankara döneri'', sadece buttan alınan etlerin
şişe tek parça halinde dizilmesiyle oluşuyor. Yaprak döner olarak da adlandırılan bu çeşit, etin lezzetini ön plana çıkartmak için de az miktardaki domates ve patatesle sunuluyor.
Dönerde, ucuzluğu sebebiyle tüketiciler genellikle
tavuk döneri
tercih etse de Ankara döneri et döner çeşitleri içerisindeki önemli yerini koruyor.
Adana'da 1977'den beri döner satışı yapan Remzi Demirdal, et dönerinin diğer çeşitler arasında ayrı bir yere sahip olduğunu belirterek, döneri, ekmek arası,
pilav üstü ve tabakta sade olarak servis yaptıklarını söyledi.
Eti, tuz, karabiber ve kimyonla harmanlayarak döner şişine dizdiklerini belirten Demirdal, ''Ete herhangi bir katkı maddesi eklemiyoruz. Amacımız tüketicinin dönerde etin kendine has lezzetinin keyfini yaşaması'' dedi.
-İSKENDERUN DÖNERİ-
İskenderun döneri ise kendine özgü lavaş ekmeği ile dikkati çekiyor. Öncelikle hamur ince hale gelinceye kadar merdaneyle açılıyor ve sacda pişiriliyor. Daha sonra ekmeklere sıcaklığını kaybetmeden, ayçiçek yağı ve domates salçasıyla hazırlanmış özel sos sürülüyor. Soğumaya bırakılan ekmekler, arasına et ve sosları konulmadan önce tekrar ısıtılıyor.
İskenderun dönerini 10 yıldır Adanalıların beğenisine sunan işletmeci Mehmet Kuş, İskenderun dönerinin lezzetini özel hazırlanan ekmeğinden aldığını söyledi. Döneri odun ateşinde hazırladıklarını belirten Kuş, müşterilerinin çoğunu ise üniversite öğrencilerinin oluşturduğunu bildirdi.
-BERLİN DÖNERİ-
Adını, Almanya'da dönercilik yapan gurbetçi Türklerden alan ''
Berlin Döneri'' ise sadece tavuğun but kısmından yapılıyor ve özel olarak hazırlanan tandır ekmeği arasında müşterilere sunuluyor.
Adanalılara ''Berlin Döneri'' lezzetini sunan Çınarlı Restoran işletmecisi Hasan
Şahin, sosların özel olarak Almanya'dan geldiğini, hazırlanan etin ise bir gün dinlendirildikten sonra şişe takıldığını söyledi.
AA